“Hayır hayır, Ferit İclal'i sevmiyor. Yanlış anladım, yok öyle bir şey.” diyordu, Seyran.
Kendi kendini teselli etmeye çalışıyordu.Arkası dönük bir şekilde kendi kendini teselli ederken, İclal bu anın fırsatından yararlanmıştı.
“Seyran?” diyerek, usulca yanaştı yanına.
“Ne yapıyorsun burada?” diyerek, son darbesini de çakmıştı.
“Hiç, Feriti görmeye gelmiştim.”
“Seyrancım bu konuları konuşalım en iyisi,” diyerek, Seyranı oradaki masalardan birisine oturttu.
“Seni dinliyorum İclal.” dedi, Seyran.
“Feritten uzak dur!”
“Pardon, hangi vasfın ile bana bunu söyleyebiliyorsun?”
“Ferit'in müstakbel eşi olarak?”
“Hayır hayır, seni istemediğini dile getiren bir adamın peşinden koşan kişiyim desen daha doğru olur sanki."
“Ne istememesi Seyran, görmedin sanki bizi. El ele konuştuk daha yeni, birbirimizi tanıyacağız dedik.”
“Hadi ya? Ben pekte öyle şeyler duymadım ama,”
“Ne gibi şeyler duydun?”
“Sen daha iyi bilirsin İclal, anlatmak istermisin?”
“Ş-şey, evet istemiyorum dedi ama bu belki seveceği gerçeğini değiştirmiyor.”
Seyran aslında hiçbir şeyi duymamıştı. Yalandan ortaya bir olta atmıştı ve İclal de bu yemi yemişti.
“Emin misin İclal? Kandırma istersen kendini daha fazla. Feritin peşini bırak, bence bunu benim söylemem daha doğru olur.”
“Hangi vasfın ile?”
“Çocukluğundan bu yana sevdiği tek kadın vasfım ile!”
“Sevdiği tek kadın olduğunu nereden biliyorsun Seyran?” dedi, İclal. Alaycı bir gülümseme ile.
“Kendisi söyledi biliyor musun? Aşkımdan ölüyormuş.” diyerek, zafer galibiyetinin verdiği mutluluk ile otele girdi Seyran.
İclal ise bu sözün ardından bir bardak soğuk su içmek ile yetinmişti sadece.
🐌
“Merhaba nasıl yardımcı olabilirim?”
“Buraya arkeoloji ekibi geldi bu sabah, içlerinden birisi Ferit Korhan onun oda numarasını öğrenebilir miyim acaba?”
“Siz kimdiniz?”
“Iı, arkadaşıyım. Ama çok yakın arkadaşıyım, çocukluktan yani.”
“Anladım, önce bir kendisine soralım eğer isterse tabiki söylerim.”
“Tamam sağolun.”
Ve ardından bir tuşa basarak konuşmaya başladı.
“Merhaha Ferit bey, burada pardon isminiz neydi?” dedi, Seyrana dönerek.
“Seyran, Seyran Şanlı.”
“Seyran Şanlı isimli bir hanımefendi sizin ile görüşmek istiyor, eğer izniniz olursa odanıza yönlendireceğim.”
“Seyran mı? Tabiki iznim var, hemen yollayın.”
“Peki Ferit bey, Buyurun Seyran hanım 1227 numaralı oda. Sizi bekliyor kendileri.”
“Çok sağolun.”
“Ne demek iyi günler,”
“İyi günler kolay gelsin.”
🐌
“Ferit, benim Seyran.”
Ferit heyecanla kapıyı açtı,
“Seyran, sen neden geldin yani hoşgeldin tabiki hep gel ama bir şey mi oldu?”
“Sana söylemem gereken şeyler var, daha fazla ertlemek istemiyorum bu yüzden geldim.”
“Benimde seninle konuşmak istediğim bir şey vardı açıkçası.”
“Kapıda mı konuşacağız?"
“Özür dilerim benim hatam, gel tabiki buyur.”
“Odan güzelmiş,”
“Eh işte,”
“Ee sen ne söyleyecektin bana Ferit?”
“İlk söylemek için sen geldin, sen söyle.”
“Olmaz öyle hadi merak ettim zaten söyle sen.”
“Gel otur şöyle, bunun çok hızlı olacağını tahmin etmiyordum.”
“Neyin?”
“Seyran, bunun bir otel odasında sıradan bir an'da olmasını istemezdim ama,”
“Ama?”
“Ben,”
“Sen?”
“Ben seni,”
“Sen beni?”
Ve dayanamadı Seyran, söyleyeceği cümleleri kendiside söyledi.
Ama o an ikiside aynı anda aynı cümleleri söylemişlerdi.
“Ferit ben seni seviyorum.”
“Seyran ben seni seviyorum.”
~
~
~Sonunda🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefesime Kadar+18
FanfictionO benim denizimin, en güzel kıyısı. Ferit ve Seyranın çocukluktan süren aşkı.