horozlar ötecek birazdan sabah oldu

227 37 26
                                    

Junghae teyze gerçekten çok güzel yemek yapıyor. Bir gün bana da öğretmesini isteyeceğim.

Yemeğimizi yedikten sonra Jiwon bizi odasına çağırmıştı. Minhoyla birlikte tıpış tıpış Jiwonun odasına doğru yürüyordum.

"Gelin, nasıl yatacağımızı kararlaştıralım."

"Benlik sıkıntı yok, her yerde yatabilirim." dedim. Yerde bile yatarım ama yeterki Minhoyla yan yana olmayayım.

"Benim içinde sorun yok." demişti Minho da.

"Yan yana yatabilir misiniz peki? Misafir odasındaki yatak çift kişilik. İkinizinde koltukta veya herhangi bir yerde yatmasını istemem."

Jiwon kanka
Kanka ne diyorsun anasını satayım?

"Olmaz. Yok Minhoyla yatamam ben." dediğim gibi Minhonun gözlerini üzerimde hissettim. Çok soğuk bakıyordu.

"Koltukta da yatamazsın."

"Yerde yatayım? Yer yatağında uyumaya alışığım zaten, Felix sağolsun."

"Olmaz Jisung, bende yerde yatabilirim. Yatağı sen al."

"İstemiyorum. Yerde yatacağım ben."

Jiwonun odasının kapısı açıldı ve içeri Junghae teyze girdi.

"Ayarladınız mı çocuklar?"

"Jisung yerde yatacağım Minho yatakta yatsın diyor, Minho da tam tersini."

"Neden birlikte uyumuyorsunuz?"

"Teyze ben rahat edemem, gözüme uyku girmez. Yerde yatmak istiyorum."

"Seni yerde yatırmaya hiç niyetim yok Jisung." dedi Junghae teyze. Yav teyzeciğim neden anlamıyorsunuz?

"Junghae teyze bak çok ciddi bir şekilde söylüyorum, yer yatağı beni hiç rahatsız etmiyor iyi uyurum ben hiç merak etme sen."

"Emin misin Jisung?" dedi Jiwon. Çok eminim.

"Evet?"

"Peki, yatabilirsin. Ama yine de aynı odada uyuyun. Olur mu?"

"Ama teyz-" lafımı yarıda kesen şey Minhonun konuşması oldu.

"Olur Junghae teyze, hiç merak etme sen."

Junghae teyze lütfen merak et.

"İyi o halde, salona geçip bekleyin isterseniz ben odayı hazırlayana kadar. Jiwon sen de uyu artık, sabah kalkamıyorsun sonra."

Minhoyla salona gidip beklemeye başladık. Ben kendimi ne kadar Minhodan uzaklaştırmaya çalışıyorsam, bir şekilde daha da çok yakınlaşıyorduk. Aklım almıyor.

Minhonun kedileri de uyumuştu. Gerçekten de Minhoyu gördükleri için rahat bir şekilde uyuyorlardı. Birkaç gün önce tüm gece miyavlayan kedilerden şuan çıt çıkmaması beni şaşırtmıştı.

Kedilerini izlediğimi fark eden Minho "Neden öyle bakıyorsun bebeklerime? Nasıl ızgara yapılacaklarını mı düşünüyordun yoksa?" dedi.

"Kedi şiş yapacağım ya onları, onun hayalini kuruyordum."

"Manyak."
Bu dediğine gülmemek elde değildi. Ciddi ciddi onları yemek istediğimi düşünüyordu yazık.

"Çocuklar gelin hadi hazırladım odayı. Dolapta da pijamalar var onları giyebilirsiniz." Junghae teyzenin sesini duyduğum gibi yerimden fırladım. Çok uykum vardı çünkü.

"Teşekkür ederim teyzem benim." diyip sıkıca sarılmıştım Junghae teyzeye. 5 saniye sonra ayrılıp odaya daldım. Hemen ardımdan da Minho girmişti odaya. Junghae teyze de kendi odasına geçmişti.

Ben pijamalara bakarken Minho yanıma geldi.

"Hangisini giyeceksin?"

"Bilemiyorum ama patlıcanlı pijama olsaydı onu kesinlikle senin giymen gerekirdi." diyip gülmeye başladım.

"Çok komikti bir daha olmasın."

"Teşekkür ederim ve bir daha olacak."

"Sincaplı pijama varmış, al." diyip pijamayı kafama koydu.

"Kafama koyman mı gerekiyordu?"

"Gerekmiyordu aslında ama kısa olduğun için ellerini göremedim bende kafana koydum."

"Gören sanar 1.90 hah!" diyip hızlı adımlarla ilerleyip tuvalete girdim. Mecbur orada değişecektim üstümü, Minhonun yanında mı değiştirseydim?

Pijama yakıştı aslında bana. Sadece biraz büyük gibi duruyor. Minho kedili bir pijama seçmişti. Kedi aşığı olduğunu da bu kadar belli etmezsin be mango.

Junghae teyze yer yatağını, misafir yatağınının dibine sermişti neredeyse. Umarım Minho üstüme düşmez. Ezilmek istemiyorum.

Minho yatağın ucundan bana bakarak "Jisung, rahat mısın?" diye sormuştu. Hayır desem napcan yanına mı alcan?

"Evet?"

"Tamam." diyip kıçını devirdi ve yattı.

...

Saat şuan 03:42 ve bilin bakalım ne oldu? Evet, üstümde kocaman bir sığır yatıyor.

427. rüyamı görürken birden üstümde hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım. Kodumun üzüm saçlısı üstüme düşmüş.

Fısıldayarak "Minho uyan! Kalk üstümden!" dedim. Junghae teyzeyle Jiwonun sesimi duyup uyanmasını istemezdim.

"Minho uyansana!" diyip dürtmeye başladım.

"Hm.." diye ses çıkarmıştı ve bana iyice sokulmuştu.. ben bunu istememiştim.

"Lan uyansana!"

"Sabah dayak yiyeceksin oğlum benden!"

"Minhooo?"

"Kalk hadi bak horozlar ötecek birazdan sabah oldu."

"Patlıcan kılıklı davar!"

"Keşke biraz hafif olsaydın.."

"Minho bak eğer 5 saniye içinde üstümden kalkmazsan kedilerini yiyeceğim!"

Uykusu baya ağırdı herhalde. Kaç kez kendi kendime söylendim ama değişen bir şey yok. Tam tersine sarılmaya başladı hatta. Şuan beni kollarıyla sarmıştı ve başı ise omuzumla yastık arasında duruyordu. Sıcak nefesini boynumda hissedebiliyordum ve bu beni huylandırıyordu.

Hareket edemiyordum ve ne kadar seslensemde Minho duymuyordu. Bende mecburen bu durumu kabullenmek zorunda kalmıştım.

Sabahın erken saatlerinde, yanımdaki hareketlenmeden dolayı gözlerimi istemeden de olsa açmak zorunda kalmıştım. Minho hala uyanmamıştı fakat rahat edemediği için sürekli şekilden şekile giriyordu.

Ne kadar farklı hallerde olsa da kolunu belimden çekmiyordu. Sanki vantuzlu koluyla yapışmış gibiydi belime. Uykumu alamadığım için birkaç dakika sonra tekrardan uykuya daldım.

Gözlerimi, bir sonraki açışımda, en son uyuya kaldığımı hatırladığım yerde açmamıştım..?


___________________________________

internet sıkıntisi cektigim icin bolumu gec yayinlamak zorunda kaldim umarim sorun etmezsiniz..

oy verip yorum yapmayi unutmayin ♡

🫧

bana mi asiksin // minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin