Yedinci Bölüm | Telefon

153 12 36
                                    

Yorum yapmayı unutmayalım <33

***

Sabah olduğunda güne enerjik başladığımı farkederek geceleğimi çıkardım ve üstüme çiçekli sabahlığımı giydim. Yine de ekstra olarak bir şeyler yapmak istiyordum bu yüzden aynanın karşısına geçtim.

"Mesela... Evet buldum! Maşa!"

Saçlarımı maşalayarak oldukça hafif bir makyaj yaptım ve aşağı indim. Nedenini bilmediğim bir şekilde bu sabah hazırlanmak ve aşağı indiğimde güzel olmak istemiştim.

Aşağı indiğimde ise neredeyse bütün Mikaelson kardeşler toplanmış ve masa hazırlanıyordu. Etrafta Klaus'u göremeyince moralimin bozulduğunu hissettim belli ki dün geceden sonra beni görmek istemiyordu.

"CAROLINE! Sonunda geldin ben de seni çağırmaya gelecektim, kahvaltı hazır."

Bütün gözler bana döndüğünde gülümsedim.

"Günaydın..."

Elijah okuduğu kitabı indirerek kibarca gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Günaydın Caroline. Nasıl hissediyorsun?"

Ben cevap veremeden Kol araya girdi.

"Günaydın sarışın, sen ve arkadaşların beni öldürmeye çalıştıktan sonra nasıl hissediyorsun?"

Elijah uyarıcı bakışlarını Kol'un üzerinde gezdirirken ve ben tam yeniden cevap verecekken Rebekah araya girdi.

"Kol, kapa çeneni ona kabalık ediyorsun."

"Doğruları söylemek ne zamandan beri kabalık oldu ablacım?"

Elijah durumu toparlamak için araya girdi.

"Çocuklar, lütfen. Onun konuşmasına bile izin vermiyorsunuz."

Rebekah gözlerini devirdi.
"Çocuklar mı?"

"Her neyse sarışın, sadece eğleniyordum. Alınganlık yok, hoşgeldin."

Kol'a sahte bir gülümseme ile cevap verdim bu çocuk tam bir başbelasıydı.

"Pekala, hadi masaya geçelim."

Elijah nazikçe bana öncelik verdiğinde masaya ilerledim. Kahvaltıya başlamadan dayanamayarak merakımı gidermek istedim.

"Şey, Klaus nerede?"

"Burdayım aşkım."

Arkamdan gelen ses ile irkildim. Klaus sırıtarak masaya oturdu. Kahretsin Caroline birkaç saniye daha bekleyemez miydin?

"Kusura bakmayın ailem, geciktim."

Söylediğini üstüme alınmayarak etrafımı inceledim. Avizeler de ne güzeldi öyle?

"Sorun değil Niklaus, biz de tam senden bahsediyorduk."

"Biliyorum."

Klaus pişkin bir şekilde bana bakıyordu. Tebrikler Caroline Forbes iki saniye daha merakına yenik düşmeden duramadın.

Vicki servis için yanımıza geldiğinde onu oldukça çirkin bol gri bir pantolonla görmüştüm.

Klaus dahil masadaki herkes oldukça şaşkın bir şekilde Vicki'ye baktı. İşte bu benim eserimdi.

"Sağol... Victoria."

Klaus gözlerini kısarak bana baktığında anlamamışçasına yemeğime döndüm. Yine de eserin sahibinin kim olduğunu kimsenin bilmesine gerek yoktu.

GIFTED | klarolineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin