Bölüm -6

581 79 70
                                    

Hyunjin tarih hocasının yaptığı sürpriz sınav kağıdı ile bakışıyordu.

"Felix" diye fısıldadı sessizce.

Felix kalorifere yaslanmış gülerek Hyunjin'in çaresizliğini izliyordu.

"Felix yardım et."

"Meleğim ben amk kopya çekmende yardım mı edeceğim?"

"Meleksin ama küfür ediyorsun amk."

"Amk deme amk."

"Çocuklar susun!"

Hyunjin öğretmeninin bağırmasıyla sustu ve yalvaran gözlerle Felix'e bakmaya başladı.

Felix bıkkın bir nefes verdi.

"1 A, 2 D, 3 E, 4 A, 5 C. Altıncı soruyu bende bulamadım."

"Sen her şeyi bilmiyor musun lan?"

"Meleğiz şunun şurasında tanrı değiliz."

"Tanrı var yani."

"Bi sus kurban olayım."

"Altıncı soruya diğerlerinden baksana."

Felix Hyunjin'in önündeki çocuğun kağıdına baktı.

"B."

"Tamam diğerlerini buldum."

"Bir iki tane yanlış yap da belli olmasın."

"Dimi lan bencede."

Hyunjin üç ve yedinci soruyu yanlış işaretledi.

"Kralsın."

"Eyvallah."

Hyunjin sırasından kalktı ve kağıdı öğretmenine teslim etti. Felix'e ufak bir kafa hareketi yaptı ve sınıftan çıktı.

Felix de Hyunjin'in peşinden çıktı. Bahçeye inmeye başladılar.

"Sürpriz sınav nereden çıktı ya."

"O sorular neydi öyle be ben bile yapamadım bazılarını."

"Sizin oralarda okul var mı?"

"Bunun hakkında sana bilge veremeyeceğimi daha kaç kere söylemem lazım?"

"İyi be demedik bir şey."

Hyunjin bir anda Felix tarafından sağ tarafa çekildi. Hemen ardından kafasının yanından büyük bir taş fırladı ve yere düştü.

Huunjin arkasını döndüğünde zorbalarından birisi olduğunu gördü.

"Vay, iyi kaçıştı. Takdir ettim."

"Ya ondan. Hadi ben kaçtım selametle."

Çocuk Hyunjin'in kolunu tuttu ve onu kendine çevirdi.

"Gitmene izin vereceğimi nereden çıkardın?"

Hyunjin'in yeni açtığı yaralarından birini sıkmıştı. Kolunda ıslaklık hissetti. Siktir.

"Bırak kolumu."

Çocuk daha çok sıktı. Hyunjin'in canı artık çok yanıyordu ve kanı daha net hissediyordu.

Felix durumu anlayınca hemen müdahale etti. Çocuğun saçını tuttu ve sertçe yere doğru çekti.

Çocuk kafa üstü yere düştü. Hyunjin kolunu kurtarmıştı.

Oradan hızlı adımlarla uzaklaştı. Tenha bir köşeye varınca kolunu açtı. Kesiği tırnaklamıştı ve kanıyordu.

Hyunjin'in gözünden bir damla yaş düştü ve duvara sırtını sürterek yere çöktü.

Felix hemen yanına gelip Hyunjin'in kolunu tuttu.

"Yanımda yardım edebileceğim hiç bir şey yok. Gel şuradaki muslukta kolunu yıkayalım."

Hyunjin itiraz etmedi ve yerinden kalktı. Birlikte musluğa geldiler.

"Yanarsa söyle."

Felix önce elini ıslattı ve yaranın çevresindeki kanı temizledi. Yaranın olduğu yere dokunmadı.

"Peçeten var mı?"

"Cebimde hem peçete hem de yara bandı var."

Felix Hyunjin'in yanında bunları taşımak zorunda olmasını kabullenmek istemedi.

Peçeteyi yaraya bastırdı ve kanı tamamen temizledi. Sonra yara bandı ile kapattı.

"Kıyafetim kan oldu" dedi Hyunjin yüzünde yarım bir gülümsemeyle.

"Senden önemli değil."

Felix'in bu sözünün üstüne göz göze geldiler.

Hyunjin Felix'e doğru eğildi. İkisi öyle birbirlerine bakmaya devam ettiler. Aralarında bir nefes kadar boşluk vardı. Fakat Felix ne yaptıklarını fark edip öksürerek geri çekildi.

"Havayla öpüşen birinin normal karşılanacağını sanmıyorum."

Kelebek | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin