1: Prolog

15K 390 68
                                    

'Gülü sevip dikenine katlanmayaGerek yok,papatya sevin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Gülü sevip dikenine katlanmaya
Gerek yok,papatya sevin.'

-Cahit Zarifoğlu


E

limdeki ağır valizi sımsıkı tutarken Akay'a bakıyordum,Akay elindeki anahtar ile binanın kapısını açtı ve geçmem için kapıyı tutarak çekildi,Akaya bakarak ağır valizi sürükleyerek binanın içine soktum ve durarak soluklandım...Akay ile sonunda daireye gelmiş ve getirdiğim 2 büyük ağır valizi Akay'ın bana ayırdığı ferah odaya yerleştirmiştik.

Ben Beha,ailem ile aram kötüydü,daha doğrusu onlar benden nefret ederdi. Hep iyi bir çocuk oldum ne dediyseler yaptım,itiraz etmedim,karşı çıkmadım ama artık sınırıma gelmiştim.

Bana hep şiddet uyguluyorlardı,psikolojik şiddet ve fiziksel şiddet. Bazen karşı çıkar dayaktan kurtulurdum ve bazen evden kaçar camdan girerdim. 2 katlı müstakil bir evde oturuyorduk.

Vücudum zayıf,boyum küçük ve kıza benziyordum.

En çokta burdan şiddete uğrardım,kıza benziyorum diye...aynı zamanda eşcinsel arkadaşım Akay ile takıldığım için. Akay çok tatlı ve iyi bir çocuktu,onu seviyordum her zaman yanımda durmuş ve dayak yediğim zaman yaralarımı sarmıştı.

En sonda evden kovulmam üzerine Akay beni hiç düşünmeden evine almıştı,bazen onda kaldığım için evinde benim için bir oda vardı.

Akay iyi bir çocuktu ve umursamazdı,annesi ölmüş babası ile arası açık olduğu için taşınmıştı. Babasının parası vardı ve kendine ait daireleri vardı. Ama Akay kendi parasıyla kendine bir daire almış ve eski evindeki eşyaları buraya taşımıştı.

Bana evini açtığı için ona borçlu hissediyordum ama biz çocukluktan beri arkadaştık. Akay ile parkta tanışmıştık ben yere düşüp dizimi yaralamıştım,babam hic oralı olmamış telefonuyla ilgileniyordu,ama Akay beni fark etmiş ve cebinde taşıdığı figürlü yara bandını dizime yapıştırıp benimle oynamıştı.

Şimdi oturmuş birlikte odamı düzenlemiştik,Akay ekmek almam için beni sokağın aşağısındaki fırına gitmemi söylemişti.

Aldığım parayla spor ayakabbılarımı giyerek binadan çıktım. Hava kararıyordu ve yeni yeni güneş batıyordu,dizlerimin üstünde olan ince,bol siyah şortum rüzgardan bacaklarıma çarparken hızlı adımlar ile fırına varmıştım.

3 ekmek alarak parasını ödemiş ve fırıncı amcayla biraz sohbet etmiştik. Hep bu fırına gelmemi söylemişti.

Fırından çıkarak elimdeki ekmek ile biraz uzaktaki binaya yürüyordum. Hızlı hızlı fırına gittiğim için etrafı inceleyememiştim. Etrafa bakarak göz gezdirdim, çokta büyük olmayan bir kahvehanede dayılar,amcalar ve mahallenin gençleri okey oynayıp çay içiyor bazılarıda laflıyordu. Biraz ötede küçük çocuklar futbol oynayıp seksek oynuyorlardı.

Adımlarım yavaşlarken çocuklara baktım ve gülümsedim. Ben hiç mahallede oynayamamıştım. Babam beni hep parka götürür 1 saat oynatır geri getirirdi,Mahalleye çıkmama izin yoktu.

Derin bir nefes alarak önüme baktım ve karşıdan gelen bir kaç genç ile duraksarmış gibi olmuş ve yürümeye devam etmiştim,bir kaç kişinin odağı ben olurken hızlı hızlı yanlarından geçip Akay'ın binasına geldiğimde bana verdiği yedek anahtar ile kapıyı açmış ve girmeden önce sokağa bakmıştım,hâlâ o grup orda bana dik dik bakarken yutkunup hızlıca içeri girdim ve koşarak ikinci kata çıkmıştım..

Selam! İlk yazacağım mahalle kurgusu ve aklımda bir sürü senaryo var.

Umarım bu kitabı seversiniz!

Sizi kocaman öpüyorum💕

Yıldıza basmayı unutmayın.

Mahalle - bxbxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin