Yine bu sabah kendim uyanmıştım.
Bu gözler neler görüyor Acer Oflaz.
Valla onu bende anlamadım.Geçen Arif'e sorduğumda haftada bir kez duş alabildiğimizi söylemişti.Bende erken kalktığım için duş almaya karar verdim.Altıma bol bir eşofman,havlu ve baskılı bir tişört aldım.Duş alma kısmına gittim.Üstümü çıkardım ve bir tane poşete koydum.
10 dakika sonraaa
Duşumu almıştım.Eşofmanımı ve ayakkabımı hemen giyindim.Tişötümü ararken orda unuttuğumu fark ettim.Neyse diyip duşakabin den çıktım.Havlu ile ıslak saçlarımı kurulayarak kapıya doğru gittim.Tam kapıyı açacağım sırada başka biri açtı.Baktığımda çakma mafya olduğunu gördüm.Onunda beni yarı çıplak görmesiyle dudakları kıvrıldı.
Sikmeseler bari
Bedenimi süzmeye başladı.Yeter amk.
Bence de adam gözüyle sikti.
Kapıyı kapatıp önünde durduğu için çıkamıyordum.
"Çıkacan mı?"
Sorumla sırttı.
"Düşünmüyorum.Önümdeki manzarayı beğendim."
Pezevenge bak
"Siktir sapık."
Ağzımdan çıkan kelimeyle güldü.Puşt.
Kafanı kuraladığın havluyu üstüne kapatmak gibi bi çılgınlık yapabilirsin.
Mantıklı.Hala ıslak olan saçımı kuruladığım havluyu üstüme tuttum.Saçımdan akan su damlaları bedenimde yol alıyordu.
"Çık şurdan hadi.Gay'liğini başkasına yap"
"Kime yapıyım?Kemal abiye mi yapayım.50 yaşında adam.Ayrıca ibne demedin.Sende beni seviyorsun itiraf et."
Son cümlesiyle gözlerim dehşetle açıldı.
Olum çabuk çık şurdan.Sikecekler bizi.
"Saçmala lan ne sevmesi.Ayrıca ben normalim."
"Herkesin içinde vardır."
"Lan bak çık hadi hasta olursan senden bilirim."
Kolay hasta olmazdım ama hasta olursam da çok ağır atlatırdım.
"Ben seni iyileştiririm."
Nasıl iyileştirirsin abi.
Sus amk.Sana laf yetiştiriyim?,ona mı? yoksa burdan çıkmaya mı uğraşayım?
Kes
Çakma mafya beni arsızca süzerken.Koğuşun kapısının açıldığını duydum.Ardından 'Barış Aksoy'diye seslendi.
Kurtarıcımız geldi.
Şükür.
"Sonra görüşeceğiz ufaklık."
Kapıyı açıp gidecekken söylediği şeyle kaşlarım çatıldı.
"Sensin ufaklık be."
Gülüp gitti.Koğuş kapısını kapanma sesinden gittiğini anlamıştım.Hemen çıkıp üstümü giyindim.
Acer'in kombin;
Saat yok
Not:Hapishanede takı takılır mı bilmiyorum.Araştırdım ama bulamadım.Bu yüzden takılır olarak yazacağım.Valiz zaten dağınıktı.Toplamak için hepsini yatağa döktüm.En son bir tane kutu gördüm.İçine baktığımda takılarım olduğunu fark ettim.Dudaklarım kıvrıldı.Kutuyu açtım ve içinden 2 bileklik,2 uzun kolye ve 2 yüzük aldım.Geri kalanını da düzenledim.Bütün kolyelerim uzun,bütün bilekliklerim bol olduğu için zarar göremeyecekleri şekilde koyarken zorlandım.Ben takılarımı koymayı bitirince Kemal abi kahvaltı hazırlamak için kalkmıştı.Ben de Kemal abiye yardım etmek için kıyafetlerimi çabucak katlayarak ranzadan indim.Mutfağa girince işine odaklanmış bir Kemal abi karşıladı beni.
"Günaydın abi"
Neşeyle konuşmamla irkildi.Daha sonra bana döndü ve gülümsedi.
"Günaydın yavrum.Banyo mu yaptın?Saçın hâla ıslak hasta olursun."
Evet saçım hâla ıslaktı.Çünkü saçımı kurulamayı sevmiyordum.Duş aldığımda da hafif ıslaklığını alıyordum.
Adama artık cevap vercen mi?
"Olsun abi ben alışkınım.Bişey olmaz."
"Tamam evladım.Sen neden gelmiştin?"
"Sana yardım etmeye gelmiştim."
"Peki o zaman gel"
Kemal abinin yanına gittim ve bende birkaç şeye el atmaya başladım.Aslında çok üşengeçtim ama yemek yapmayı seviyordum.Kemal abide yaşlı olduğu için ona yardım etme kararı almıştım.
30 dakika sonraaa
Kahvaltı bitmişti ve Kemal abiyle sofrayı toplarken Arif'de aramıza katılmıştı.
Şuan ise yatağımda oturmuş bizimkilerin valize koyduğu orta boy defter ve kalemle çizim yapıyordum.Bunca şeyin valize nasıl sığdığını soracak olursanız ise cevabım şu şekilde; Bir sürü gözü olan pratik valizimiz vardı.O valizi getirmişler.Bu şekilde size söylediğim şeylerin hepsi valize sığmıştı.
Sanki bana reklam sunuyor amk
Kes.Neysem elim yoruldu.Beşinci resmimi tamamlayıp biraz da sonra yapmaya karar vererek defteri kapattım.Etrafa baktığımda Tayfun ve Cenk tavla oynuyor, Kemal abi, Çetin ve Onur konuşuyor;alt yatakta ise Arif,Çakır ve Ozan konuşuyordu.Biraz daha etrafa göz gezdirdiğimde çakma mafyanın bana baktığını gördüm.Benim onu görmemle sırttı.Kafamı çevirdim.
O değilde sabah namus elden gidiyordu.
He valla ya.
"Acer oğlum gelsene sende tek başına sıkılmışsındır."
"Yok Kemal abi saol.Uzanacağım biraz."
"Tamam oğlum.Gelmek istersen gel ama çekinme."
Kemal abiye kafa salladım ve sırt üstü uzandım.Burası diğer hapishanelerden farklıydı.Dolaba belirli miktarda eşya konur ve yemeği biz yapardık.Yemek saatleri dışında yemek yemek yasaktı.Neye ne kadar koyacağımız mutfakta yazıyordu.Mesala kahvaltıdan 2 salatalık dilmek gibi.Ayrıca hangi gün hangi yemek yapacağımız yazıyordu.
Uyuyalım sıkıldım.
Tamam hadi uyuyalım.İyi gecelerr.
Akşam yemeği saati
Şuan lavoboda elimi yıkıyordum.Birazdan akşam yemeği yiyecektik.Arif beni öğle yemeği için kaldırmıştı ama ben aç olmadığımı söyleyip uyumaya devam etmiştim.Neysem elimi yıkayıp sofraya oturdum.Sakince yemek yemeye başladım.
Doyduğuma karar verince kalktım.Lavoboya gidip elimi yıkadıktan sonra yatağıma yönelip demirlerden tutup kendimi yukarı çektim ve tadaaaaa.Yatağa çıkmış bulundum.
Sanki uzaya çıktı.Bu ne mutluluk.
Sen sus be!Yelloz
Yelloz mu? Salak mısın olum sen?Başka şey mi bulamadın?
Sus!hem sen gitsene be!
Off iyi be!
İç sesin gitmesi ile yatağa uzandım ve hayatı sorgulamaya başladım...
-----------------------------------------------------------
Bittiiiii
706 kelime
Arkadaşlar hapishanede yemek olayını kendim uydurdum.Çok takılmayın.
Kontrol etmeden attım.Yanlış olursa af ola.
Kendinize iyi bakın :)
Görüşürüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hapishane-bxb
Humor!Hikaye devam etmiyor,bunun farkındalığıyla başlayın! Adam yaralamadan hapse giren Acer aynı koğuşta kalan mafya babasını kışkırtmakda kararlıydı.