Kırık Bir Kalp

390 98 25
                                    

O konuşma sonrasında üçlü, Felix'e daha fazla dikkat etmeye başlamıştı. İlk keşfettikleri az az yediği zaman kusmadığı olmuştu. Bu ciddi anlamda önemli bir gelişmeydi. Bir defa da kendini aç bırakıp yemek yediği anı yakalamışlardı ve yine kusmuştu. Şimdilerde ise Changbin sürekli yanına gidip çok sevdiği atıştırmalıklardan yediriyordu. Ayrıca sık sık onun kendinde görmesi gereken güzelliklerini dile getiriyordu. Felix, Changbin'in bu yoğun ilgisinden oldukça hoşnuttu.

Diğer tarafta ise Jeongin, eve geç saatte gelen nişanlısının hareketlerini inceliyordu. Dikkatini çeken şey ise nişanlısının parmağında olmayan nişan yüzükleriydi.

"Yüzüğün nerede?"

Jeongin'in sorusu ile yüzüğü takmayı unuttuğunu fark eden Hyunjin, telaşla ceplerini aradı. Çıkardığı yüzüğü parmağına taktı. Jeongin yüzünde alaycı bir gülümseme ile Hyunjin'e baktı.

"Elimi yıkarken çıkarmıştım cebimde unutmuşum."

"Hiçbir zaman elini yıkamak için çıkarmadığın yüzüğü, nedense sadece ailenin evine gidince çıkarıyorsun. Yoksa annenler sana görücü usulü gelin mi buluyor?"

Hyunjin bakışlarını anında Jeongin'in gözlerine çevirdi. Jeongin yüzünde sorgular bir ifade vardı.

"Nerden çıkardın bunu şimdi?"

"Bilmem tavırlarından olabilir. Oraya gidip geldikten sonra bir tuhaflaşıyorsun. Sanırım bir ikilemde kalıyorsun homofobik ailen ve ben! Yalnız yakın sürede birimizi tercih etmek zorunda kalacaksın? Seni buna zorlamıyorum ailene düşkünlüğünü de biliyorum. Fakat bu şekilde devam etmez sen de biliyorsun. Çünkü olay beni aldatmana doğru gidiyor?"

"Ne aldatması, ne diyorsun Jeongin nerden çıkardın bunları?"

"Tam adını bilmiyorum ama Won'du sanırım, güzel miydi? Senin ideal tipinmiş!"

Hyunjin sessiz kalmıştı. Jeongin'in bunları nereden öğrendiğini bilmiyordu. İnkar etmesinin daha da çıkmaza sokacağını anlamıştı.

"Neyse kendime ev bakıyorum kısa sürede hallederim. En başından tüm her şeyi halletmeden aynı eve çıkmamız hataydı."

"Jeongin ne saçmalıyorsun tanrı aşkına!"

"Bir şey saçmalamıyorum Hyunjin ben göreceğimi gördüm, yanındaki ile gayet mutlu ve eğleniyordun. Aşırı mutlu bir aile tablonuz vardı. Baban sana gurur duyan bakışlar atıyordu ve sen de ona gülümsüyordun. Ben o sahneyi gördükçe sadece bir aileye zarar verdiğimi gördüm. Sen bensiz de mutlu olabiliyorsun. Bu şekilde iki tarafı daha fazla oyalayamazsın sen de farkındasın değil mi?" Jeongin'in gözlerindeki yaşlar, göz kapaklarını kırpmadığı halde akıyordu. Halbuki ağlamamak için yapacağı konuşmayı eve gelene kadar tekrar etmişti.

"Jeongin yapma böyle ben sensiz yapamam."

"Peki ne yapacaksın Hyunjin? Netice de o buluşmalara hep gideceksin. Bak belki zamanla aşık olursun hımm?" Jeongin acı bir gülümseme verdi. Dört yıllık ilişkileri vardı. Çok aşık oldukları için Hyunjin yüzük almış kendi aralarında arkadaşlarıyla bir kutlama yapıp nişanlanmışlardı. Jeongin ailesi gayet olumluyken Hyunjin'in ailesi için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi. Aslında Jeongin bir defa onlarla bir araya gelmişti. Yemediği hakaret kalmamış evden kovulmuştu. Kapıdaki orta yaşlı güvenlik bile Jeongin'e acımıştı. Daha sonra Hyunjin ailesi ile görüşse de Jeongin o davetlere asla gitmemişti.

Bu akşam her şeyi gözleri ile görmek için o eve yine gitmişti. Kapıda yine o güvenlik vardı. Adam içeri geçmesine izin vermişti, yüzündeki o acıyan bakışla. Geniş camları olan salonda oturan Hyunjin ve yanındaki kadının koyu bir sohbette olduğunu ara ara güldüklerini, ikisinin babasının mutlulukla bu tabloyu izlediğini görmüştü. Daha yakına gelip bakmak isterken veranda da sigara içen iki kadının olduğunu gördü. Hyunjin annesi ve kadının annesiydi. İki kadın konuşurken Hyunjin'in yalnız oturduğunu öğrenmişti. Annesi en son iki ay önce Hyunjin'in evine gittiğinden bahsediyordu. Kadının bahsettiği ve düzenlemeyi düşündükleri ev ise ikisinin eviydi. İki ay önce Jeongin iki haftalığına ailesinin yanına gitmişti ve o esnada Hyunjin'in annesi evlerine ziyarete gelmişti. Bunu bile şimdi bu şekilde öğreniyordu.

No Strings Attached/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin