Odama geçtim ve bedenimi yatağın yanındaki pembe koltuklardan birine bıraktım. Anlaşılan Ateş Beyle konuşacaklarımız vardı.
...
Bir süre bekledikten sonra Ateş Beyin merdivenlerden çıkarken çıkardığı ayak seslerini duydum. İçimi istemsiz bir korku kaplarken acaba bana bağıracak mı düşüncesi zihnimin içinde dolaşmaya başlamıştı.
Kapının aralanmasıyla birlikte bakışlarımı Ateş Beyin yüzüne çıkardım. Beklediğim gibi sinirli değil aksine çok bunalmış ve üzgün duruyordu.
Yanıma geldi ve önümde diz çöktü. Elleriyle ellerimi hafifçe kavradı. Sanki her an kırılabilecek bir cam parçasıymışım gibi yumuşaktı hareketleri.
"Gerçekten özür dilerim Mira. Hem ablam adına hemde kendi adıma. O sadece biraz kızgın,eminim sakinleştiğinde söylediklerinin doğru olmadığını farkedecektir."
Sözlerini bitirdikten sonra ne tepki vereceğimi görmek için dikkatle yüzümü inceledi. Ona ne hissetiğimi belli etmemek için çaba sarf etsemde gözlerime bakan biri kırıldığımı kolaylıkla anlayabilirdi.
"Sorun değil ,beni korumanıza gerek yok. Sinem hanımın haklı olduğunu sizde biliyorsunuz. Fikriniz değiştiyse beni aldığınız yere geri verip normal bir çocuk alabilirsiniz."
Ateş Bey sanki farklı bir dil konuşuyormuşum gibi anlamsızca baktı bana. Kaşlarının çatılmasından onu sinirlendirdiğimi anlayabilmiştim. Ellerini yumuşakca tuttuğu ellerimden çekti ve ayağa kalktı.
" Mira ne dediğinin farkında mısın sen? Senin için ailemi karşıma almışken beni geri verebilirsiniz ne demek oluyor?"Sözlerinin ardından sanki sakinleşmek ister gibi gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.
"Hiçbir yere gitmiyorsun ve gitmeyeceksin. Seni bir kenara atmak için oradan kurtarmadım. Bunu anlaman gerek aksi taktirde daha ne kadar böyle devam edeceğiz bilmiyorum."
Son sözlerini söyledikten sonra daha fazla konuşmadı ve beni odamda bırakıp aşağı indi. Onu kırdığım her halinden belli oluyordu ve bu beni fazlasıyla suçlu hissetirmişti.
Bende isterdim Ateş Beye ailemmiş gibi davranabilmeyi fakat insanlara nasıl güveneceğimi bilmiyordum. Birinin beni bu halimle kabul ettiği düşüncesi kulağa komik olmayan bir şaka gibi geliyordu.
Düşüncelerime ara verip donup kaldığım koltultan kalktım. Ateş Beyide kendime küstürdüğüme göre uğraşacak bir şeyler bulmam lazımdı.
Çaresizce etrafa bakınırken gözüme muhtemelen oynamayacağım düşünülüp kenara konulmuş barbie'ler çarptı. Bir sürü bebek ve kıyafet vardı. Belkide bu kıyafetlerle kombinler yapıp bir tür moda defilesi düzenleyebilirdim.
Ne kadar saçma ve sıkıcı görünsede çok fazla seçeneğim olmadığından oturup tüm bebekleri dağıttım ve giydirmeye başladım. Bazılarının saçını ördüm, bazılarınınkini bağladım, bazende sebest bıraktım.
Son olarak elbiseleri, kıyafetleri, ayakkabıları ve aksesuarları düzenledim. Tüm bunları yapmak zaman alsada garip bir şekilde eğlenceliydi.
Zaman su gibi geçerken giydirip saçını yapmadığım tek bir barbie bile kalmamıştı. Resmen bir sepet dolusu oyuncağı elden geçirmiştim ama tüm emeğime değmişti. Hepsi o kadar güzel görünüyorlardıki.
Tam artık sıkıldığımı düşünüp Ateş Beye bakmaya gidecekken arkamdan adımın seslenilmesiyle korkuyla yerimden sıçramıştım.
"Eğlenmişe benziyorsun Mira. Bende diyorum kaç saattir odada ne yapıyor. Oynamazsın sanmıştım."
Ateş Beyin sanki sabah hiçbir şey yaşamamışız gibi eğlenen sesini duyunca dönüp ona baktım. Bana küsmediğine göre agresif davranmaya devam edebilirdim değil mi?
"Başka şansım mı vardı? Beni odada bırakıp gittiniz tek başıma ne yapayım?"
Ateş Beyin tebessümü tatlı sitemimle kısık ve erkeksi bir kahkahaya dönüşmüştü.
"Mira, masanın üzerinde kocaman bir tablet duruyor. Onu geçtim neden aşağı inmedin ki? İstediğin zaman televizyon izleyebilirsin."
Kafamı çevirip masaya baktığımda Ateş Beyin bahsettiği tableti görmüştüm. Anlık olarak dumura uğrarken beyinsizliğime ağlamamak için zor duruyordum.
Yavaşca kafamı önüme eğdim ve onaylar anlamda kafa salladım. Hareketlerimle Ateş Bey kahkahasını tutamazken benim görmemem için arkasını dönmüştü. Lanet olasıca rezilliklerim bitmiyor.
"Tamam tamam gülmüyorum. Sadece akşam yemeğinin hazır olduğunu söylemeye gelmiştim."
Tam trip atıp yemeğeceğimi söyleyecekken midemden gelen tuhaf seslerle bundan vazgeçmiş ve üstümü başımı düzelterek ayaklanmıştım.
Beraber aşağı indik ve sakin bir akşam yemeğinden sonra salonda oturup film izleme kararı aldık.
Ateş Bey ilk teklif ettiğinde reddetmek istemiştim fakat yüzündeki hevesli ifade yüzünden hayır diyememiştim. Şimdiyse koltukta yatmış ayaklarımı Ateş Beye doğru uzatmış bir şekilde uyumamaya çalışıyordum.
Bilincim yorgunluktan istemsizce kapanırken kendime uyumamam gerektiğini hatırlatıyor filme odaklanmaya çalışıyordum.
Ateş Bey uykuya karşı direnen bana bir bakış attıktan sonra ayağa kalktı ve elinde bir battaniye ile geri döndü. Onu bedenime doladıktan sonra kumdandaya uzandı ve filmin sesini kıstı.
Aradan geçen dakikalardan sonra battaniyeden gelen sıcaklıkla birlikte bedenim iyice mayışmış kendini uykuya bırakmıştı. En son hatırladığım şey güçlü kolların bedenimi sarması ve merdivenlerden çıkarkenki küçük sarsıntılardı.
Bölümlerin uzamasını isteyen okurlara kısalması şoku .d
Şaka şaka. Uykusuzluktan elimde telefon uyuklamaya başlayınca daha yazamadım. Yarın gece devamını yazarım artık dayanamıyorum :(
Sabah ilham gelmiyor diye gece yazıyorum sonra bölümün yarısında uyumaya başlıyorum niye bu kadar iyi uyku düzenim kshsfsknscsna
Uyku uyku yedim sizi yatmaya gidiyorum iyi geceler 😄🩷
Not: kızmayın bana kısa diye 👉👈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ev (Age Play)
Romance°age play °bxg °smut yok Bugün benim doğum günüm. İnsanlar doğum günlerinde ,özelliklede on sekizinci doğum günlerinde reşit oldukları için sevinirler fakat benim içimde sadece derin bir hüzün ve korku var. Oturduğum yumuşak ve tüylü halının üzerin...