Hyunjin bahçede bulduğu turuncu kanatlı kelebeği dikkatlice defterine iğnelerle sabitledi ve özenle kanatlarını düzeltti.
Kelebek koleksiyonu yapmayı çok seviyordu. Kelebeklere hayrandı ve ne zaman ölmüş bir kelebek bulsa hemen koleksiyonuna eklerdi.
Fakat bir kelebeği asla koleksiyonu içn öldürmez, sadece ölen kelebekleri kullanırdı.
Kelebeği güzelce yerleştirdi. Koleksiyonunun 142. parçasıydı.
Hyunjin annesi ve babası öldüğünden beri babasından kalan mirasla geçinerek tek başına hayatını sürdürüyordu. Arkadaşı da dahil kimsesi yoktu ve hayatını tamamen tek başına geçiriyordu.
Ve bir de kelebekleri ile.
Gülümseyerek defteri dikkatlice kapatarak yatağının yanındaki komodine koydu.
Kelebek koleksiyonu dışında resim çizme hobisi de vardı. Koleksiyonundaki kelebekleri çizer, bazen de kendisi yeni bir Kelebek yaratır ve bunu resmederdi.
Tuvalinin başına geçti. Paletine biraz turuncu boya aldı ve çizimine başladı.
Çizim konusunda doğuştan gelen bir yeteneği vardı. Kendini bildi bileli sürekli çizerdi. Kelebek hobisini ise iki sene önce edinmişti.
Telefonundan en sevdiği şarkı olan silent cry şarkısını açtı ve bir yandan resmini çizip diğer yandan şarkıyı mırıldanmaya başladı. Kendini en çok bu zamanlarda huzurlu hissediyordu.
Tam yarım saat boyunca aralıksız kelebek çizimine devam etti. Geriye iki kanadı kalmıştı. Mola vermek için yerinden kalktı ve sırtını esnetip telefonundan müziği kapattı.
Üstüne mavi kelebek desenli ceketini aldı. Ayrıca sol elinin üstünde de kelebek dövmesi vardı.
Bahçeye çıktı ve bir ağacın altına oturdu. Etrafını izliyor ve ıslık çalıyordu.
Sonra tam yanındaki çiçeğin üstüne çok güzel bir kelebek kondu. Hyunjin hayatında ilk defa bu kadar renkli ve güzel bir kelebek görüyordu. Büyülendiğini hissetti.
Elini kelebeğe uzattı ve dikkatlice onu eline aldı. Kanatlarında her renk vardı. Çok eşsiz bir kelebekti.
Hyunjin bu kelebeği koleksiyonuna eklemek istiyordu ama birinci kuralı yaşayan hiç bir kelebeğe zarar vermemekti. Bu yüzden sadece kelebeğe gülümsemekle yetindi.
Bir anda parmağındaki bu eşsiz kelebekten renkli ışıklar çıkmaya başladı. Hyunjin şaşkınlıkla gök yüzüne kadar uzayan renkli ışıklara baktı.
Kelebeği ışık saçmaya devam ederek Hyunjin'in elinden uçtu ve biraz havalandı. Işıklar iyice parlak olmaya başlayınca Hyunjin eliyle gözünü kapatmak zorunda kaldı.
Işıkların söndüğünü hissedince elini gözünden çekti. Gördükleriyle iyice şok oldu.
Karşısında kelebek yerine cennetten fırlamış melek gibi görünen bir oğlan duruyor ve Hyunjin'e bakıyordu.
Önündeki çocuk elini Hyunjin'e uzattı.
"Ben Felix. Senin koruyu-"
Hyunjin'in bir anda bayılmasıyla sözü yarıda kesildi.
"Bayıldı lan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek | HYUNLIX
FanfictionHyunjin kelebek koleksiyonu yapmayı seven normal birisiydi. Felix ise onu korumak için görevlendirilmiş koruyucu meleği. Bir gün Hyunjin bahçesinde çok güzel bir kelebek bulur. Hayatında daha önce hiç bu kadar eşsiz ve güzel bir kelebek görmemiştir...