"Hadi gel öyleyse" diyerek Minho'yu elini tutup çekiştirmeye başladı. Minho 'nereye' der gibi baktı.
"Bu halde eve gitmeyi düşünmüyorsundur herhalde?" diyerek Minho'yu çekiştirdi. Minho gülüp kafasını sağa sola salladı ve Jisung'a ayak uydurdu. Yağmurda ıslanmış ikili siteye girip asansöre bindi hala gülüyorlardı. Sarhoş değillerdi ama sarhoş gibiydiler. Jisung kapıyı açtı ve içeri geçtiler. Jisung salonun hafif loş ışıklarını açtı. Tam arkasını dönüp konuşacakken beline sarılan kollar ve ensesinde hissettiği nefes ile olduğu yerde kaldı.
Minho ince belde yavaşça ellerini gezdiriyordu. Şimdidem müptelası olmuştu. Jisung yüzünde arsız bir gülümseme ile Minho'ya döndü. Kollarını kaldırıp ellerini Minho'nun ensesinde birleştirdi. Bedenleri tamamen birbirine değiyordu. Jisung, Minho'yu tamamen hissetmeyi seviyordu.
"Isınmaya ihtiyacımız var gibi hım?" dedi Minho, derinden gelen sesi ile.
"Hım haklısın ısınmamız lazım tabi önce üzerimizdeki ıslak kıyafetlerden kurtulmalıyız."
Minho, Jisung'un bu mırlayan sesine ayrı bir düşüyordu. Minho yavaşça gömleğinin yakasındaki bağı çözüyordu. Kollarını iyice gevşetip ona alan açan Jisung gözlerini kırpmadan ona bakıyordu. Jisung'un derin yutkunması Minho'yu daha da aşka getirmiş ve gömleğini çıkartıp atmıştı. Pantolonun kemeri olmadığı için direk düğmesini açmış yavaşça pantolonunu çıkarmıştı. Sadece baksırı ile kalan Minho Jisung'a baktı. "Beni izlemek daha zevkli geldi sanırım" dedi.
"Hım hım evet" diyerek uyuşmuş şekilde kafasını salladı Jisung.
Minho ona yaklaşıp pantolonunun içinde olan kazağını çıkardı. Kazağı yavaş yavaş yukarı çekmeye başladı. Jisung ise hipnoz olmuş gibi Minho'nun gözlerine bakıyor, ona uyarak kollarını kaldırıyordu. Minho yavaşça kazağı Jisung'un kafasından çıkardı. Islak saçları ile çok tatlı bir görüntü oluşturmuştu. Bu tatlılığa dayanamayıp uzanıp dudaklarına masum bir öpücük koydu. Bu öpücük Jisung'un kalbini titretmişti. İkisi de uyanan duygularının henüz farkında değillerdi.
Küçük bir öpücük daha verip daha pantolonunun düğmelerini çözdü. Jisung'un bol pantolonu açılan fermuar ile yere düştü. Şu an ikisi de baskır ile kalmışlardı. Minho Jisung'un belinden tutup kucağına çıkmasını sağlamış derin bir öpüşmenin içine çekmişti. Öpüşmeleri o kadar hızlıydı ki öpüşmüyor sanki savaşıyor gibiydiler. En sonunda Minho Jisung'un çenesine inmiş çenesini ısırıp emmiş sulu bir öpücük vermişti.
Minho yavaş yavaş yürüyerek Jisung'un yatak odasına gitmişti. Artık bu eve aşina olduğu için karanlıkta kucağında boynunu öpüp emen Jisunga rağmen yolunu şaşırmamıştı. Yatak odasındaki loş ılıklandırmayı açıp Jisung'u yatağa bırakmıştı. Daha sonra geri çekilip geçen gün gördüğü müzik çalara ilerledi. Müzik çaları açtığında Melanie Martines, Lana del rey, The Weeknd ile devam eden listeye gülümsedi.
Açtığı şarkı ile dans ederek Jisung'un karşına geçti. Yine seksi hareketlerle bakırı ile oynaya tfabaşladı. Jisung aşka gelmiş tezahürat yapmaya yapmaya başlamıştı. Minho karşısındaki sevimli ve seksi varlığı biraz daha eğlendirmek için dansına devam etti. Şarkı bitimine doğru bakırını çıkarıp attı. Jisung'tan büyük bir tezahürat almıştı.
Minho yatağa dizini koymuş ve yavaş yavaş yatağa çıkmıştı. Jisung'un önüne geldiğinde Jisung onu devirmişti. Dirsekleri üzerinde arkasına doğru yaslanan Minho bu defa izleyici olmuştu. Yatakta ayağa kalkan Jisung vücudunun kıvrımlarını kullanarak dans ediyordu. Şu an Minho'nun enfes bir manzarası vardı. Şarkının sonunda Minho gibi bakırı çıkardı. Minho'nun bacaklarının ortasına dizleri üzene çöktü. Elini Minho'nun penisine attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No Strings Attached/ Minsung
FanfictionJisung yıllar sonra döndüğü Kore'de kendisi gibi hayatında aşkı istemeyen Minho ile yolları birleşir. İkilinin ilişkisi ilk başta sadece çıkar üzerine bedensel bir ilişki olsa da zamanla araya duygular girer. Fakat bir anlaşmaları vardır. Bağlanmak...