Tuana'dan
Sabah erkenden kalkmış, yürüyüşe çıktmıştım. Spor yapmayı şu sıralar boşlamıştım. Staja başlamadan önce hayatım çok düzenliydi ama şuan çok karmaşık ve bu durumdan hiç memnun değilim. Daha fazla düşünmeden, kafamdan bu düşünceleri attım ve hızlı adımlarla yürüdüm.
~
Üstüme pembe bir elbise giyip, beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve arabama binip şirkete geldim.
Tam asansöre bindiğim sırada yan ofisten konuşma sesleri geldi, asansörün önüne ayağımı koydum ve kapanmamasını sağladım.
-Yağız ve Çağan Bey şirkete yeni gelen kız varya, onunla çok yakınlarmış. Özellikle Yağız Bey'le. Acaba sevgililer mi?
Diğer kız, konuşan kızı dürttü.
-Sus, saçmalama!
Gözlerimi sonuna kadar açmıştım. Ayağımı çekip asansörden çıkacağım sırada, yandan gelen Çağan Bey'i gördüm.
Ç: Ne oldu? Vaz mı geçtin binmekten?
Yüzüne öylece bakıyordum.
Ç: Tuana? Geçmeme izin veriyor musun?
İrkilip Çağan Bey'e baktım.
T: Ah, çok pardon. Buyurun lütfen.
Kafasını salladı ve birlikte asansöre bindik.
İkimizde en üst kata çıkacaktık. Çağan Bey sürekli bana bakıyordu fakat ben bakmamaya çalışıyordum. Sonunda geldiğimizde önden ben çıktım ve odama girdim.
~
Odadan çıktım ve Yağız'ın kapısını çaldım. "Gel" sesini duyunca girdim.
Y: Gel Tuana, gel.
Yağız, çok hâlsiz gözüküyordu.
T: Yağız, iyi misin?
Y: Hiç yalan söyleyemeyeceğim, değilim.
T: N'oldu? Anlatsana Yağız!
Y: O, senin gördüğün adam bizim düşmanlarımızın adamıymış. Bir suikast düzenlemişler ve Çağan bunu bu zamana kadar öğrenemediği için çok sinirli.
T: Tamam, sakin ol. Çözülebilir bir şekilde. Hem ne suikasti, niye düzenlenmiş?
Dediğim an kapı açıldı, Çağan Bey tüm siniriyle içeri girdi. Beni gördüğünde karşıma oturdu ve gülmeye başladı.
Ç: Bak bak! Biz ne yapacağız diye düşünürken, Yağız bey burda oturmuş asistanıyla sohbet ediyor.
Çağan Bey'e anlamsız bakışlarla baktım.
Ç: Çay, kahve de getirelim mi ikinize, ister misiniz?
T: Çağan Bey, Yağız Bey de çok üzgün görmüyor musunuz? Ayrıca sohbet etmiyoruz, olayı konuşuyoruz. Biliyorum, siz de çok sinirlisiniz ama biraz anlayışlı olsanız?
Yağız afallayıp yüzüme baktı ve bakışlarıyla uyarı verdi.
Anlamamıştım.
Çağan Bey bana bakarak gülmeye başladı. Gözlerimi kaçırdım.
Ç: Sırf kalbinizi kırmamak için çıkıyorum, gözüme gözükmeyin.
Diyip odadan çıktığında bende ayağa kalktım.
T: Ben de gidiyorum!
Y: Gitme, kalbini kırar.
Dinlemedim ve odadan çıktım. Koridorun sonunda Çağan Bey tam odasına girerken, elinde tepsi olan çalışanın ayağı takıldı ve Çağan Bey'in üstüne tepsiyi devirdi. Gömleği hep kahve olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Watcher
Mystery / ThrillerTakıntılı bir adam, en fazla ne kadar ileri gidebilir ki? :)...