BÖLÜM 3 "FLYLEX"

520 60 124
                                    

Biraz heyecan katalım değil mi olaylara? Yeni bölümü ağzınızın tadıyla okuyun istedim. Umarım beklediğinize değer.

Benevolent~ Benovılınt

Alf~ Alf

KEYİFLİ  OKUMALARR

______________________________________________________________

Gözlerimi, kolumda hissettiğim ıslaklıkla birlikte açtım. Beni koruyan kurt şimdide okla vurulduğum yeri yalıyordu. Nedenini çok merak etsem de sessiz kalıp kurdun geri çekilmesini bekledim. Bir süre sonra kendini kucağıma bırakmıştı. Umarım yaram enfeksiyon kapmazdı...

"Dediklerimi anlayabiliyor musun güzel kurt?" diye sordum başını okşarken. Sanki cetvelle çizilmiş gibi başının sağ tarafı siyah, sol tarafı ise beyaz renkteydi. Ve diğer kurtların aksine bu kurdun kanadı vardı. Başına ters oranla sol kanadı siyah, sağ kanadı ise beyaz renkteydi.

Kurt sakin bir şekilde cevap verdi "Evet, seni anlayabiliyorum."

Pekâlâ, bu güzel haberdi. Bu Dünya'da da hayvanlarla iletişim kurabiliyor olmam benim için çok büyük bir avantajdı.

"Yaramı yalamandaki amaç neydi? Enfeksiyon kapmaz mı?"

"Neden yarana bakıp kendin görmüyorsun?" Bu kurt baştan aşağı gizem kokuyordu.

Kafamda oluşan soru işaretleriyle yarama baktım. Eskisinden kat kat daha iyiydi. Yaram enfeksiyon kapmak yerine iyileşiyordu. Kucağımda yatan bu kurdun iyileştirme özelliği vardı.

Peki aklımızdaki o soruya gelirsek. Bu kurt beni neden korudu?

Normal Dünya'da hayvanlar benim özelliğimi biliyordu ve onları anlayan tek insan ben olduğum için beni kaybetmek istemiyorlardı. Bu Dünya'da özelliğimi bilen hiçbir hayvan veya insan yoktu. Neydi bu korumanın ve kucağıma yatmanın amacı? "Bana kendini tanıtmanı istiyorum, ne dersin? Yardımının bir amacı var mı?" Kurt kucağımdan kalkarak karşımda oturmaya başladı. Yüz ifadesi gülüyor gibiydi ama pek emin değilim...

"Gezintiye çıkalım, sen bu Dünya'yı keşfederken bende birkaç soru işaretini aklından silerim." Sesindeki neşe güldüğünü anlamamda emin oldurmuştu. Oturduğum yerden kalkıp yanına gittim. Hayatımda ilk defa bir hayvanın üstünde uçacaktım ve bu ister istemez beni heyecanlandırmıştı. Ağzım kulaklarıma varırken bir şey içimdeki tüm heyecanı söndürmüştü.

"Neden binmiyorsun?" diye sordu kafasını bana döndürerek.

"Sana neden güveneyim ya beni oradan aşağı bırakırsan? Brezilya'ya giderken bile kertenkelemin yaptığı iğne sayesinde uçağa binebilmiştim. Kontrolün bende olmadığı şeyleri yapmaktan nefret ederim." Kaos anında ortamı yönetmek benim işimdi. Lakin bunu yalnızca kontrol bendeyken yapabiliyordum.

En sevdiğim hayvan kaplanlardan sonra kertenkelelerdi ve gittiğim her yerde bir tane arkadaş ediniyordum. Noa -Amerika'daki kertenkelemin ismi -ben uçağa biner binmez bana bir iğne yapmıştı ve bu da hemen uyumamı sağlamıştı. Sonuçta görmediğin bir kaostan etkilenemezsin değil mi?

Kurt ağzıyla kolumu tuttu ve beni karşısına geçirdi. "Kontrol tamamen sende olmasa da bir risk altında beni yönlendirerek kontrolü ele alabilirsin. Benim yapacağım tek şey kanat çırpmak olur. Ayrıca uçuşum yeterince profesyoneldir, yani seni düşürme ihtimalim çok az. Düşsen bile sen yere çakılmadan seni kurtarırım."

"Bu işler öyle yürümüyor ne yazık ki üzerinde uçmamın imkânı yok. Yer yüzündeyken anlatamaz mısın?"

Bir süre düşündü, bu süre zarfında gülümsemeyi bırakmıştı. Daha sonra yeniden gülümsemeye başladı. Beni taklit ederek, "Bu işler öyle yürümüyor hanımefendi. Eğer sorularına cevap istiyorsan benimle yükseklere çıkman lazım."

SOYSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin