Genç adam hizmetlinin sözlerini onaylamış hemen ardından çaktırmadan bana göz kırpıp müzayedenin yapılacağı salona doğru adımlamıştı....
Görevliler ile birlikte salona girdiğimde tüm bakışlar bendeydi. Almak için binlerce lira verecekleri kıza bakmak istemeleri normaldi fakat bu beni gerçekten rahatsız hissetirmişti.
Sabahtan beri geçmeyen titremem müzayedenin başlaması ile birlikte iyice şiddetlenmişti. Yanımdaki görevli kadınlar güzel olduğum için yüksek bir fiyattan alınacağımı söylüyorlardı. Bu bilginin beni rahatlatması mı gerektiğini anlayamamıştım.
Müzayedenin ilerleyen dakikaları orta yaşlarda bir kadın ve yaşlı bir adam arasında devam ediyordu en son fiyatı yaşlı adam vermiş ve yaklaşık 50 milyon tl gibi bir fiyata beni satın almak üzereydi. Korkuyla acı sonumu beklerken hiç beklenmedik bir anda salonda genç bir erkek sesi yükseldi.
"100 milyon"
Herkesin gözleri sesin sahibine dönerken onun az önceki genç adam olduğunu fark ettim. Salonun en arkasında oturmuş sanki az önce küçük bir kız için milyonlar harcamamış gibi bir umursamazlık vardı gözlerinde.
Tüm müzayede boyunca tek bir teklif bile vermeyen adamın küçük bir kız için bu kadar yüksek bir meblağ vermesi herkesi şaşırtmıştı. Çekicin sesi çıt çıkmayan salonda yankıladığında müzayede sona ermişti.
Sevinmek ve üzülmek arasında kaldığım saniyelerde yanımdaki görevli kadınlar ışıldayan gözlerle bana bakıyorlardı. Kalabalık yavaş yavaş dağılmış kalan alıcılar benden sonra müzayedeye çıkacak çocuk için yan odaya geçmeye başlamışlardı.
Salonda genç adam, ben ve görevliler dışında kimse kalmayana kadar bekledik hemen ardından genç adam yerinden kalktı ve yanıma geldi.
Oturduğum minder yüksek bir platformun üzerinde durmasına rağmen yüzüne bakabilmek için kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım.
Bir süre adamın siyah gözlerine bakarak orada kötü bir şeyler aradım. Daha ben aradığımklarıma ulaşamadan elini bana doğru uzattı.
"Ben Ateş Arsal tanıştığımıza sevindim Mira."
Yüzümde samimi bir gülümseme vardı. Bana bu kadar iyi davranması normal değildi. Beni parasıyla satın almıştı ve iyi davranarak elde edebileceği hiçbir şey yoktu.
Görevli kadınlardan birinin arkadan dürtüklemesiyle titreyen elimi zorla Ateş Beye uzattım. Kısa bir el sıkışmanın ardından hızla elimi çektim ve görmemesi için arkama sakladım. Titreyecek kadar korktuğumu belli etmek istemiyordum. Hem bana bunun için ceza verebilirdi.
Ateş Bey son kez bana baktıktan sonra burada beklememi hızla işlemleri halledip geleceğini söyledi ve odadan ayrıldı.
Ateş Beyin odadan çıkmasıyla birlikte görevli kadınlar dedikodu yapmaya başlamışlardı bile.
"Çok şanslısın Mira. Ateş Bey gibi zengin bir adam seni almışken derhal somurtamayı kesmelesin!"
Diğer görevli kadında minettar olmam ve itaat etmem gerektiği hakkında konuşurken Ateş Beyin yanımıza gelmesiyle ikiside susmak zorunda kalmıştı. Ateş Bey önüme kadar yürüdü ve koltuk altlarımdan tutarak beni oturduğum platformdan yere indirdi. Hemen ardından önümde diz çöküp konuşmaya başladı.
"Şimdi eve gidebiliriz. Seni kucağıma almamı ister misin yoksa kendin mi yürümeyi tercih edersin?"
Bana seçim hakkı tanınması her ne kadar garibime gitsede titreyen sesimle onu cevapladım.
"Ben... ben yürüyebilirim."
Ateş Bey cevabımı kafasıyla onayladı hemen ardından geçmem için eliyle yol açtı. Küçük ve temkinli adımlarla yanımda yürüyen adamı arabaya kadar takip ettim. Nazik bir şekilde beni arka koltuğa oturttu ve kemerimi bağladı.
Yolculuk sessizlik içerisinde devam ediyordu. Ateş Bey odaklanmış şekilde arabayı kullanırken arkada geçmeyen titremem ve stresten bulanan midem ile uğraşıyordum. Başım dönüyor ve içimdeki sıkıntı alev alev göğsümü yakıyordu.
Elimi kalbime attım ve yavaş atması için onu sımsıkı tutmaya çalıştım. Ateş Bey dikiz aynasından bana endişeli bir bakış attıktan sonra sinyal verip arabayı yavaşca kenara park etti.
Arabanın durmasıyla bana kızacağını düşünüp korkuyla ona bakmaya başladım. Kemerini çözdü ve arabadan indi. Arka koltuğun kapısını açtığında bana vuracağını sanmıştım. Hemen ellerimi yüzüme siper ederek kendimce bir koruma sergiledim.
Saniyeler geçti ama beklediğim darbe bir türlü gelmeyince yavaşca sımsıkı yumduğum gözlerimi araladım ve Ateş Beye baktım. Bana çok üzgün bakıyordu yada sadece kafamda kuruyordum.
"Tanrım Mira sana zarar vermeyeceğim. İyi görünmüyorsun o yüzden seni kontrol etmek istedim."
Sözleriyle kastığım bedenim gevşerken dolu gözlerim ona hala korkuyla bakıyordu.
Kemerimi çözdü ve beni tutarak koltukta hafif yana kaydırdı. Yanıma oturdu ve derin bir nefes çekerek konuşmaya başladı.
"Sana zarar vermeyeceğim Mira. Seni oradan kötü bir niyetle almadım. Tek amacım sana iyi bir aile olabilmek. Lütfen bana güven. Bir sapık veya ruh hastası değilim sen istemedikce sana elimi bile sürmeyeceğim."
Sözleri her ne kadar kendinden emin çıksada bir tarafım asla ona güvenmiyordu. Bunlar yalandı. Eminimki bulduğu ilk fırsatta gerçek yüzünü ortaya serecekti ve ben o zaman pişman olmak istemiyordum.
"Bana yalan söylemenize gerek yok efendim. Beni satın aldınız. Bana istediğiniz gibi davranabilirsiniz, düşüncelerimin gerçekten bir önemi yok."
Yıllardır eğitildiğim gibi itaatkar çıkan kelimeler dudaklarımdan bir bir dökülmüştü. Beraberinde yanağımdan süzülen göz yaşlarıda pembe elbiseme damlıyordu.
Ateş Bey yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözlerimi gözlerine çevirdi.
"Bana bak Mira. Seni köle hayatı yaşatmak için oradan kurtarmadım. Ben senin ailen olmak istiyorum. Lütfen böyle yapıp işleri zorlaştırma yalvarırım."
Elleriyle yanaklarımdan süzülen göz yaşlarını teker teker sildi hemen ardında bana son kez endişeli bir bakış attı ardından kapımı örterek şoför koltuğuna geri döndü.
Kafamı arabanın camına yasladım ve dediklerini düşündüm. İlgiye ve şefkate aç olan kalbim hemen onu sevdi. Bir aile olmak düşüncesi onu sevindirdi fakat mantığım aynı tarafta değildi. O da herkes gibi diye haykırıyordu bana. İkisi arasında yaşadığım ikilem beni o kadar yormuştu ki gözlerimi kapattım ve tüm bunların rüya olmasını dileyerek uykuya daldım.
Evet sanım bu kurguya devam edeceğim. Nedense ateşi çok sevdim yani bilmiyorum belkide benim karakterim olduğundandır skbdfsksmdgsm
Bir önceki age play kurgum gibi mantık hataları yapmamaya çalışacağım ama balık hafıza olduğum için KENDI kitabımı unutuyorum...
Her bölüm yazacağımda kitabı baştan okumak bir işkence.
Bu arada bu yazdığım kurgu çok age play oluyor mu emin değilim ben age play diyeyim siz anlayın işte.
Neyseee boş yapıp sizi şişirmeyeceğim ben kaçar 🤸♀️🤸♀️🤸♀️🤸♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ev (Age Play)
Romance°age play °bxg °smut yok Bugün benim doğum günüm. İnsanlar doğum günlerinde ,özelliklede on sekizinci doğum günlerinde reşit oldukları için sevinirler fakat benim içimde sadece derin bir hüzün ve korku var. Oturduğum yumuşak ve tüylü halının üzerin...