Yağmur Er
İşimden atılmamın ardından yine merakıma yenik düştüm. Evet, yeniden gündeme gelen o yıllardır devletin sır gibi sakladığı davayı merak ettiğimden hiç vakit kaybetmeden olay yerine gitmiştim. Merak işte. Olay yerine elimi kolumu sallayarak girebileceğimin hayalinde yürüyordum elimdeki telefondan haberleri dinleyerek. Neredeyse o kocaman yapının yarısını görecek kadar yaklaşmıştım oraya. Yokuş yukarı gitmek yorucu olduğundan dinlene dinlene 10-15 dakikada evin giriş kapısına yaklaşmıştım. Tam açık olan demir kapıdan geçecektim ki bir anda iri yapılı bir adama çarparak sendeledim. Elimdeki telefonumu yere düşürdüm. İlk önce eğilip yerdeki telefonumu aldım, sivri bir taşa çarpmış olsa gerek ki koruması kırılmıştı. Agresiflikle derin bir nefes alıp doğruldum, çarptığım kişiye baktım. Tam bağırıp çağıracakken adamın üzerindeki üniformayı gördüm. İrkilip hafifçe eğildim ve tekrar doğruldum. Aceleyle konuşmaya başladım bir anda.
-Pardon, pardon. Yanlış yere geldim sanırım! Ben en iyisi gideyim! Ahaha...
Adama söz bırakmadan panik ile hızlı, düzensiz adımlarla geri geldiğim gibi gittim. Evin görüş alanından çıktığıma emin olduğumda derin bir nefes aldım. Aldığım nefesi yaklaşık 3-4 saniye tuttuktan sonra geri verdim.
-Salağım, cidden salağım! Ödüm koptu, o nasıl insan ya! Balina yanında halt yer. Of, çok korkunçtu... Aynı zamanda utanç verici.
Telefondaki haberi kapattım. Telefonumu cebime attım. Etrafa bakındım. Bir süre düşündükten sonra bakışlarım eve doğru giden ormana döndü. Orman açıktı, sık ağaçlar yoktu. Oradan geçersem görünür müydüm ki...
Ne yaptığımı bilmiyorum. Şu an neden evin dışındaki sağla olup olmadığına karar yediremediğim sarmaşıklara tırmanarak eve girmeye çalıştığımı, hiç ama hiç bilmiyorum. Parmaklarım acımıştı. Mermer denizliğine baktım. Adımımı emin bir şekilde denizliğe attığımda dikkatlice mermer denizliğin üstünde durmaya başladım. Pencereye baktım. Pencereyi dıştan ittirerek açmaya çalıştım. Dengemi de korurken bunu yapmak epey zordu. Ama neyse ki, sadece 2. kattaydım. Bence, düşersem ölmezdim? Yani, öyle umuyordum. Pencereyi açamadığımda sinirlenip dizimle pencereye vurdum. Pencere bir anda açıldı, pencereye yasladığım elim boşalınca bir anda dengemi kaybedip büyük bir gürültüyle odanın içine yapıştım. Kafamın acısıyla odaya baktım. Tozlar havada uçuşuyordu. Yere ellerimi koydum destek alarak kalktım. Ellerimi bir birine çarparak tozların elimden ayrılmasını sağladım. Odada bakındım. Yaklaşan ayak sesleri ile duraksadım. Etrafıma bakındım. Düştüğümde çıkan gürültülü sese karşın birkaç polis buraya geliyor olmalıydı. Ama nereye saklanacaktım ki? Beni burada bulurlarsa kesinlikle başıma bela açmış olacaktım.
...
🖤⁓Uzun bir süreden sonra aşırı kısa bir bölüm attım. Biraz piçlik yaptım sanırım. Ama her neyse. İyi okumalar. Yorum ve oy istiyorum 🙂.