Bitti mi?

389 97 12
                                    

Seungmin, Jeongin ve Bayan Kim finaller sonrası toplantı salonunda oturmuş konuşuyorlardı.

"Jeongin soracağım hep araya kaynıyor kolyen Tifanny'nin orijinal ürünü mü?"

"Evet Bayan Kim."

"Ama stoklar tükenmişti! Yani ben çok beğenmiştim hem internette hem de fiziksel mağazalarında ürün kalmamıştı." Bayan Kim konuşurken Hyunjin oturdukları toplantı odasına girmişti.

"Bende bu kolyeyi çok beğenmiştim, sizin gibi çok aradım . Yılbaşı yemeğinin olduğu gün *******'deki mağazasının önünden geçerken gördüm. Tam almak için girdim, birisi vitrindeki kolyeyi almıştı. Mağazadan yine eli boş çıktım. Geçenlerde şansımı denemek için tekrar mağazaya gittim. Meğerse kolye iç vitrinde de varmış, sanırım bu aralar şansım sadece bir konu da yaver gitti."

Hyunjin aslında işini bitirmişti. Jeongin anlattığı şeyi dinlemek için kalmıştı. O gün o mağazadaki kolyeyi alan kişi kendisiydi. Aslında kolyeyi Jeongin aklına geldiği için almıştı. Fakat annesi her gün düzenli olarak onu aramış Jeongin meselesi konusunda doldurmuştu. Babası bilmese bile annesi Jeongin ile görüştüğünü biliyordu. Bunu sona erdirmek için oldukça çaba sarf etmişti.

Hyunjin'in kafası Jeongin'e karşı fazlasıyla doluydu. Akşamda hazırlanmış ışıl ışıl parlayan Jeongin görünce son nokta olmuştu. Kendisi acı çekerken Jeongin çok iyi ve mutlu görünüyordu. Yemek boyunca bir daha Jeongin'e bakmamış sonra da ona aldığı kolyeyi won'a vermeye karar vermişti. Bazı şeyleri neden yaptığını kendi de bilmiyordu. Ama anlamsız şekilde üst üste düzelmeyecek hatalar yapmaya devam ediyordu.

"Yılbaşı gecesi alan adam sevgilisini ne kadar mutlu etmiştir. Özellikle sevgilisinin istediği bir parçaysa."

"Sevgilisi istiyor mu bilmiyorum ama benim çok sevdiğim bir parçaydı."

Hyunjin tam çıkacakken Jeongin konuştu. "Bay Hwang vaktiniz var mı? Sizinle bir konuda konuşamam lazım."

"Tabi Jeongin odama geçelim."

Hyunjin ve Jeongin dekan yardımcısı odasına geçmişlerdi. Hyunjin koltuğuna oturmuş, Jeongin de masanın önündeki koltuklara oturmuştu.

"Bir şeyler içer misin?" diye sordu Hyunjin.

"Hayır teşekkür ederim. Çok kalmayacağım sadece bir şey vereceğim."

Jeongin Hyunjin'in aldığı nişan yüzüğünü çıkartıp masaya koydu. "Ben hala kullanıyordum ama sanırım senin için hiçbir anlamı ya da önemi kalmamış. O yüzden benim de kullanmamın doğru olmayacağını düşündüm."

"Jeongin hiçbir şey böyle olsun istemedim."

"İnan artık ne istediğini ben anlamıyorum Hyunjin.Üç ay oldu sana düşünmen için zaman tanıdım ama hiçbir değişiklik yok. Aj çok pardon annenlerin tanıştırdığı kadın ile ilişkin baya ilerlemişti, onu unuttum. En azından bana saygı duymanı beklerdim."

"Jeongin ben her zaman sana saygı duydum, inan bana ben de zor bir süreçten geçiyorum senden istediğim biraz anlayıştı." Jeongin Hyunjin'in cümlesi ile kahkaha attı.

"Ne için anlayış göstercektim?"

"Bak ailemle sorunları halledecektim."

"Üç ay da ben yokken halledemedin mi?"

Hyunjin sessiz kalmıştı. "Yani aslında benim olmadığım zaman dilimi bunun için oldukça iyi bir zaman dilimiydi. Sen ne yapmayı tercih ettin. Bol bol yemeği gittin, benim çok istediğimi bildiğin kolyeyi alıp ona hediye ettin. Yılbaşı yemeğinin olduğu gün, seni mağazada görmüştüm tam istediğim kolyeyi alıyordun. Ah saf ben nasıl eve gidip hazırlandım, süslendim çünkü çok çökmüştüm. O gün sana iyi görünebilmek için aynanın karşısında üç saat geçirdim. Benimle konuşacaksın diye düşündüm. O kolyeyi bana aldığını zannetim. Ne kadar aptalmışım. Veranda da duyduğum konuşman, yemek boyunca bir defa bile bana bakmaman, geçen gün gördüğüm tablo birleşince senin için çoktan bu ilişkinin bittiğini anladım; en sonunda kalın kafam bunu anladı. Bu yüzden ben de tamamen bitirip seni özgür bırakıyorum. Vicdanın sızlıyor mudur bilmiyorum ama en azından bundan sonra attığın adımlarda aldattığın bir nişanlın olmaz. Bekar bir adam olarak rahat rahat takılırsın."

No Strings Attached/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin