"Ağlama Yasemin."
Uzattığı peçete ile göz yaşlarımı ve burnumu sildim. Ağlamamı durdurmak istiyordum ama içli içli nefes alıp vermem durmuyordu.
"Geri mi götürsem seni?"
Ona yandan kötü kötü baktım.
"Ağlıyorum diye ailemin evine mi götüreceksin geri?!"
" Evlenmek istemediğini düşünmeye başladım. Ne yapabilirim?"
Pencereye doğru döndüm iyice ona bakmamak için. Sanki kolaydı aile evinden öylece çıkmak! Kolumu camın kenarına yasladım, başımı da elimin üstüne. Öylece akan yolu izliyordum. Göz yaşlarım artık akmıyordu ama ara ara içli nefes alışım devam ediyordu. Konağa vardığımızda gözlerim tekrar dolacak gibi olsa da hemen oturuşumu düzeltip dik durdum. Sakince nefes aldım. Kimseye üzüntümü belli etmek istemiyordum. Zaten Oğuz eşim olacağı için onda bir problem yoktu, ağladığımı pek âlâ görebilirdi.
Arabadan indiğimde kapıya yeni gelen Osman Ağa ve eşiyle yanlarına gidip saygıyla ellerini öptüm. Oğuz da gelip anne babasının elini öptü.
"Ne oldu?"
Osman Ağa'nın sorusuyla Oğuzla bakıştılar, sanırım tehlikeli birşey olup olmadığını soruyordu. Oğuz anlatırım gibisinden ağzında birşeyler geveledikten sonra içeri geçti babasıyla, annesi beni ayrı bir odaya götürdü.
"Merhaba"
Gözlerimle karşılık verip konuşmadım. Konuşsam kendimi tutamaz ve ağlardım. Bu sanırım Reyyanın kardeşiydi.
"Babam imam çağırdı nikahınızı kıymak için, annem de kendi gelinliğini çıkardı sandıktan."
Yatağın üzerine serdiği beyaz gümüş desenli gelinliğe baktım. Başımla onayladım.
"Şey, ben çıkayım o halde, sende giyin."
Odadan çıktığında yatağın üzerine oturup tuttuğum göz yaşlarımı serbest bıraktım. Bir süre sonra sakinleşince odada bulunan diğer kapıyı açtım. Banyo olduğunu görünce içeri girip elimi yüzümü yıkadım. Gözlerim şişmiş ve yüzüm kızarmıştı. Odaya tekrar dönüp gelinliği alıp giyindim.
Biraz bedenime büyük gelse de kemerini sıkı bağlayınca o kadar da belli olmuyordu. Gözlerim istemsiz dolarken kendimi kastım. Bu kadar ağlamak yeterliydi, kendimi perişan etmekten başka elime birşey geçmeyecekti. Odada öylece beklerken içeri tekrar girdi o kız. Elinde ki şeffaf çanta da makyaj malzemeleri vardı. Diğer elinde ise maşa vardı."İmam geldi o yüzden acele etmemiz lazım."
Çantayı bana uzatırken elini tutup gözlerine baktım.
"Teşekkür ederim."
"Asıl ben teşekkür ederim ablam herşeyi anlattı bana. Sen olmasan ablamla benim kaderimiz bambaşka olacaktı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel
Teen FictionHangi kadın kendi isteğiyle berdel olsun isterdi ki ? Ama onlar farklıydı..