8

101 11 0
                                    


Hava iyice kararınca mutfaktan çıktım. Akşam yemeği serileceği için aşağı indim. Sofranın kurulmasına yardım ederken olanları kafamdan geçiştirmeye çalıştım. Sofra serilince bütün aile gelmişti.

"Kızım Oğuz'u da çağır hadi."

Zümrüt anneye başımı salladım esnada zaten Oğuz gelmişti. Sofraya Osman babanın yanına oturunca bende el mecbur yanına geçip oturdum. Osman baba olmak üzere herkes tebrik etmişti. Telefonla arayıp annemlere de haber ettim, onlar da yarın geleceklerini söylediler. Ben hasteneye gideceğimi söyleyip ondan sonra ki gün gelmelerini istedim.

Sakin sakin yemeğimi yemeye devam ettim.

"Geldiğine göre anlat artık neden düğün dahi yapamadan çekip gittin Oğuz?"

Osman babanın sorusu ile bakışlarımı Oğuza çevirdim.

"İşler vardı ne zamandır çağırıyorlardı, kısa sürer diye düşündüm ama daha uzun sürdü. Zaten berdel yapıldı o yüzden düğüne gerek yoktur diye düşünüyorum baba."

Vicdansız! Düğünüm olmasını çok istiyordum, ne demek gerek yoktu?!

"Yaptığın hem karına hem kardeşine haksızlık! Biz yapmadık diye onlar da düğün yapmadı!! Ya Rahşan! Onu gelip aldılar, kardeşini bile uğurlamadın! Arkandan ne kadar ağladı biliyor musun sen?!"

"Telafi ederim baba, kusura bakmayın."

Osman Ağa ne kadar sinirli de olsa uzatmadı. Yemekten sonra ben odama direkt geçtim. Diğerleri oturup kahve içiyorlardı. Yastığımı ve çarşafımı alıp kendi salonuna geçip uzandım. Psikolojik olarak üzgün olduğumda sadece uyumak istiyordum. Bir süre televizyona öylece baktım, daha sonra geç olunca saat kapatıp uyudum.

..

"Yasemin uyan."

Kolumdan dürtülmemle gözlerimi açtım .

"Efendim?"

"Doktora gideceğiz geç oluyor."

Oğuz söylediği ile odadan çıktığında ardından bakakaldım. Hala vazgeçmemiş bir de üstüne böyle basit birşey için uykumdan alıkoyuyor. Sinirlerim gerilirken yerimden kalktım. Yastığı ve çarşafı alıp odaya geçtim. Üstümü değiştirdikten sonra hızlıca aşağı indim. Sabahın yedisinde uyandırdığına göre bana bir gram bile güvenmiyordu. Bu konuda ne kadar sinirli olsam da birbirimizi hiç tanımıyorduk, o yüzden bir tarafım ona sinirlenemiyordu.

Bu iş hemen bitsin istiyordum. Arabaya bindiğimde hiç birşey demeden çalıştırdı. Hastaneye vardığımızda doktorun yanına hızlıca çıktık. İşlem halledildikten sonra doktor bir süre dinlenmem gerektiğini söyledi. Çok tercih edilen birşey olmadığını da söyledi, hatta bir kaç kez sordu emin misiniz diyerek. Sürekli gülümseyen enerjik olan ben artık neredeyse hiç gülümsemiyordum. Oğuz bugün öğrenmek istediğini belirttiği için şuan doktorun söylediği bir odada uzanıyorum. Belli ki para verip işlemi hızlandırmak istedi.

"İstediğin birşey var mı?"

Oğuzun sesiyle ona dönüp baktım.

"Bebeğin senden olduğunu öğrendiğinde özür dilemek için bir konuşma ayarla şimdiden. Ve beni yalnız bırak o zamana kadar."

Birşey söyleyecek gibi de olsa dışarı çıktı. Bütün bu olanlar bitse ve mutlu olduğumuz evreye geçsek olmuyor mu?

Uyumak istesem de uyuyamıyordum. Bir kaç saat geçmişti. Oğuz'un içeri girmesiyle ona baktım. Elinde bir kaç kağıt vardı.

"Ee rahat etti mi için? Artık eve gidebilir miyiz?"

"Yapmasaydım içinde şüphe kalırdı."

Gözlerimi devirdim.

"Seni o gün öptüğüme pişman ettin beni, sanki her önüme gelenle öpüşüyormuşum gibi. Üstelik ilk birlikteliğim seninle oldu nasıl böyle birşey düşünürsün? Ben sana sürekli birşeyleri inandırmaya mı çalışacağım? Sen yokken annensiz ne odadan ne konaktan dışarıya adım atmadım. Laf söz olur korkusundan sesimi dahi çıkarmadım."

Derin nefes alıp verdim.

"Neden gittin?"

"Berdel isteyen benimle evlenmek isteyen sendin. Buna rağmen herşey ağır geldi dedin. Ben amcanla, kuzeninle ve sopalarla karşı karşıya kaldım. Herşeye rağmen önlerine geçtim, Yasemin benim karım dedim. Sence bana ağır gelmedi mi? Tanımadığım bir kız için herkese göğüs germek zorunda kaldım. Bana sanki evlenmemiz hataymış gibi konuştun."

Gözlerim dolu dolu ona baktım.

"Birlikte dinlenelim, üstesinden geliriz demek çok mu zor geldi. Her sorunda böyle gidip gelmeyecek misin? Hamile olmasaydım hiç gelmeyecektin. Bizi öyle ayrı bırakacaktın, hiç mi üzülmedin ya?"

Gözyaşlarımı silip yerimden kalktım.

"Eve gitmek istiyorum."

Yanından geçip odadan çıktım. Çıkışa doğru giderken o da yanımda geldi. Arabaya bindik ve eve doğru yola çıktık. Eve varınca arabadan indim. Zümrüt anne arabanın sesini duymuş olacak ki geldi.

"Nereye gittiniz öyle yavrum? Haberde vermediniz?"

"Hastaneye gittik sabahtan Oğuzla, biraz dolaştık anne."

Bana sarılıp Oğuza baktı.

"İşten güçten ayrı kaldınız tabi, yeni evlisiniz gezin tozun. Gelinimi mutlu et tamam mı oğlum?"

Oğuzla göz göze gelince gözlerimi kaçırdım. Ayak üstü sohbetten sonra yukarı odama çıktım. Babalık testi derdine düştü bana yemek bile yedirmedi. Yaptığı herşeyi sanki beni kırmak için yapıyormuş gibi geliyordu.

Mutfağa geçip birşeyler hazırladım. Terasa sofra kurup odaya girdim. Oğuz yatakta uzanmış öylece tavanı izliyordu.

"Birşeyler hazırladım gelirsin."

Odadan çıkıp oturdum masaya. Yemeği yemeye başladığım esnada Oğuz da gelip karşıma oturdu. Birlikte yemek yerken ne olacak halimiz diye düşünmüyor değildim. Özür dilese biraz üstüme düşse affederdim oysaki. Ben düşünceler içinde iken boş tabakları alarak sofradan kalktı. Bende kalkıp sofrayı topladım. Bulaşıkları makineye dizip bir bardak su içtim. Bir süre öyle terasta oturdum. Oğuz aşağı inmişti babası gil ile sohbet ediyordu. Oturduğum yerden başımı arkaya yaslayıp gökyüzünü izledim.

..

Birşeyin beni kucakladığını hissedince gözlerimi araladım. Oğuz odaya getirip yatağa uzandırdı. Üstümü de örttükten sonra yanıma geçip uzandı. Uykulu olduğum için tepki vermeden arkamı dönerek uykuma devam ettim.




BerdelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin