YENİ BÖLÜM GELDİİİ
Ballarım bu bölüm biraz kısa olmuş... Bu yüzden diğer bölümü biraz daha erken atacağım telafi olarakk.
Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
Seviliyorsunuzzzz.
KEYİFLİ OKUMALAARRRR
__________________________________________
NEFES ALAMIYORDUM!
Ciğerlerimdeki baskı, kafamın içinden gelen çınlama sesi yüzünden kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Birisi bedenimin üstüne oturmuş gibi bir ağırlık vardı üstümde. Şu an yapabildiğim tek şey gözlerimdeki acının izi olan yaşları akıtmaktı.
Kesik kesik öksürüklerim beni uykumdan uyandırmıştı ve o zamandan beri böyleydim. Alf başımda dikilmiş volta atıyordu. Kötü bir şeyin olacağı gözlerinden okunurken ölmemek için dua etmeye başladım. Daha değildi, ben ailemi bulamadan olmazdı.
Ölmek istemiyordum!
Neden bu hale geldiğimi düşünüyordum ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Acaba o mu bir şey yapmıştı? Beni öldürmek isteyen birinden her şey beklenirdi. Belki de bana zaman harcamayı gereksiz buldu. Eminim ki öldürmek istediği yüzlerce canlı vardı. Ve ne kadar düşünürsem düşüneyim beni neden öldürmek istediğini aklım almıyordu.
Alf'in adımları yavaşlarken gözleri pür dikkat önümüzdeki ormanı inceliyordu.
"Kim var orada, ortaya çık!" Alf ormana yaklaştığında üzerimdeki baskı daha da arttı. İster istemez ağzımdan dökülen inleme Alf'in bana bakmasını sağladı.
Arada kalmış gibiydi. Yanıma gelse yapabileceği bir şey yoktu ama beni bu durumda tek bırakmak da istemiyordu. Lakin ormandaki şeyin kaçmasına izin vermek bizi tehlikeye sokabilirdi.
Alf birkaç saniyenin ardından kararını verip yanıma geldi. Bana karşı attığı her adımda üzerime sonradan eklenen baskı azalıyordu. Tamamen yanıma geldiğinde ise kendimi öncekinden de iyi hissediyordum. Bu Alf'ten kaynaklanan bir şey değildi. Orada bizi izleyen biri vardı ve bana yardım ediyordu.
Durumu riske atmak istemedim ve ne olur ne olmaz diye sesimi çıkarmadım. Kendimi daha iyi hissederken fısıldar gibi çıkan sesimle Alf'ten su istedim. Yanlış hatırlamıyorsam çantamda biraz olması gerekiyordu.
Alf çantama doğru giderken -arkamızda, iki metre ötemizdeki ağaçta asılıydı- ormandaki yabancıyı görmek umuduyla ormana baktım. Ağacın arkasına gizlenmiş bir silüet gördüm. Ardından onun olduğu kısım karanlığa boğuldu lakin ağacın arkasından çıkıp bana gülümsediğini görebilmiştim. Ben yüzüne iyice bakamadan ortadan kaybolmuştu. Aklımda kalan tek şey karanlığın içinden bile belli olan can alıcı gülümsemeydi.
Alf ağzında çantamla birlikte geldiğinde içinden suyumu çıkardım ve sakin yudumlarla içmeye başladım. Çok az kalmıştı ve o da bu içmemle bitmişti. Temiz bir su kaynağı bulmamız gerekiyordu.
Birkaç saat geçmişti o gülüşü görmemin ardından. Nefes alışverişim düzene girse de kendimi hala çok yorgun ve çok bitkin hissediyordum. Bana yardım eden yabancı hayatımı kurtarmıştı. Çünkü eğer biraz daha nefes alamasaydım muhtemelen şu ana kadar ölmüştüm.
"Birilerinin bana ihtiyacı var gibi gözüküyor." Dedi bir kadın. Alf'in yumuşak tüylerini yine yastık olarak kullanmıştım ve olası bir tehlikeye karşı beni koruması gerekiyordu. Bundan dolayı zar zor da olsa doğruldum. Karşımdaki kadın kahverengi saçlı, yeşil gözlü biriydi. Gözlük kendisine çok yakışırken üstündeki vücuduna yapışan beyaz tişört ve altındaki siyah İspanyol paça mükemmel fiziğini öne çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYSUZ
FantasyHer itaatsizliğin bir sonucu vardı. Kötü olansa hiçbir suçum yokken benim cezalandırılmam olmuştu. Ben Rocha, diğerlerinin de deyişiyle SOYSUZ . . . . . .