Uyarı; LÜTFEN BÖLÜM SONUNDA VERDİĞİM AÇIKLAMAYI OKUYUN.
Merhaba herkese, Anis evrenine küçük bir ziyaret yaptım bu hafta.
Tela ve Aka'yla buluştuk, şimdi sıra sizde.
Onların hikayesi de gelecek, onların yaşadığı her şeyi de öğreneceksiniz.
Neden böyle yaptığını...
Her neyse, çok konuştum.
İyi okumalar dilerim.
Birinci bölüm, "Mektup."
Güncel Gürsel Artıktay / Ölmezdim
TELA
Göğsümde durmadan inip kalkan nefesim, bütün bedenimi etkisiyle hareket ettiriyordu. İçinde var olan bütün duygulara rağmen ayakta durmayı nasıl başarabildim bazen bende anlam veremiyorum, normal insanlara göre fazlasıyla değişik duygular vardı içimde.Her duyguyu ise fazlasıyla derinden yaşardım, hayatımda olan bir şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmeden ondan sıyrılmam.
Bu kötü bir huydu.
Düşünmek, insanı öldürür.
Ve ben ölüme kendi kalbimle yürüye yürüye gidiyordum, önümde tek bir engele bile takılmadan.Yanımda benimle beraber uzanan Gena, oflamaya başladığında bende onun bu rahatsız edici sesiyle yanaklarımı şişirdim. “Ne oldu yine?” diye sordum hafif öfkeyle.
Sorum ile beraber bana dönen gözleri, umursamaz bir şekilde yeşil gözlerimde dolandı ve ardından tekrardan gözleri gökyüzüne döndü. “Çok sıkıldım Tela, hayatımızda heyecanlı tek bir an bile yok.”
Gerçekten şikayet ettiği şey bu muydu? Şaka gibiydi.
Herkes hayatında sakinlik isterken, onun aksiyona bu kadar meraklı olması anlaşılır değildi. Aksiyon seven insanlar, ölümü de seviyordu. -bana göre- Böyle insanlardan hep uzak durmaya çalışmama rağmen, bir şekilde etrafımda birikmeyi başardılar.Evet, benim yanımda nefes almak bile onlar için başarı sayılırdı.
Dediğim gibi normal kişilerden çok farklı bir yapım vardı, ben hiçbir zaman onlar gibi olamayacağım.Anis’ler.
İçinde olduğum bu ırkın kendi arasında farklı gurupları vardı, ben gurubun ölüm listesinde yer almıştım. Üzerinde ölümü taşıyan Anis, bu gurubun içindeki tek Anis olarak da maziye derin bir iz bırakacağım anlaşılan.
Şu ana kadar doğan çocukların hiç biri bu gruba giremedi.“Yine nereye daldın, Tela?” diye sızlanan Gena’nın sesini duyduğumda gözlerim istemsizce devrildi, ne istiyordu? “Sana sıkılıyorum diyorum!”
“Ne yapabilirim?” diye sordum umursamaz bir sesle.
“Beni eğlendirecek bir şeyler yapabilirsin?” Sinsice bakan gözlerini gördüğümde, kaşlarım havalandı. Kim bilir yine ne gibi bir saçmalık isteyecek? Ben yapmaktan bıktım, o istemekten bıkmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM KOKAN SANRI
FantasyKaranlığın arasına sıkıştırılmış bir gölge, gözlerinin içinde bir korku. Karanlık hiç olmadığı kadar yakın bedenine, etrafında bulunan herkesi esiri altına almış. İki seçenek var; ya savaş, ya da kurtuluş. Karanlık ve Aydınlık. Karanlığı yenebil...