Çalan alarm ile Minho ve Jisung gitmeleri gereken toplantıyı hatırladılar. Şu an yatakta seks sonrası keyif yapmak varken o aptal kurulu hiç çekecek havada değillerdi. Jisung tekrar çalan telefonuna ulaştı arayan Felix'ti.
"Felix-shi buyrun?"
"Hala yataktasın değil mi?"
"Evet hala yataktayım"
"Kalk hadi toplantı geç kalacaksın, bak ben üzerimi giyindim bile."
"Off nerden çıktı toplantı amk"
Minho Jisung'un ağzından ilk defa küfür duymuştu. Düşününce seks boyunca Jisung'un inlemek dışında net bir kelime söylemediğini hatta adını bile söylemediğini fark etmişti.
"Onu boşver de alt ya da üst komşularım sağlam bir seks performansı sergilediler. Sanırım yatakları kırıldı. Bir ara aşırı inleyen kişinin sesini sana bile benzettim. Ama senin geceden kalma olarak uyuyup bu olayı bile kaçırdığını bildiğim için ihtimal bile vermedim."
Minho, Jisung sadece inleyip tek bir kelime söylememe nedenini şimdi daha iyi anlamıştı. Yavaşça ayaklanıp, "duşu kullanabilir miyim?" diye sordu. Jisung hızlı hızlı kafasını salladı.
"Ah öyle mi senin neden uyanık kaldığın belli oldu!"
"Neyse kalk kesin duş almamışsındır daha duşunu al ve hazırlan."
"Tamam tamam kalkıyorum"
"Hadi hazır olunca kapımı çal"
"Tamam bebeğim" diyerek telefonu kapattı. Üzerine tekrar aynı tişörtü giydi. Tişört uzun olduğu için iç çamaşırına gerek yoktu. Giyinme odasına gitti. Geçen aldığı biraz bol kesim olan pantolon ve gömleği aldı. Daha hiç kullanmamıştı o yüzden Felix bu kıyafeti tanımazdı. Yine açılmamış bir iç çamaşırını aldı. Kıyafetleri ve iç çamaşırını çarşafları çıkardıktan sonra yatağın üzerine koydu. Eline aldığı havlu ile banyoya girdi. Tamamen cam olan duş kabininde duş alan Minho'yu süzdü. Kahretsin o sert üst bacaklarda zıplamayı unutmuştu. Duşun kapısındaki rafa havluyu astı. Duşa kafasını sokup "havluyu astım, yatağın üzerine temiz kıyafetler koydum, ben diğer duşa geçiyorum." dedi. Minho "tamam" diyerek onu onayladı.
Jisung duşa girdikten bir süre sonra Minho çıkmış havluyu beline sarmış, saç havlusu ile saçlarını kurulayarak odaya geçmişti. Yatağın üzerindeki paketli iç çamaşırını aldı biraz dar olsa da giydi. Neyse ki gömlek ve pantolon geniş kesimdi. Aynaya bakınca tam üzerime göre dedi. Masanın üzerindeki nemlendiricilerden birini aldı ve yüzüne sürdü. Odadan çıkıp salona geçti amerikan tarzı mutfaklı bir salondu. Mutfak hemen karşısındaydı. Gördüğü kahve makinesi ile gülümsedi. Bu esnada Jisung banyodan çıkmıştı. Kendi kıyafetleri içindeki Lee Minho oldukça hoş görünüyordu.
"Kahve?"diye sordu Minho.
"Çok iyi olur."
Jisung üzerini giymiş saçlarını kurutmuştu. Salona geldiğinde mutfak tezgahında kahvesini içip, sandviçini yiyen Minho onu güldürmüştü. Elindeki kurutma makinesi ile geldi. Ekim ayına girmek üzereydiler hava güneşli olsa bile serin oluyordu. Fişe taktığı makineyi çalıştırıp Minho'nun ıslak saçlarını kuruttu. Makineyi kapatıp oturdu. "Teşekkürler" , "Rica ederim". Minho, Jisung'un önüne kahve ve sandviçi koydu. "Teşekkürler" Jisung, Minho'yu taklit etmişti. Minho o güzel gülümsemeni sunup Jisung'u taklit ederek "Rica ederim" dedi.
"Çok vaktimiz kalmamış," dedi Minho.
"Off hala sinirlerim bozuk tatil gününde yapılır mı bu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Strings Attached/ Minsung
FanfictionJisung yıllar sonra döndüğü Kore'de kendisi gibi hayatında aşkı istemeyen Minho ile yolları birleşir. İkilinin ilişkisi ilk başta sadece çıkar üzerine bedensel bir ilişki olsa da zamanla araya duygular girer. Fakat bir anlaşmaları vardır. Bağlanmak...