Konu: Biz onlardan hoşlanıyoruz ve açılıyoruz fakat bizi kabaca reddediyorlar. Sonradan farkına varıp pişman oluyorlar.
İnosuke
İnosuke size yaptıklarından Tanjiro'ya bahsedince Tanjiro'nun ısrarı üzerine sizden özür dileme kararı aldı.
Bilirsiniz o özür dileyecek birisi değil kendi tarzına uymuyor fakat Tanjiro'nun dediklerinde haklı görünce bu kararı aldı.
Siz ise günlerce odanızdaydınız, üzgün,sinirli, pişman ve kin doluydunuz.
Bu olanları asla ama asla kendinize yediremediniz.
Annenizin ısrarı üzerine biraz çıkıp hava almaya karar vermiştiniz.
Biraz dere kenarında oturup ruhunuzu dinleyecektiniz sözde ama hiçte öyle olmadı.
Gittiğinizde çimenlere uzanmış rahatlamakla meşguldünüz, üzerinize koca bir gölge düşene kadar.
Gözlerinizi araladınız, karşınızda sizi reddedip günlerce acı çekmenizi sağlayan bir İnosuke vardı.
Yerinizden doğruldunuz hemen.
"Noldu?! Niye geldin? Dalga geçmeye mi? Yetmedi mi sana?"
"Hey sadece sakin ol dalga geçmeye gelmedim"
"Ne için o zaman?"
"O gün kaba davrandım sanırım"
"Sanırım mı?"
Bir kahkaha patlattınız.
"Bir sorun mu var?"
"Sence? Hala sanırım diyecek kadar yüzsüz aptal ve pisliksin!"
Ortam yavaş yavaş kızışmaya başlıyordu.
Hem o sinirlenmişti hem sen.
"Bak buraya sadece piş- yani p-pişm-"
"Yeter daha pişman olduğunu bile söyleyemiyorsun bu bile sana fazla geliyor!"
Sinirinize yenik düşmüş ağlıyordunuz.
Belli olmaması İçin kafanızı eğmiştiniz.
"Ağlıyor musun? Tanrım bütün bu olanlar gerçekten yaşanıyor mu?"
"Elbette hem de can acıtacak kadar!"
"Tamam şey gerçekten ü-üzgü- yani evet şey anladın sen, istersen her şeyi unutabilirim."
Daha fazla yüzsüzlüğüne dayanmadınız ve elinizin tersi ile güzel okkalı bir tokat attınız.
"Kes artık rezil bir daha karşıma dahi çıkma!"Giyuu
Birkaç gündür yüzünüz asıktı bunu babanızda farketmişti.
Siz babanızın planlarından habersiz konağınızda gezerken babanız her şeyi öğrenmiş ve başına neler geldiğini bulmuştu.
Sizin için çok üzüldü ve sizi koruyamadığı İçin kendini kahırladı.
Babanız toplum içerisindeki otoritesi ile hemen Giyuu'ya ulaşmıştı.
Onunla bir görüşme yapmak istiyordu.
Hizmetkarları ile ona mesaj göndermiş konağına davet etmişti.
Bu sırada sizi teyzenizin yanına göndermişti.
Giyuu daveti kabul ettiğini izah eden bir mektup göndermiş hazırlıklar başlamıştı.
Akşam saatlerinde çalan kapı ile içeri giren Giyuu her şeyden habersiz hizmetkarlar ile yemek odasına doğru ilerliyorlardı.
Sonunda vardıklarında babanız sevecen bir gülümseme ile oturmasını söyledi.
"Seni neden buraya çağırdığım hakkında bir fikrin var mı genç adam?"
"Hayır efendim"
"Lütfen resmiyete gerek yok bana Hiroshi-san diye hitap edebilirsin."
Başıyla onayladı.
"Peki Hiroshi-san beni neden çağırdınız?"
"Geçenlerde bir genç kız yanına gelip duygularından bahsetmiş ama sen biraz kaba cevap vermişsin hatırladın mı o kızı?"
"Evet hatırladım fakat konumuzla ne alakası var?"
"O kız benim kızım bir kanadı kırık güzel kızım, 6 sene önce annesini bir suikast tarafından kaybetti o günden beri iyi hissetmesi in her şeyi yapıyorum. Demek istediğim git onunla birlikte ol değil yanlış anlamayasın genç adam sadece onu o şekilde reddetmen onu kırmış durumda onun üzgün olması beni kahrediyor senden tek isteğim ona pişmanlığını dile getirmen genç adam."
Giyuu yaptıklarından pişmandı, kaba davranmasına gerek yoktu kibarca reddedilirdi işte ama yapmadı kırmayı tercih etti ama şu an yaptıkları İçin aşırı pişmandı.
"Sizin adınıza çok üzüldüm gerçekten kötü şeyler yaşamışsınız ve tabi ki ondan özür dilerim kötü bir şey yaptım daha kibar olabilirdim beni davet ettiğiniz için teşekkürler."
Birlikte tüm gece boyunca sohbet etmişlerdi.
Giyuu şaşkındı çünkü insanlar onu çok sevmezdi, böyle sohbetlere genelde giremezdi.
Onun İçin güzel bir gece olmuştu.
Eve vardığında size neler diyeceği konusunda birkaç alıştırma yaptı.
Yarın İçin tamamen hazırdı artık.
Ertesi gün eve geldiğinizde babanız sizi zorla dışarı çıkarttı.
Tam köprüden geçerken onu gördün.
Donuk gözlerle onu inceliyordun senin aksine o soğuk bakışları yerine sıcak bakışları gelmişti.
Oradan hemen ayrılmak istediniz.
Tam babanızı tutup gidecekken babanızın çoktan gittiğini gördünüz.
İyi de bu adam ne ara gitti?
Bir çift el sizi tutup kendinize çevirdi.
Anlamaz gözlerle ellerin sahibine baktınız.
Giyuu
"Ne istiyorsunuz benden?"
Ses tonunuzu sakin tutmaya çalıştınız.
"Sizinle biraz konuşabilir miyim lütfen?"
"Evet, dinliyorum."
"Size karşı o kadar kaba olmamalıydım fakat beni anlayışla karşılayın lütfen insanlarla konuşmayı çok beceremem, yaptığım ve söylediğim kırıcı her şey için üzgünüm, beni affedebilir misiniz?"
O günden bu güne ne değişmişti de bu kadar iyi olmuştu?
Gözlerinden pişmanlığı belli oluyordu.
"Affedebilirim"
İkinizde birbirinize gülümsediniz sanki aranızda ki tüm buzlar erimişti.
"Bugün müsaitseniz ve bana vakit ayırmak isterseniz sizinle gezmek isterim."
Ondan beklenmeyen teklif ile gözleriniz pörtledi.
"E-evet tabi ki de"Aşkolarımmmmmm
Uzun süre yoktum üzgünüm tatildeyken yazmaya üşendim affedin beni lütfen.
Giyuu'dan çok emin olamadım yani aklıma bir şey gelmeyince böyle oldu umarım iyi olmuştur. Neyse öpüyorum sizi hepinizi çok seviyorum<3333333