BÖLÜM 6 "ORMANDAKİ KARDEŞLER"

60 12 6
                                    


Lütfen oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayınn.

KEYİFLİ OKUMALARRR

_________________________________________________


"Gerçekten tüm gücün bu kadar mı?" Diye sordu alaylı sesiyle. Beni sürekli küçük düşürmesinden nefret ediyordum. Tabii ondan nefret etmek için gereken sebepleri saymaya başlasam ömrüm biterdi ama her neyse bu konuyu es geçiyordum.

Lanet olsun gerçekten ona karşı iliklerime kadar nefret doluydum!

İki elimi sırtıma bağlamış bir şekilde beni yüz üstü yere yatırmıştı. Fakat büyük sorun şuydu ki birazdan boynum kopmak üzereydi. Çünkü tam yüzümün denk geldiği hizada onun söylediğine göre zehirli bir bitki varmış.

Yarım saattir yüzümü yere değdirmemeye çalışarak ondan kurtulmaya çalışıyordum ama ne yazık ki bu imkânsız gibi bir şeydi. Gücü benimkini misliyle aşıyordu ve üstüme çöküşünden dolayı ben sadece boynumu geri doğru hareket ettirebiliyordum.

Terden yüzüme yapışan saçlarımı eliyle arkaya doğru aldı.

"Seninle işim gerçekten uzayacak ama sorun değil." Eliyle kafamın arka kısmından baskı uygulamaya başladı." Yaptığımız bu küçük anlaşma eğlenceli geçecek."

Yüzümün o zehirli bitkilere değecek olması beni korkuturken sinirle nefes alışverişlerim hızlandı. "Daha fazla karşı koyacak gücüm kalmadı ve gerçekten artık midem bulanmaya başladı. Daha yemek bile yemedim! Bırak artık beni pis canavar."

"Bana bu şekilde hitap etmeyeceğin konusunda anlaştığımızı sanıyordum Soysuz?" Bunu söylerken bir andan da kafamdaki baskıyı arttırmıştı ve boynum gerçekten çok acıyordu.

Sırtımdan kalktı ve diz çökerek yanıma oturdu. Ellerimden birini tekrardan kurtarmaya çalıştım ve bu sefer gerçekten başardım. Her ne kadar kendime itiraf edemesem de büyük ihtimalle ne yapabileceğimi görmek için kendisi bırakmıştı.

Pekâlâ size benimle ilgili bir detay. Küçükken annemin yoğun isteği üzerine jimnastik kursuna gitmiştim yani inanılmaz derecede esnek bir yapım vardı.

Bir elimi serbest bıraktığı için kolumu yan tarafıma destek olarak koydum. Ardından vücudumu öne doğru atarak ayakkabımın topuğuyla sert bir şekilde kafasına vurdum. Benden bunu beklemiyor olacaktı ki sendelemişti. Ben ise bunu fırsat bilip hızlıca üzerine oturdum ve az önce neredeyse kafamı sokacağı o zehirli bitkilerin arasına kendi kafasını soktum.

Birkaç saniye sonra kafasını kaldırdı ve hızlı hızlı nefes almaya başladı. Bunlar zehrin etkisi olmalıydı. Açıkçası çok da üzülmemiştim. Flylex'e girer girmez beni okla vurmuştu. Sadece kafasını zehirli bitkilerin arasına soktuğuma şükretmeliydi.

Gerçi bir saniye.

Alf'i öldürdüğünü düşündüğüm zaman omzuna ok saplamıştım. Bu da demek oluyor ki

2:1 ben öndeydim. Bir de Ölüm Meleği olacaktı. Şuna bakın altımda kıvranıyordu resmen.

Birkaç dakika sonra nefesi düzene binmişti. Tabi bende o sırada zahmet edip de sırtından kalkmamıştım. Haftalardır oturduğum tek yer toprak veya taş olunca burası rahat gelmişti ama tabi ki konumuz şu an bu değildi.

"Hey, sen gerçekten çok kötü bir kadınsın!" diye fısıldadı sessizce. "Beni öldürebilirdin!"

Ardından bir hamlede beni sırtından yere düşürdü ve üstüme çıktı. Suratında alaycı bir gülüş vardı. "Tabii o bitkiler gerçekten zehirli olsaydı."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SOYSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin