Felixle şuan sohbet ede ede evlerimize doğru yürüyorduk.
"Lix, Minho hakkında ne düşünüyorsun?
"İyi birine benziyor aslında." Hayır itici.
"Bence çok sinir bozucu biri. Kendini beğenmişin teki işte. Bu yüzden ona nasıl davranması gerektiğini öğreteceğim."
"Uğraşarak?"
"Aynen öyle. Onun gibiler tatlı dilden anlamaz."
...
"Jisung, ben yoruldum ya. Ara sokaktan falan mı gitsek? Daha kısa olur.""Bende yoruldum ama ya bir şey olursa?"
"Olmaz. Yani sanırım."
"İyi o halde."
Çabucak gidebilelim diye Felixe uydum ve ara sokağa girdim. Böyle tenha ara sokaklarda götü kollamamız lazım tabi. Belki biri gelecek namusumuza kaymak isteyecek? Kaymak gibi çocuklarız yani dikkat etmemiz lazım.
"Ji, ben korkmaya başladım. Köpek sesleri git gide daha da yakınlașıyormuș gibi gelmeye başladı."
"E ben mi dedim bu sokaktan kestirme gidelim daha erken varırız diye?"
"Ben dedim de.. böyle olacağını tahmin etmemiştim."
"Yürü Felix yürü."
Felix köpeklerden çok korkardı. Evcil olanlardan değil ama, sadece sokak köpeklerinden. Bu yüzden önümde hızlıca yürüyordu. Adımlarını her duyduğu seste daha da hızlandırıyordu.
Birden durdu ve arkasına yani bana döndü.
"Jisung, köpekler geliyor."
Felixin bunu demesiyle arkama dönüp baktım. 2 köpek bize doğru koşuyordu. Şu saatten sonra ne olacağı bacaklarımızdaki kuvvete bağlıydı.
"Durma öyle koşmaya başla!"
İkimizde arkamıza bakmadan koşuyorduk. Yorulmuştuk fakat köpekler peşimizi bırakmıyordu.
10 dakika fazla yürüyüp eve sağlam bir şekilde varmak varken neden bu çileyi çekmeyi seçtik ki.."Ji sokağın bitmesine az kaldı senin evin önüne çıkacağız yüksek ihtimalle."
"Annem evde mi bilmiyorum ve anahtarım yanımda değil!"
"Lütfen şaka olduğunu söyle!"
"Değil!"
Eğer annem evde değilse sıçmıștık çünkü Felixin eviyle benim evimin arasında 2 sokak vardı ve bizim de yokuş çıkabilecek gücümüz kalmamıştı.
Tahmin ettiğim gibi annem evde değildi ve kapıda kalmıştık ama en azından köpeklerden kurtulmuştuk.
"Biraz soluklanıp bize mi gitsek?"
"Köpekler hala aşağıdaysa?"
"O da var doğru."
Konuşmamızı bölen şey, komşumuz Junghae teyzenin evinden çıkan Minhoyu görmemiz olmuştu. Minho bizi henüz fark etmemişti. Junghae teyzenin oğlu Jiwon Minhoyu uğurluyordu. Minho arkasını döndüğünde bizi görmesiyle șoka girmişti sanki? E tabi bizi böyle görmeyi beklemiyordu, biz de onu beklemiyorduk. Jiwonun kapıyı kapatmasıyla hepimiz kendimize gelmiştik. İlk konuşan Minho olmuştu.
"Siz..?"
"Sorgulama." dedim düz bir ifadeyle.
"Jisung burda yaşıyor da o yüzden burdayız çok şey etme yani.."
Minho "Anladım." diyip bana tekrardan yan bir bakış atıp merdivenlerden inmeye başladı.
"Kalk Felix biz de gidiyoruz."
"Nereye?"
"Size."
"Köpekler kapının önünde bekliyorsa?"
"Bizden önce Minho indi bir şey olursa ilk ona olur yani bizde kapıyı kapatıp geri binaya gireriz zaten bir şey olursa."
Felixin "Peki ama ilk sen in." demesiyle merdivenlerden inmeye başladım. Bizim Bay Popülerden ses seda çıkmıyordu. Gittiğine göre köpekler de yok?
Apartman kapısının önünde durduk ve Felixle birbirimize baktık. Felixin yutkunduğunu hareket eden adem elmasından anlayabiliyorum. Gergin herhalde.
"Açsana kapıyı Jisung."
"Bende gerildim dur bi."
Yavaşça kapıyı açıp başımı dışarı çıkarttım ve etrafa baktım. Köpek möpek yoktu ortalıkta.
"Temiz."
"Rahatladım. Gidelim o halde."
Apartmandan çıkıp Felixin evine doğru yürümeye başladık. Bugünlük bu kadar aksiyon yeterli. Daha fazlasını istemiyorum artık.
___________________________________
oy verip yorum yapmayi unutmayin ♡
🫧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bana mi asiksin // minsung
ФанфикOkulun popüler çocuğu Lee Minho'nun neden bu kadar sevildiğini anlamayıp ona sinir olan Han Jisung Jisung kendisiyle uğraştıkça ona daha da çok aşık olan Lee Minho 🫧