Aradan geçen dakikalardan sonra battaniyeden gelen sıcaklıkla birlikte bedenim iyice mayışmış kendini uykuya bırakmıştı. En son hatırladığım şey güçlü kolların bedenimi sarması ve merdivenlerden çıkarkenki küçük sarsıntılardı.
...
Gözlerimi alnıma konan yumuşak öpücük ile birlikte aralamıştım. Rahatsızca yerimde kıpırdımdandım. Tek istediğim birkaç dakika daha uyumaktı ama başımdaki kişi buna izin vermemeye yemin etmiş gibi gidip perdeleri açtı.
Gözüme dolan güneş ışığıyla birlikte huysuzlanarak yatakta doğruldum. Etrafıma baktığımdan Ateş Beyin gardıropumun önünde durduğunu farkettim. Bir süre oyalandıktan sonra Elinde tuttuğu iki elbiseyle yanıma geldi.
"Hangisini giymek istersin Mira?"
Sabah sabah erken uyanıp ne halta elbise seçtiğimi anlamazken başımdan savmak için rastgele pembe elbiseyi işaret ettim.
"Tamamdır. Şimdi kalkman lazım güzelim. Dışarı çıkacağız."
Uykulu gözlerimi ovuşturarak yatakta doğruldum. Hiç bir yere gitmek istemiyordum ki.
Oflaya oflaya ayağa kalktım. Ateş Beyin elinden pembe elbiseyi alıp hem giyinmek hemde elimi yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim.
İşlerim bitip banyodan çıktığımda Ateş Bey odada değildi. Aşağıdan tabak çanak sesleri geliyordu. Belliki yiyecek bir şeyler hazırlıyordu.
Yavaş yavaş aşağı inip mutfağa geçtim. Ateş Bey yemem için meyve salatası gibi bir şey hazırlamıştı. Normal kahvaltıdansa böyle atıştırmalıklar daha iyi olmuştu.
Ben önümdeki meyveleri yerken Ateş Bey karşıma oturmuş beni izliyordu. Neden izlediğini çözmeye çalışırken canının çektiğini düşünüp önümdeki tabağı ona doğru hafifçe itekledim.
Yaptığım harekete gülümsedi. Başını olumsuz anlamda sallayıp tabağı tekrar önüme doğru itti.
"Sen uyurken yedim bebeğim yinede teşekkürler"
Onaylayarak kafamı salladım. Sessiz sessiz önümdekileri yerken hala nereye gideceğimizi anlayamamıştım. Ben sormaya çekiniyor, Ateş Bey ise tek kelime bile etmiyordu.
En sonunda önümdeki meyveler bittiğinde Ateş Bey masadan kalktı. Bana peşinden gelmemi söyleyip dış kapıya doğru yöneldi.
Evden çıktığımızda şöyle bir bahçeyi inceledim. Kenardaki havuz, armut koltuklar ve küçük oyun parkı dışında ilgimi çekecek bir şey görünmüyordu. Bir insan neden evinin bahçesine park yaptırır ki, parayı harcayacak yer bulamadı herhalde.
İçimden kurduğum yargılayıcı cümleler eşliğinde arabaya gelmiştik. Ateş Bey beni arka koltuğa oturttuktan sonra şoför koltuğuna geçti.
Yol hızla akıp giderken nereye gittiğimizi bilmemenin verdiği gerginliği üzerimde taşıyordum. Cesaretimi toplayıp bana kızmayacağını umarak Ateş Beye sormaya karar verdim.
"Şey, hala nereye gideceğimizi söylemedinizde. Nereye gidiyoruz acaba?"
"Ah özür dilerim Mira,tamamen aklımdan çıkmış. Şirkette birkaç işim var, seni evde yalnız bırakmak istemedim. Çıkıştaysa istediğin herhangi bir şeyi yapabiliriz."
"Herhangi bir şey mi? Yani istediğim her şeyi yapacak mısınız?"
"Evet ne istersen. Hatta evde isteklerin hakkında bir liste bile yapabilirsin. Her gün listedeki maddelerden birini yaparız."
Şaşkın şaşkın Ateş Beye baktım. İsteklerim onun için önemlimiydi yani. Kendi öz babam bile doğar doğmaz beni bırakmışken daha tanışalı birkaç gün bile olmamış bir adamın beni önemsediğine inanamıyordum.
Hayatın bana şu yaşıma kadar öğrettiği tek şey kimsenin karşılıksız iş yapmayacağıydı. İnsanlar bencildi. İyi insan denen şey yoktu, sadece kendini iyi gibi gösteren insanlar vardı.
Ateş Bey... onu henüz çözememiştim. Kalbim tüm içtenliğiyle ona inanıyordu. Gerçekten karşılıksız bir şekilde sevilebileceğime inanmam için yalvarıyordu. Fakat mantığım her zamanki gibi acımasızdı. Bir sebep olmalı. Neden bu kadar iyi davranıyor. Bu işten çıkarı ne?
Düşünmek beni delirtiyordu. Bu kadar düşünce ve olasılık çocuk bedenim için çok fazlaydı. Bir yetişkinin sahip olduğu sorunlu zihnimle hiçbir şey olmamış gibi yaşamayı istemek acı çekmeme sebep oluyordu.
Acaba bir gün tekrar çocuk gibi hissedebilirmiydim. Gerçi hiç bir zaman çocuk gibi hissedememiştim. Daha bebek yaşta bırakıldığım o lanet yetimhanede bunu engelleyecek kadar çok şey yaşamıştım.
Oturduğum yerin kapısının aniden açılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Ateş Beyin şirketine gelmiş olmalıydık.
Selammmm 😄
Gerçekten çoooook uzun bir aradan sonra (sanırım 2-3 ay oluyor) tekrar buradayımm.
Zahmet oldu geldin dediğinizi duydum sanki. Bence artık ümidinizi kesmiştiniz yb den 🙂
Bu kayıplara karıştığım sürede naptım acaba. Hiçbişi yapmadım aslında .d
Sorumsuz bir insan olduğumdan ara sıra köye giden babalarımız gibi her şeyi bırakıp kaçasım geliyor. Yine o zamanlarımdan birindeydim. Wattpadi falan sildim hatta ama sonra geri dönesim geldi.
Sorumsuz olduğum için özür dilerim ama böyleyim işte yapacak bir şey yok 🥹
Yeni bölüm yazmayı, okuyucularla konuşmayı, sizlerin yorumlarınızı okumayı özlemişim. Ne kadar bölüm yazmak yorucu olsada bu duygular paha biçilemez...
İnş okuyan birileri kalmıştır .d
Bu bölüm kısa farkındayım biraz BAKIN GERI DÖNDÜM demek için yazdığım bir bölümdü artık çerezlik okur geçersiniz.
Herkese iyi geceler diliyorumm kaçtımmm 🙆♀️🩷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ev (Age Play)
Romance°age play °bxg °smut yok Bugün benim doğum günüm. İnsanlar doğum günlerinde ,özelliklede on sekizinci doğum günlerinde reşit oldukları için sevinirler fakat benim içimde sadece derin bir hüzün ve korku var. Oturduğum yumuşak ve tüylü halının üzerin...