Instagram; ugur_q0Merhaba herkese, yeni bir yola hep beraber giriyoruz. Hazır mıyız?
Kitap bittiğinde kitabın ortaya çıkış hikayesini size anlatacağım ama şimdi bunu bilmeniz için fazlasıyla erken.
İlk hisler hep değerlidir, bu kitabın ilk hisleri size umut olsun.
İçinizde ki ışığın hiç sönmeden hep ilk varlığı ile canlı kalması dileğiyle.
Instagram hesabımda bazen alıntılar, bazen de bölümler ile ilgili spoiler vereceğim, sizin merak ettiğiniz her şey orada olabilir.
Instagram; ugur_q0
Burası ile aynı..
Her neyse, çok fazla konuştum.
İyi okumalar dilerim;)
Giriş
"ANİSLER"
Eğer ölüm sizi çağırıyorsa, ondan kaçmanın bir anlamı yoktur. Siz ne kadar gözlerinizi kapatırsanız kapatın, ölümün karanlık gözleri sizi bir şekilde bulur.
Karanlığın hüküm sürdüğü dünyanın içine süzülen loş ışık, kızıl saçlı kadının yüzüne vuruyor, soğuk bakışlarını daha da ürkütücü bir hale sokuyordu. Yeşil gözlerinin etrafa saçtığı soğuk ve gergin bakışları, var olan dünya'ya bir aslanın gözlerinden daha soğuk geliyordu. Öyle ki ona bakan bir insanın, gözlerini gördüğü anda buzun suya dönüştüğü gibi eriyip giderdi.
Hemen yanında duran Gena'nın nefes alışverişlerinden rahatsız olmuş olacak ki, aniden ona dönüp gri gözlerinin içine sertçe baktı. "Kafanı, omuzlarının üzerinde durmasını istiyorsan şunu yapmayı kes!"
Tela'nın sesinde ki sert ifade Gena'ya ulaştığında, içini fazlasıyla saran kasvet bu sefer huzursuzca dudaklarını dişlemesini sağlamıştı. Yaklaşık altı saattir dünya denilen bu gezegenin içine kadar inmişlerdi, bilmediği ve tanımadığı bu topraklar onu fazlasıyla korkutuyordu.
Gena, kaşlarını çatarak bakışlarını Tela'dan ayırıp zifiri karanlığın içine gömdü.Bu akşam büyük bir devrimin başlangıcı olacaktı, Anis tarihin en büyük deneylerinden biri insanların üzerinde denenecek, yeniden doğuşun sırrını bulacaklardı.
Gena, "Sona nerede kaldı?" diye sordu büyük bir tedirginlik içinde, neredeyse iki saat önce yanlarından ayrılan adam hala gelebilmiş değildi.
Tela, bir yangını aratmayacak kızıllıkta olan saçlarını yavaşça geriye doğru atarak, sesli bir nefes verdi. "Taşıyıcıları almaya gitti, birazdan gelecektir." derken sesinde ki telaş onu da büyük bir stresin içine sokmuştu.
İçinde derin bir korku vardı. Bu gece içinden sürekli tekrarladığı gerçek, düşüncelerini hiç olmamışçasına yok ediyor, onu bir okyanusun en dibine vuruyordu. İçinde koca bir yara vardı, o yarayı iyileştirmek için ilk defa bedeni ölümü tatmak istiyordu. Onu böylesine delice korutan biraz sonra ölecek olması değildi, korktuğu tek şey; geleceği belirsiz bir deneyin arkadaşlarını da bu uğurda yok edecek olmasıydı. Başarısız olmaktan korkuyordu, Aka'ya verdiği sözü yerine getirememek onu delirtiyordu.
Binlerce yıldır yaşadığı bu topraklardan birden bire vaz geçmek istemesi onu kahrediyor, derinlere itiyordu. İçinde sebebini bilmediği kasvet duygusu, bütün dünyayı esiri altına almıştı. Ama bütün bunları göze almak zorundaydı. Ölüm, tatlı bir dille ona gel diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM KOKAN SANRI
FantasyKaranlığın arasına sıkıştırılmış bir gölge, gözlerinin içinde bir korku. Karanlık hiç olmadığı kadar yakın bedenine, etrafında bulunan herkesi esiri altına almış. İki seçenek var; ya savaş, ya da kurtuluş. Karanlık ve Aydınlık. Karanlığı yenebil...