Jeongin babasının ne kadar odun olduğunu biliyordu. Hyunjin'e aşık olduğunu bilse de ikilinin hiçbir romantizm yaşamadıklarını tahmin edebiliyordu. Onlara bu anı yaşatmak için bir plan yaptı. Okul çıkışı iş yerlerine uğramış ve babasından evin anahtarını almıştı. Hyunjin'de de anahtar vardı sonuçta, her türlü planına uyuyordu.
Changbin"Bizden önce mi gitmek istiyorsun eve?"
Jeongin"Evet, diğer evde rahat rahat bilgisayar oyunu oynayamıyorum. Felix babam pek izin vermiyor."
Changbin oğlunun saçlarını karıştırarak gülümsedi.
Changbin"Tamam sen git takıl biz gelene kadar."
Jeongin planının önemli bir aşamasını gerçekleştirmişti. Hızlıca eve vardı ve mutfağa geçti. Mutfak dolabından Hyunjin'in yemek tarifi defterini çıkarmış ve karıştırmaya başlamıştı. Hyungunun tariflerine güveniyordu o yüzden yapacağı yemeklerin başarısız olabileceğini düşünmüyordu.
Kısıtlı zamanda pek fazla yemek çeşidi hazırlayamasa da mutfağa hazırladığı ortam şahane olmuştu. Bu sofra için alışveriş bile yapmıştı. Kırmızı peçeteler, kırmızı şarap, kırmızı mumlar, yere ve masaya serpiştirdiği gül yaprakları ve kırmızı olan her şey mutfaktaydı sanki. Şarap konusunda babası yüzünden pek emin olamasa da bir gecelik alkolden zarar gelmeyeceğini düşündü.
Bir adet kırmızı gül kalmıştı geriye. Onu ise tezgahın üzerine koydu ve bir not yazıp gülün yanına bıraktı. Her şey hazırdı artık. Jeongin evin loş ışıklarını açarak evi terk etti.
Changbin ve Hyunjin yorgun bir işin ardından eve geldiler.
Hyunjin"Cidden evlenecekler inanabiliyor musun?"
Changbin çok mutluydu, gayet inanabiliyordu.
Changbin"Minho evlenemez diye bir şey mi var?"
Hyunjin"Hayır ama onu tanıdığım için garip geliyor, hiç evlenebilecek biri gibi değil."
Changbin"Jeongin! Hala oyun oynuyor herhalde ben bir bakayım."
Changbin odaya yönelirken Hyunjin favori yerine gitti. Evde en çok bulunduğu yer mutfaktı. Mutfağın halini görünce şok olmuştu. Changbin ne ara hazırlamıştı bu kadar şeyi? En önemlisi neden hazırlamıştı? Yoksa Jeongin evde diye ona şov filan mı yapacaktı? Aşklarını yeterince gösterdiklerini düşünüyordu aslında. En azından Changbin'e karşı olan duyguları apaçık ortadaydı.
Changbin korkarak mutfağa geldi.
Changbin"Jeongin yok."
Hyunjin"Nasıl yok!?"
Changbin tuhaf tuhaf mutfağa baktı. Bir farklılık vardı sanki ama çözememişti.
Hyunjin"Aradın mı?"
Hyunjin cebinden telefonunu çıkardı. O esnada Changbin tezgahın üzerindeki notu alıp okumuştu.
Changbin"Babalarım ben bu gece Seungmin'lerde kalacağım, iyi eğlenceler size. Baba bu gülü karşındaki güzel beye ver lütfen."
Hyunjin"Yüreğime inecekti... babalarım mı yazmış?"
Hyunjin heyecanla notu aldı.
Changbin"Onun kalbini kazandın gibi görünüyor."
Hyunjin"Geriye kaldı bir."
Changbin"Nasıl yani? Diğeri kim?"
Hyunjin tezgahın üzerindeki gülü alıp Changbin'e uzattı.
Hyunjin"Sen."
Changbin"Gülü ben verecektim, rol çalıyorsun."
Changbin kalp atışlarından kurtulmak adına sofraya geçmiş ve yemek yemeye başlamıştı. Şimdi konfor alanındaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/346874197-288-k116971.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
phone line⚝changjin
FanfictionHayatta her şeyden vazgeçmişken, ölümün eşiğindeyken bir telefon bağlantısı ile yeniden hayata tutunan Changbin'in hikayesi. 16.07.2023 03.09.2023