5||En aşık sizsiniz||

196 13 31
                                    

Changbin kravatını düzeltip duruyordu, heyecanlıydı. Birkaç yudum su içti. Felix'i aramış ve bütün isteklerini gerçekleştirdiğini söylemişti. Bunun sonucunda Felix pek inanmasa da Changbin'i ve yeni kocasını görmek için buluşmayı kabul etmişti. Ona göre Changbin'in değişmesi imkansızdı, özellikle evlilik kısmı... Kim Changbin gibi bir ayyaşla evlenirdi ki? Bir oyun seziyordu sarışın olan.

Hyunjin sandalyesini biraz Changbin'e yaklaştırmış ve kravatını düzeltmişti.

Hyunjin"Şuan düzgün."

Changbin gergince gülümserken buluşma mekanı olarak seçtikleri kafeye, beklediği isim girmişti. Daha doğrusu, isimler?

Changbin Felix'in uyuz kocasını görünce gözlerini devirmişti. Ne işi vardı ki onun burada? Onu ne ilgilendirirdi? Jeongin'le bir bağı yoktu ve bu konu onu ilgilendirmiyordu. Changbin sinirle iç çekti.

Hyunjin, Changbin'in baktığı yere bakınca gözleri şaşkınlıkla açılmış ve kalp ritmi gerginlikle hızlanmıştı. Bu... o olamazdı değil mi?

Masaya ulaştıklarında Felix, Changbin'in karşısına oturmuştu. Gözleri Changbin'i pas geçerek yanındaki şaşkın bedene varınca şaşırmadan edememişti. Bu kadar güzel bir adamın eski kocasıyla ne işi olurdu ki? Kesinlikle bir oyun dönüyordu.

Felix"Chan? Otursana aşkım niye ayaktasın hala?"

Chan kaçmak istiyordu, hemde hemen şimdi. Çok severdi kaçıp gitmeyi, kaybolmayı... Hyunjin'le asla karşılaşmak istemiyordu ve bu şekilde karşılaşmaları rezalet bir durumdu. Ya Hyunjin Felix'e geçmişleri hakkında her şeyi anlatırsa? Felix onu terk ederse? Chan gerçekten değişmişti, aslında kaçıp gidecek biri değildi ama o an mantıklı bir karar vermesi gerekiyordu ve bundan pişman değildi. Evliliğe hazır olunca evlenmişti ve üvey de olsa bir oğlu vardı. Halinden gayet mutluydu, peki ya şimdi ne yapmalıydı?

Hiçbir şey yokmuşçasına Felix'in yanına oturdu ve normal olduğunu düşündüğü bir şekilde gülümsedi.

Tanımamazlıktan gelmek kolay olsa gerekti ama Hyunjin yapamıyordu. Nefesi daralıyordu ve gözleri dolmuştu bile. Bir şey söylemeden kalktı ve hızlıca tuvalete ilerledi.

Changbin"Kocamı gördün, artık Jeongin'i görebilirim. Ona kötü örnek olabilecek hiçbir durum söz konusu değil."

Felix alayla sırıttı. Hemen inanmasını mı bekliyordu? Kurcalaması gereken bir durumdu bu.

Felix"Alkolsüz yapamazsın sen."

Changbin"Kanıtlayabilirim. Jeongin bir hafta bende kalsın, içersem fark edecektir zaten."

Felix"Mantıklı. Sen sarhoş olmadan içmeyi bırakmazsın zaten, Jeongin'in anlamaması mümkün değil. Bunu bu şekilde halledebiliriz de... işin gücün ne durumda? Jeongin'i evde otursun diye yanına yollamayacağım, Chan Jeongin'i her hafta sonu gezdirir. Baba oğul takılmayı çok seviyorlar."

Changbin sinirden yumruğunu sıkmış bir şey yapmamak için zor duruyordu. Felix'in kendisini kışkırtmak için böyle konuştuğu biliyordu ama buna izin vermeyecekti.

Hyunjin kızarmış gözleriyle gelip yanına oturduğunda yumruğu gevşemiş, şaşkınca yüzüne bakmıştı. Ağlamış mıydı o?

Changbin"Hyunjin... gözlerin? Bir şey mi oldu?"

Hyunjin"Hayır hayatım, alerjim tutuyor bazen. Toz, mikrop... böyle virüs gibi şeyler ortamda olunca..."

Chan, Hyunjin'in sert bakışlarından kaçınarak gözlerini Changbin'e sabitlemişti.

Chan"Ne diyorduk? Ne iş yapıyordun sen?"

Changbin kalkıp herkesin içinde yumruğunu Chan'ın suratına yapıştırmamak için zor duruyordu. Hyunjin onun gergin yüz ifadesini fark etmiş ve elini kavramıştı. Sakin kalmasını istiyordu. O da Chan gibi yapacak ve hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı. Onu hiçbir şey gibi hissettirmek istiyordu. Değeri yoktu artık, yıllar önce yaşanıp bitmişti.

Hyunjin"Lee Rabbit şirketinde çalışıyoruz, ben Ceo Lee Minho'nun özel asistanıyım, kocamda şirketin kritik muhasebe işlerini hallediyor. Yoğun bir çalışma hayatımız var ama bugün bizim için özel bir gün o sebeple izin aldık, Minho da sağolsun yakın arkadaşımız kendisi kırmadı. Buyrun kartımızı da takdim edeyim."

Hyunjin yağlandıra ballandıra anlattığında Changbin bir an kendileriyle gurur duymuştu. Sekreterin kartının olması Felix ve Chan'ı hayrete düşüren büyük nokta oldu. Normalde yoktu aslında fakat Minho, Hyunjin ne isterse yapıyordu.

Chan kartı incelerken konuştu.

Chan"Lee Rabbit... Minho mu? Yavşak herif zamanında da..."

Felix"Aşkım tanıyor musun?"

Hyunjin"Herkesin tanıyabileceği biri değil, aynı okula filan mı gittin?"

Chan"Tanıdık geldi... karıştırmışım başkasıyla."

Chan üniversite yıllarında Minho'nun Hyunjin'in peşinden koştuğunu çok net hatırlıyordu. Şimdi şaşırmıyordu ikilinin böyle büyük bir şirkette çalıştıklarına.

Felix"İyiymiş... bu da tamam. Peki ya sizin evliliğiniz?"

Hyunjin evlilik belgelerini Felix'e uzattı.

Felix"Bir imza zor olmamalı. Ben aranızdaki aşktan bahsediyorum."

Chan"Aşkım yeterince sorgulamadın mı? Evliler işte. Jeongin de istiyorsa kalabilir diğer babasında sorun yok."

Changbin"İstiyor tabii istemez olur mu? Oğlum da özledi beni... hem sen kim oluyorsun da diğer babası diyebiliyorsun?"

Felix"Yeter bu kadar. Bunların arasında ne sorun varsa artık ben de çözemedim Hyunjin, çok takılma."

Hyunjin"Chan hazmedemedi sanki durumu. Gerçek babasıyla vakit geçirmek Jeongin'in en büyük isteğidir eminim ki."

"Gerçek" kelimesini vurgulayarak söylemişti. Chan'ı yaralamayı iyi biliyordu.

Felix kendi lafını yemiş gibi olmuştu. Vurguladığı nokta farklıydı, sanki eski kocası ve yeni kocası kendisi için kavga ediyormuş gibi göstermeye çalışmıştı, Hyunjin'in moralini bozmak istemişti ama başaramadı.

Changbin"Jeongin ne zaman bizimle kalabilir?"

Felix"Ben nereden bileceğim sizin yalandan evlenmediğinizi? Belki anlaşma filan yaptınız."

Changbin aklına gelen düşünceyle heyecanlanmış ve izin istercesine Hyunjin'in gözlerine bakmıştı. Hyunjin onun bakışlarını hissedince ona doğru dönmüştü.

Hala elleri beraberdi, Changbin Hyunjin'in elini daha sıkı kavrayarak yüzünü ona doğru yaklaştırdı. Hyunjin geri çekilirse bu yakınlığı sonlandıracaktı ama Hyunjin olduğu yerde duruyordu. Biraz daha ona yaklaştığında Hyunjin gözlerini kapattı, hemen ardından Changbin'in dudaklarını hissetmişti.

Chan"Kafede de ayıp yani."

Felix"Ben ikna oldum ayrılabilirsiniz tamam."

Changbin geri çekilecekken Hyunjin boşta duran eliyle yanağını kavramış ve dudaklarını oynatmaya başlamıştı. Chan'a inat mı yapıyordu yoksa Changbin'den hoşlandığı için bu fırsatı geri tepmek mi istememişti bilinmezdi.

Changbin kendini istemsizce ona karşılık verirken buldu. Çok sürmeden ayrıldılar, kafenin içindekiler umursamasa da, toplum içindeydiler.

Felix acil bir işi varmış gibi saatini kontrol edip ayaklandı. Chan da peşinden kalkmıştı.

Felix"En aşık sizsiniz tamam. Önümüzdeki hafta Jeongin sizde kalabilir."

Felix ve Chan kafeden çıkınca Hyunjin ve Changbin sevinçle birbirlerine sarılmışlardı. Ardından Changbin az önce öpüştüklerini fark ederek tuhaf hissetmiş ve geri çekilerek ayağa kalkmıştı.

Hyunjin"Bir şey mi oldu?"

Changbin'in gözleri istemsizce Hyunjin'in dudaklarına kayıyordu.

Changbin"Üzgünüm bu çok ani oldu, yani yapmak istemeyebilirdin. Benimle evlendin diye bu... fazla oldu işte özür dilerim."

Hyunjin"Başka türlü inanmayacaklardı, sorun değil."

İkisinin de kalp ritmi tamamen bozulurken kafeden çıktılar. Changbin dudaklarını birleştirmiş olsa da öpüşmeyi başlatan Hyunjin'di ve bunu düşündükçe utanıyordu. Neyse ki Changbin bunu dillendirmemişti. Haftaya Jeongin'le kalacakları için heyecanlı ve mutluydular.

phone line⚝changjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin