4. Bölüm

39 7 3
                                    

Ayaklarıma değen suya bakıp kafamı tekrar gökyüzüne çevirdim. Kayalıklara oturmuş ayağımı denize uzatmıştım. Sıkılmıştım. Her şeyden. Bütün olaylar saçma derece aynı anda üst üste gelmişti. Neye üzülsem, neye kırılsam, neye kızsam karar veremiyordum. Kafam çok karışıktı.

"Yeni bir mesajınız var."

Telefonumdan gelen sesi duydum. İçimden hiç açıp bakmak gelmedi. Kimse bu saatte iyi niyetle yazmazdı. Yine de bakmak zorunda olduğumu biliyordum. Arkamda bir yerde duran çantama uzandım. Telefonumu içinden çıkardım. Ekran aydınlandığında kimin mesaj attığını görmüş oldum.

Biyolojik katkı 1: Bu saatte dışarı çıkıyorsun ve biz bir şey deyince bize suç atıyorsun. Sen böyle yaptıkça bizim başka ne düşünmemizi bekliyorsun ki. Gittikçe onlara benziyorsun. Gelme bu saatten sonra eve. Git, kiminle yiyip içiyorsan onlarda kal. (20.35)

Mahru: Peki. (20.36)

Annem... Nasıl da özetlemiş kısaca aile yapımı. Anlatmış her şeyi birkaç kelimede. Kaçırılmıştım ya üç gün önce. Onu bile dışarda gezip tozdum sanmıştı. Hiç endişelenmemişti neredeydim o saate kadar diye. Ya gerçekten tehlikeli insanlara denk gelseydim? Ya gerçekten bir şey olsaydı bana? Acaba üzülür müydü? Ağlar mıydı arkamdan?

"Yeni bir mesajınız var." 

Bu sefer kim atmış diye telefona baktım. Ah, bu seferki babamdı.

Biyolojik katkı 2: Anneni üzmeye kendinde hak mı görüyorsun sen? Biz ne yaptık da bu hale geldin sen? Gerçek bir hayal kırıklığısın resmen. Senin gibi kızım olmaz olsaydı keşke. (20. 45)

Mahru: Keşke. (20.46)

Onları artık umursamayı bırakmıştım. Bir kız çocuğu bunları hak edecek ne yapmış olabilirdi ki? Birini mi öldürmüştüm? Onlara hakaret mi etmiştim? Çok mu sıkıntıydım onlara karşı? Bir anne baba kendi öz çocuklarına karşı nasıl böyle davranabilirdi ya? Bir kız çocuğu neden bu olanlara karşı bir sebep aramak için DNA testi yaptırırdı ki? Belki öz olmasam haklılar, beni artık istemiyorlar diye düşünürdü.

"Yeni bir mesajınız var."

Bakalım bu sefer kim tarafından azarlanacak ya da hakaret yiyecektim?

Azra: Sen nasıl bir insansın ya?(21.18)

Mahru: Söyle, buyur. (21.20)

Mahru: Nasıl bir insanmışım ben? (21.20)

Azra: Bir de yüzsüz yüzsüz cevap veriyorsun.(21.22)

Azra: Gerçekten inanamıyorum artık sana.(21.22)

Azra: Ben sana sevgilimden uzak dur diyorum.(21.22)

Azra: Ayartma artık onu kendine diyorum.(21.23)

Azra: Sen bir de üstüne gidip onun evinde kalmaya başlıyorsun.(21.23)

Mahru: Öyle mi yapıyormuşum?(21.24)

Mahru: Buğra mı söylüyor bunu sana?(21.24)

Azra: Onun adını sakın bir daha anma!(21.24)

Mahru: Ya bir şey soracağım.(21.25)

Mahru: Tam olarak nasıl ayartıyormuşum, Buğra'nı?(21.25)

Azra: Geçen gün koridorda sizi görmüşler.(21.27)

Azra: Buğra senin koluna dokunup kahkaha atmış.(21.27)

Azra: Sen de gülümsemişsin o senin dudaklarına bakarken.(21.28)

Azra: Gösteriyorsun kızım, sonra da diyorsun ki elleme.(21.28)

yeni bir mesajınız var I yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin