2.Bölüm-Akçay Muharebesi ve Malatya'nın Alımı
Van, Van Kalesi ve ÇevresiTimur.
Timur diyince aklınıza ne geliyor harbiden? Yıkılan ve yağmalanan şehirler mi? Kuleler halinde dizilen 70 Bin sayıda kelleler mi? Vahşilik mi? Yoksa başka şeyler mi?Timur.
Size bunların hepsini bir anda aklınıza gelen her şeyin karşılığından başka bir şey değildi. O taktiksel zekası ile herkesi hayran bırakan ve korkutan eşsiz birer komutandı.Timur.
Timur, bildiğiniz hiç bir kimseye benzemezdi. Büyükamcasını ve amcası olan Altın Orda ile Doğu Çağataylıları karşısına almış kişiydi. Babası Batı Çağatay olan Timur, acımasızca onu öldürmeyerek kukla gibi kullanan kişiydi.O, feth edip aldığı onlarca toprağı sayısına ve nüfusuna göre ayarlayan kişiydi. Yine feth ettiği Bağdat'ı yağmalamış, Anadolu'da toprak sahipleri olan Bay Akkoyun ile Karakoyun kardeşlere, Bay Memlûk'e ve Bay Kadı Burhanettin'e elçileri ile mesajlarını göndermişti. Cevapları bekleyene kadar da Van'a çoktan girmişti.
Geliyordu, hemde hiç acımadan..
Karşısında bir ittifak duvarı olduğunu biliyordu. Babasının amcası olan Altın Orda, Kadı Burhanettin, Memlûk ve Osmanlı. Bu dört kişilik ittifak, kendisini aşabilirdi. Özellikle İslam Dünyasında ünlenmiş ve sevilmiş olan Osmanlılar..
Tabii, kendisi Türklerin en iyi ülkelerinden biriydi. Tabiki de aklında bir plan vardı..
.
.
.Kahire,
"Koskoca halifenin beni misafir edeceği kimin aklına gelirdi?" diyerek kendisine ikram edilen çaydan nazik bir şekilde bir yudum daha aldı.
Memlûk, derin ama kısa bir iç çekti. Çıkan iç isyanlar, hükümdarının hasta olması, taht kavgaları ve daha fazlası var iken bir de bu adamın ortaya çıkması.. büyük dertti.
"Misafirim olduğun için akılını başına toplarsın diye düşünüyorum,"
Karşısında ki adam, kendi sözleri üzerine sırıtmıştı.
"Aaa- hadi ama o kadar da kötü birisi değilim." diyerek kendisini teselli etmeye çalışıyordu ama pek de işe yaradığı söylenemezdi.
"Timur."
"Halife Hazretleri tarafından adımın bilinmesi büyük şereftir benim için. Ne de olsa engin iliminiz sayesinde bugün hâlâ buralardayız."
İki adam, sırtlarını oturdukları koltuklara yaslayarak konuşmaya devam ediyordu. Birbirine karşılıklı bakan koltuklar, bu iki Yiğido ülkeyi kaldırabilecek kadar kaliteliydi.
"Lakin.. engin iliminiz, kadınlar hakkında pek de yararlı gözükmüyor gibi."
Memlûk, kaşlarını çatarak karşısında ki Timur'a baktı. Eşsiz zekası, komutanlığı ile onu takdir ederdi ancak neden şu anda özel hayatına burnunu sokuyordu ki?
"Her zaman böyle meraklı olmanız sizin için sualdır. Bilesiniz.."
Soğuk Savaş mı? Zannetmiyorum. Bu ikili daha çok birbirine karşı ön yargılı bir yaklaşım sergiliyordu.
"Aman aman, sinirlenmeyin efendim. Ben sadece siz ve eşiniz hakkında endişeleniyorum. Aile meselelerini en iyi anlayan kişilerden biriyimdir. Ailem pek de geniştir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1402 || 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐫𝐲𝐡𝐮𝐦𝐚𝐧𝐬
Fantasy"𝐒𝐢𝐳𝐥𝐞𝐫 𝐤𝐞𝐧𝐝𝐢𝐥𝐞𝐫𝐢𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐬̧𝐞𝐲 𝐳𝐚𝐧𝐧𝐞𝐝𝐞𝐧, 𝐡𝐞𝐫 𝐝𝐞𝐟𝐚𝐬𝛊𝐧𝐝𝐚 𝐮𝐭𝐚𝐧𝐦𝐚𝐝𝐚𝐧 𝐚𝐫𝐤𝐚𝐦𝐝𝐚𝐧 𝐛𝛊𝐜̧𝐚𝐤𝐥𝛊𝐲𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫𝐝𝐚𝐧 𝐛𝐚𝐬̧𝐤𝐚 𝐝𝐞𝐠̆𝐢𝐥𝐝𝐢𝐧𝐢𝐳! 𝐒̧𝐢𝐦𝐝𝐢𝐝𝐞 𝐮𝐭𝐚𝐧𝐦𝐚𝐝𝐚𝐧 𝐤𝐚𝐫𝐬̧𝛊𝐦...