Kafamı arabanın camına yasladım ve dediklerini düşündüm. İlgiye ve şefkate aç olan kalbim hemen onu sevdi. Bir aile olmak düşüncesi onu sevindirdi fakat mantığım aynı tarafta değildi. O da herkes gibi diye haykırıyordu bana. İkisi arasında yaşadığım ikilem beni o kadar yormuştu ki gözlerimi kapattım ve tüm bunların rüya olmasını dileyerek uykuya daldım.
...
Koluma temas eden elle derin uykumdan sıçrayarak uyanmıştım. Uyku sersemi ne oluyor diye etrafıma bakınırken yüzümü kavrayan ellerle kendime gelmiştim.
"Sakin ol bebeğim benim. Uyandırmak istememiştim üşüme diye üstünü örtecektim. Korkuttuysam özür dilerim."
Ateş Beyin sözleri ile kafam karışmış bi an için ne olduğunu hatırlayamamıştım. Etrafıma baktığımda çocuk odası gibi bir yerde olduğumu fark etmiştim. Muhtemelen burası yeni hayatımın başlayacağı o ev ve odaydı.
Ateş bey cevap vermemem üzerine yorganı omuzlarıma kadar örttü. Hemen ardından sıkıntılı bir şekilde iç çekti.
"Sanırım benimle hiç konuşmayacaksın."
Gözlerim yüzüne dönerken ne diyeceğimi bilememiş bir şekilde öylece kalmıştım. İçimden onunla konuşmayı istiyordum ama ne cevap vermem gerektiğini veya nasıl vereceğimi bilmiyordum.
"Tamam tamam sorun değil yorulmuş olmalısın. İhtiyacın olursa yan odadayım. Seslenirsen duyarım uykum hafiftir."
Son kez iyi geceler dileyen Ateş Bey ışığı söndürüp odadan çıktı. Onun çıkmasıyla birlikte yataktan kalktım ve gece lambasının ışığında odayı incelemeye başladım. Fazla tedirgindim. Açıkca söylemek gerekirse Ateş Beye güvenmiyordum.
Gözüme çarpan turuncu bir koltukla ona doğru yürüdüm. Üstündeki minderi rahat oturabilmem için yere fırlattım. Bu gece uyumayacaktım. Ne olur ne olmaz uyanık kalmak iyiydi.
Gözlerimi gece lambasına sabitledim ve kötü şeyler düşünerek uykumu kaçırmaya çalıştım. Büyük çabam sonucunda ilk iki saati uyumayarak geçirmiştim.
Dışarda hafif bir yağmur yağmaya başlamıştı. Yağmurun çatıya vurduğunda çıkardığı sesler uykumu getirirken sadece birkaç dakika gözlerimi dinlendirmek istemiştim. Bilincimin kapanmaya başladığını hissettiğim anda sıçrayarak yerimden kalktım.
Uyumamalıydım. Uyursam tehlikede olacaktım. Hızla oturduğum yerden kalktım ve odada tur atmaya başladım. Gözüme odanın içindeki ikinci bir kapı çarptı. Büyük ihtimalle banyo olmalıydı.
Oraya ilerledim ve kapıyı açtım. Tahmin ettiğim gibi bir banyoydu. İçeri girdim ve ışığını yaktım. Amacım soğuk suyla yüzümü yıkamaktı. Her uykum geldiğinde bunu yapacak böylece uyanık kalabilecektim.
Küvetin kenarına oturdum ve her uykumun geldiğini hissettiğimde yüzüme su çarpmaya başladım. Malesef bu yöntemimde sadece bir kaç saat için yardımcı olmuştu.En son hatırladığım yüzümü yıkamak için lavobayo doğru adımladığımdı. Gerisi koca bir karanlıktan ibaretti.
...
"Tanrım Mira yerde ne yapıyorsun? Ödümü kopardın."
Duyduğum bağırtılarla yavaşca gözlerimi araladım. Uyku sersemi boş gözlerle bir süre Ateş Beyi izledim. Yerde ne mi yapıyordum?
Yediğim haltlar bir bir aklıma dolmaya başladığında hızla yattığım banyo halısının üzerinde doğruldum. Yanaklarım kıpkırmızı kesilirken ayağa kalktım ve Ateş Beyi umursamadan odama koştum. Rezilim ben tam bir rezilim!
Ne yapacağımı bilemeyerek etrafıma bakınırken birden ayaklarım yerden kesilmişti. Arkamdan sinsice yaklaşan Ateş Bey bedenimi sanki oyuncak bir bebekmişim gibi yüksek şifonyerin üzerine bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ev (Age Play)
Romance°age play °bxg °smut yok Bugün benim doğum günüm. İnsanlar doğum günlerinde ,özelliklede on sekizinci doğum günlerinde reşit oldukları için sevinirler fakat benim içimde sadece derin bir hüzün ve korku var. Oturduğum yumuşak ve tüylü halının üzerin...