seungmin, kendisine arkadan sarılmış bir şekilde uyuyan minho'nun, seungmin'in beline sarılı duran kolunu hafifçe sıkmasıyla uyandı yavaşça. günlerden cumartesiydi, zaten bunun cesaretiyle gitmişti içmeye. gece olan her şeyi hatırlıyordu. bir pişmanlık duymuyordu, sadece bir utanma vardı içinde. bir eli başının altındaydı, yatak odasının aralık duran kapısına bakarken bunları düşünüyordu.
ayık olarak bu kadar cesaretli ve kararı bir şekilde onu öpemeyeceğinin farkındaydı. yani bir nevi işine yaramış bulunsa da garip bir utanç duygusu hissediyordu. bacaklarını minho'yu uyandırmamak için fazla kıpırdanmamaya çalışarak kendine doğru çekti, resmen bir cenin pozisyonunu aldı düşünmeye devam ederken. şu an nasıl hissediyordu? rahat. uzun süredir özlediğini kendine asla itiraf etmediği bir şeye kavuşmuş. huzurlu. böyle hissediyor seungmin. şu an gülümsemiyor belki ama sanırım mutlu diyebilir şu anki haline.
birkaç dakika sonra ise seungmin omzuna yakın bir yerde küçük bir baskı hissetti, hafifçe kaşları çatıldı ne olduğunu anlamaya çalışırken. sonra bu küçük baskı sırtının üst kısımlarında, ensesine yakın kısımlarında artmaya başlamıştı. minho'nun onu öptüğünü fark etti, seungmin dudaklarını birbirine bastırdı keyifle.
ardından minho onu iyice kendisine doğru çekti. seungmin buna istemese de gülmüştü.
"uyandın mı?" diye sordu minho kısık ve boğuk çıkan sesiyle.
"uyanmamak mümkün mü sence böyle bir durumda? elleyip duruyorsun beni." dedi seungmin, yavaşça vücudunu ona çevirdi ve gülümseyen minho'ya baktı uzun süre.
"başın ağrıyor mu?"
"çok değil, nerdeyse hiç ağrımıyor hatta."
"iyi." diye mırıldandı minho, onun yanağına uzun bir öpücük bıraktı. seungmin tam da o an bu şekilde uyanmayı deli gibi özlediğini fark etti. genelde böyle olurdu çünkü; tamamen az önce olanlar gibi olmasa da minho hep bu şekilde yatakta bir süre konuşur, onu öperdi ve bu kısa rutin tamamlanmadan kimse kalkamazdı yataktan. yazılı olmayan bir kuraldı bu aynı yatakta yattıkları süre zarfınca.
"hemen uyuyakaldın zaten, nerdeyse üstünü örter örtmez uyudun." dedi minho.
seungmin gülümsedi hafifçe.
"daha kötü sarhoş olduğun zamanları görmüştüm gerçi. hatırlıyor musun yılbaşı partisini?" minho bunu söylediğinde seungmin kendisini tutamayıp gülmeye başladı. minho'nun belirttiği gibi, sadece seungmin'in gerçekten çok kötü sarhoş olduğu bir gündü. o zamanlar çok uzun süreli bir ilişkileri yoktu, ondan minho ne yapacağını tam olarak bilememiş olsa da seungmin'in hatırlayamadığı tek sarhoş günüydü.
"hatırlatma onu ya, çok rezil hissediyorum." dedi seungmin bir yandan gülmeye devam ederken. minho'nun kolu hâlâ seungmin'in beline sıkıca sarılı duruyordu.
"senin sarhoşken nasıl biri olduğunu bilmesem gece kalmazdım, biliyorsun değil mi?"
"nasıl?"
"yani sen sarhoş olunca istemediğin, pişman olacağın bir şey asla yapmazsın seungmin. deli divane sarhoş da değildin, yarı kapasitende gibiydin ve yaptığın her şeyde kararlıydın, beni öperken de. ben o yüzden gece kalmayı kabul ettim, öpmene karşılık verdim."
seungmin başını salladı yukarı aşağı.
"itiraz ettiğin bir şey yok yani?"
"hayır, yok."
"peki o zaman." dedikten sonra minho onun dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp çekti kafasını, seungmin ise keyifle ona bakarken dudaklarını yaladı kısaca. onunla öpüşmeyi de özlemişti.
minho'nun duygularını anlatmaya gerek dahi yoktu, seungmin ne hissediyorsa belki yüz katını hissediyordu.
yataktan çok vakit geçmeden kalktılar, minho birer kahve yapıp birlikte balkona geçtiklerinde konuşulması gereken şeyler olduğu kesindi fakat kimse ağzını açamıyordu. minho salondan balkona geçerken yaptığı maket evi sehpanın üstünde gördü, hafifçe gülümsedi. aklına bu gelince tekrar gülümsedi. seungmin kahvesine bakıyordu o sıra.
"minho," dedi sakince seungmin. çok yumuşak çıkmıştı sesi, önünde duran sıcak kahve kadar, üstündeki anılar kadar yumuşaktı. adını seslendiği genç bir sigara yaktı. "tüm hata sendeymiş gibi davransam da bende de hatalar olduğunu biliyorum. ben de üstüne gidebilirdim sorunun, senin kendi tabirinle şımarıklığının üstüne gidebilirdim."
minho bir bacağını diğerinin üstüne attı. "sence neden gitmedin peki?" bunu suçlayıcı bir edadan çok gerçekten merak ettiği için sormuştu ve seungmin de anlamıştı bunu.
"senin hevessizliğini görünce bende de aynısı oluştu sanırım. zaten... genelde çaba veren taraf sen olduğun için ben de yepyeni bir durumla yüz yüze gelmiştim ve elime yüzüme bulaştı biraz."
minho dikkatle onu inceliyordu. bir elimde sigarası varken dikkatle seungmin'in yüzünde dolanıyordu gözleri, seungmin ise arada bir göz teması kurup genelde masaya bakmayı tercih ediyordu.
"ben hayatımı seninle geçirmek istiyorum." minho'nun aniden böyle şok edici şekilde lafa girmesiyle seungmin kendini tutamadan gülmeye başladı.
"sen ciddi misin ya?" dediğinde ise minho başını salladı yukarı aşağı. bu seungmin'in derin bir nefes almasına sebep oldu. "şu an sorunlarımızı konuşuyoruz."
"benim şu an tek sorunum seninle olmamam."
seungmin bir süre ona dik dik baktı.
"chan konusuna gelince, sen haklıymışsın. yani zamanında bazı laflarınla abarttığını düşünmüş olsam da temel düşüncende haklıydın minho. ama seninle sevgiliyken ondan hoşlanmayı geç, arkadaştan öte asla düşünmediğim biriydi ki hâlâ öyle."
"benimki sadece kıskançlıktı. umrumda olan şey aldatılmak değil, sendin. senin çevren ve seni nasıl etkilediğiydi. senin böyle bir şey yapmayacağını içten içe bilsem de o zamanki ruh halim... sebep aramak istedi biraz."
seungmin içinden iyi bok yedi diye düşünse de ona bir şey demedi. "ve burdayız." dedi sadece.
minho fincanını masaya bırakıp onun ellerini tuttu bir anda, "tüm sorunlarımızı konuştuk mu?"
"bilmiyorum." dedi hızlıca seungmin.
"seungmin, ben seni hayatımda istiyorum. dengesizdim, aptaldım, sana gerçekten kötü davrandım. hepsinin farkındayım. eğer gerekli görürsen terapiye de giderim, gerçekten. ama ben şu an tüm samimiyetimle seni hayatımda istiyorum."
seungmin derin bir nefes aldı, önünde ellerini tutan adama baktı. hiç bırakmayacak gibi tutuyordu. bakışları da öyleydi.
başını yukarı aşağı salladı.
"sanırım... hazırım."
-
gecen gün lovers rock skz taginde ikinciydi birinci olcak diye dort gozle bekliyodum bi baktim loverapp birinci olmus zort diye JSKXIWLDIWP kendime yenilmem saka mi
optum hepinizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lovers rock
Fanfiction2min ❝gidenin birini, kalanın kendini bulduğu bir hikaye. kalan da iki kişi, giden de.❞ ₋₂₀₂₃ 🚫bu kurgu; argo, küfür, şiddet ve zararlı alışkanlıklar bulundurmaktadır🚫