"Selam. N'aber prenses?" Victor'un sesini duyunca başımı kaldırdım. İki haftalık tatil bitmiş, okula dönüyorduk.
"Selam." dedim gülümseyerek.
"Nasıl geçti tatilin?" Bir yandan konuşup bir yandan okula doğru yürüyorduk.
"Fena değil. Babam rahatsızlandı. Genelde onunla ilgilendim."
Victor'un güzel gülümsemesi bir anda soldu. "Çok geçmiş olsun. Nasıl şimdi? Daha iyi mi?" diye sordu.
"Şimdi daha iyi."
"Senin için pek tatil olmamış demek ki."
Neredeyse okula gelmiştik ki Victor durdu. Ellerimi tutup "Konuşmak istersen ya da bir şeye ihtiyacın olursa ben buradayım." dedi samimiyetle.
"Çok teşekkür ederim." dedim aynı samimiyetle gülümseyerek.Birlikte yürümeye devam ederken "Alfabeyi çözmek için de çalışamamışsındır diye tahmin ediyorum." dedi.
"3 harf daha bulabildim ama onun dışında hiç çalışamadım ne yazık ki."
"Eğer defter yanındaysa öğle yemeğinden sonra bakabiliriz. Hatta öğle yemeğini birlikte yiyip sonra da okulun arkasındaki banka gidebiliriz. Sen de istersen tabii."
"Çok isterim. Teşekkürler."Öğle yemeğinin gelmesini sabırsızlıkla bekledim. Dersleri neredeyse dinleyemedim.
Öğle yemeğinin geldiğini gösteren zil çaldığında hızlıca sınıftan çıktım. Etrafıma bakındım ama Victor yoktu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Onu beklemeli miydim, yoksa yemekhaneye mi gitmeliydim.
Ben ne yapmam gerektiğine karar vermeye çalışırken biri omzumu dürtünce irkildim.
Victor olduğunu görünce gülümsedim. "Yemeğe gidelim mi artık? Çok acıktım." dedi karnını göstererek.
"Gidelim." dedim ve yürümeye başladık.Yürürken elimdeki defteri aldı. Sayfaları karıştırırken içindeki kağıdı düşürdü. Defteri tekrar bana verip yerdeki kağıdı aldı.
Kağıdı incelerken "Sanırım bunlar bulduğun harfler. Bana ilerlemişsin. Bence sona yaklaştın." dedi.
Ben daha cevap veremeden birine çarptım. "Çok özür dilerim. Ben görmedim." diyerek başımı kaldırdım ve o an popülerlik puanımın düşeceğini anladım. Çarptığım kişi okulun en gıcık kızlarındandı. Benim yan sınıfımdandı. Sanırım Victor'la aynı sınıftaydı.
Bana bağırmaya başladı. "Önüne bakmıyor musun sen? Ne kadar sakarsın. Biraz dikkatli olsana." Bu lafları söylerken bileğimi tutmuştu. Bana puan verecek diye düşünerek bileğimi çekmeye çalıştım ve özür dilemeye devam ettim.
O sırada Victor elini kızın bileğine koydu. "Amy, Lilith özür diledi işte. Uzatmaya gerek yok." dedi.
Amy bileğimi bırakmamıştı ama parmakları gevşemişti. Bana saatler gibi gelen birkaç saniyeden sonra bileğimi tamamen bıraktı. "Bir dahakine daha dikkatli ol ve Victor burada olduğu için şükret." dedi.Hiçbir şey demeden arkamı dönüp yürümeye başladım. Amy ve arkadaşlarının bana baktığını hissedebiliyordum. Victor hiç beklemediğim bir şey yaptı ve elini omzuma attı. Normalde birinin bana dokunması rahatsız etse de onun dokunuşu benim güvende hissetmeme sebep oldu ama şimdi yalnızca Amy ve arkadaşlarının değil okuldan başka öğrencilerin de bize baktığını hissedebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUAN
FantasyHerkes puanlarına göre yaşamak zorunda. Zeka (🧠), güç (💪🏼) ve popülarite (⭐) nasıl yaşayacağımızı belirliryor. Bileğimizde bu üç lekeyle doğuyoruz. 5 puan olan çok az kişi var. Onlar bizi yönetenler. Güç ve zeka bebeklikten beri girdiğimiz sınav...