Pazartesi

78 9 6
                                    

Chan uyandığında Changbin hâlâ uyuyordu.

Uykulu gözlerle Changbin'i izledi. Onu kırmış mıydı? Ona haksızlık mı etmişti? Changbin Chan'a değer veriyordu. Ona neden böyle davranmıştı?

Birden aklına Seungmin gelmişti. Onunla akşamüstü yürüyüş yapacaktı, söz vermişti. Ama unutmuştu, öküz herif!

Sehpanın üzerinde duran telefonuna uzandı. Seungmin'den 4 mesaj ve 5 cevapsız arama vardı. İlk mesaj 15.35'te atılmıştı.

Seungmin
Chan, ben hazırım.
Sen de hazır mısın?

Chan, mesajıma
neden bakmıyorsun?

Chan, bir sorun mu var?

Chan, beni korutuyorsun!

Seungmin hemen kötü düşüncelere kapılmıştı. Uyuyor olamaz mıydı? Ne bu telaş?

Chan
Oh, üzgünüm.
Uyuyakalmışım.

"Chan?"

Changbin'in sesi uykulu çıktığı için Chan onu duyamadı.

"Chan?"

Chan mırıltıya benzer bir ses duyduğunda arkasını döndü ve Changbin'in uyandığını gördü.

"Oh, uyanmışsın."

"Deminden beri sana sesleniyorum. Duymadın mı?"

"Sesin çok az çıkıyordu. Az önceki sesini bile zor duydum."

"Of, başım ağrıyor."

Changbin'in yanına geldi. Dizlerinin üstüne çöküp ona baktı.

"İyi misin?"

"Biraz başım ağrıyor. Ama iyiyim."

"Tamam."


Ortalık birkaç dakika sesslizliğe büründü.

Ama Changbin hemen sessizliği bozdu.

"Chan?"

"Hım?"

"Onu sevdiğini söyledin."

"Efendim?"

"Seungmin'i sevdiğini söyledin."

"Ha, evet?"

"Ciddi miydin?"

"Evet Changbin. Ciddiydim."

"Ama bana onu sevmediğini de söylemiştin?"

"Onu sevdiğimi anlayamamıştım Changbin. Seungmin ile yüz yüze geldiğimizde anlayabildim bunu."

"Yani onu sikmeden önce bilemedin bunu?"

"E yani, öyle de denebilir."

"Anladım."

Chan bir mesaj bildirimi aldı.

Mesaj Seungmin'den gelmişti.

secret secret || chanmin (edited)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin