İlk Ders

11 2 3
                                    

Yazar

Zoe ve Alice girişlerini yaptıktan sonra yatakhaneye gitmiş ve yeni odalarında uyumuşlardı. Sabah müdürenin yanına tekrar gitmiş ve onlar için hazırlanan programları almışlardı. Günde 4 saat ders vardı ve 2. saaten sonra yemek arasıydı. Kızlar programın yoğun olmamasına çok sevindiler.

"Hey ilk derslerimiz dövüş sanatları!" dedi Zoe sevinçle.

Alice gülümseyerek başını salladı. İkisi de bu ders için heyecanlılardı. Büyükanne onlara çok şey öğretmişti ancak kızların hiç böyle bir şansları olmamıştı.

Dersin işleneceği arenaya geldiklerinde müdürün sınıf dağılımı konusunda haklı olduğunu fark ettiler.

Okulda 6 kademe vardı: 1. sınıflar en küçük 6 lar ise en büyüklerdi. Her sınıf 20 kişi alıyordu ve her kademe sınıfı dersleri eş zamanlarda alıyordu. Bu da tüm 1. kademelilerin aynı sınıfta olması demekti.

Alice sınıfa şöyle bir göz gezdirdi. Robin'i ve Five'ı yan yana konuşurlarken görünce dudağını ısırdı. Zoe dürterek iki genci işaret etti.

Zoe onları görür görmez yüzü düştü:" Daha kötü bir ikili olamazdı..."

Gerçekten de Robin Five'a sırıtarak bir seyler söylüyor, şaka yapmışçasına kahkaha atıyor ve elleriyle bişeyler yapıyordu. Five ise huysuz haliyle, Robin'e öldürmek ister gibi bakıyor, arada iç çekerek omuzlarını düşürüyordu.

İki kız sözleşmişçesine başlarını sallayarak iç çektiler. Hiç de şanslı değillerdi.

Etraflarındaki herkes birbiriyle konuşuyor, şakalaşıp kaynaşıyorlardı. Hepsi kendi halinde gibilerdi. Zoe kimse onları tanımadığı için sevinmişti. Yüzünde tekrardan bir gülümse belirdi fakat sonra iki çift gözün onlara baktığını gördü.

Kaşlarını hafifçe çatmıştı ki sesi kulaklarına geldi:"Hey, siz..."

Zoe içinden bir küfür savurup Alice'e baktı. Alice isimlerinin bilinmesinin iyi olduğu kanaatindeydi ancak Zoe'nin bundan ne kadar nefret ettiğini bildiğinden tanınmamak için elinden geleni yapardı.

Alice Zoe'ye kafasıyla yavaşça işaret verdi ve Zoe büyük bir hızla çocuğa doğru koşmaya başladı. Sarışın çocuk daha cümlesine devam edemeden Zoe'nin eli ağzına kapanmıştı. Saşkın gözlerle kıza bakan genç şoke olmuş bir şekilde kaşlarını çatmıştı. Zoe'nin elinin altında debelenirken çığlık atmaya çalışıyor ve bu da bütün dikkati üzerlerine çekiyordu.

Alice aklında bu davranış için mantıklı bir bahane ararken Zoe'nin yanına koştu. Bu sırada Five ve Robin de dahil olmak üzere sınıfın büyük çoğunluğu çevrelerinde toplanmıştı.

Zoe'nin elinin altında çırpınırken, havasızlıktan kızarmaya başlayan genç tükenmeye başlamıştı. Zoe uzun süre dayanamayacağına karar verip kulağına doğru eğildi:"Söyleme, sakın söyleme..."

Ardından bayılmaması icin çocuğu bıraktığında derin bir nefes alan genç sinirle Zoe'ye bakıyordu. Nefesi biraz düzeldiğinde cumlrsinin devamını getirdi:" 'yeni ögrenciler değil misiniz?' diyecektim salak! Ne diye üstüme atlıyorsun!"

Zoe hafifçe kızardı. Tam kekelemeye başlayacaktı ki Alice imdadına yetişti:"Hey ona müteşekkir olmalısın!"

Zoe ile ikisi Alice'e tek kaşlarını kaldırarak baktılar:"Ne?"

Ardından Alice kendinden emin bir sesle devam etti:" Burnunun dibinde bir wrnyan vardı! Ağzına girseydi ölebilirdin. Yoo hayır. Kesin ölürdün!"

Alice bunu söyledikten sonra sağ elinin işaret parmağını havada bilgiçce salladı ve dikkatleri farklı bir noktada toplayıo diğer eliyle cebinden bir taşı gizlice Zoe'ye attı. Zoe planını hızlıca anlayıp hafifçe gülümsedi.

İki KuleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin