Yüzüme değen güneş ışığıyla huysuzlanarak gözlerimi açtım. Yan tarafıma baktığımda Oğuz yoktu. Biraz suratım düşse de kalkıp banyoya girdim ve güzel bir duş aldım. İyiki abim akşam kıyafetlerimi de getirmişti, hemen üstüme krem rengi gömlek altına da kahverengi eteğimi giydim. Saçımı kurulayıp yüzüme hafif bir makyaj yaptım. Altınlarımdan bir kaçını da taktım mı hazırdım. Evdeyken giyidiğim ev terliğimi de ayağıma geçirip odadan dışarı çıktım.Kalabalık sesler gelince salona doğru geçtim. Kayınvalidem çeyizimi kolu komşu kim varsa çağırmış gösteriyordu. Beni görünce hepsi bana dönüp maşallah diyerek bir kaçı tükürdü. Kayınvalidemin yanına gidip elini öptüm o da yanaklarımdan öptü.
"İyi bakın hanımlar Mardin'in hiçbir yerinde böyle güzel gelin göremezsiniz. Maşallah maşallah."
Hanımlar yine maşallah diyerek dualar okuyup üfledi. Biraz onların yanında oturup çeyiz hakkında konuştum. Karnım acıktığı için müsade isteyip odadan çıktım. Burada ki mutfakta şuan pek birşey yoktu, o yüzden aşağı indim. Hala Oğuz'u görememiştim, evliliğimizin ilk sabahı nereye gitti ki acaba?
"Gelin hanım Ağamımı arıyorsunuz?"
Çalışanlardan birinin konuşmasıyla gülümseyerek başımla onayladım.
"Önemli bir mesele çıktığı için diğer ağalarla toplantıdalar. Şu ileri de onlar için yer kurduk."
İleri de ağaçların gölgesinde hazırlanmış yüksek minberlerde oturan yirmiye yakın ağa vardı. Dikkatli bakınca aralarında kuzenim Kemal'i de görünce içim huzursuz olmuştu.
"Ne konuşuluyor bilgin var mı?"
"Ağalara hizmet eden Asım var, onun dediğine göre evliliğinize karşı çıkan biri varmış hanımım. Bende şimdi bu bilgiyi hanım ağama götürecektim."
Bana başıyla selam verip merdivenlerden yukarı çıktı. Kollarımı birbirine sabitleyip onları izledim. Saatler süren görüşme sonunda bitiyor olacak ki ağalar ayaklanmaya başladı. Oğuz ağalarla birlikte yürüdü, onları çıkışda uğurladı. Osman Ağa ile beraber içeri doğru gelirlerken Zühre anne de yanıma gelmişti. Çeyiz görmeye gelen kadınlar çoktan gönderilmişti.
"Ne oldu ağam ne konuşuldu?"
"Bu konuşma dün yapılsaydı Yasemin bizim gelinimiz olmayacaktı. Çok şükür ki elimizi acele tuttuk yoksa olay çıkaracaktı bu Kemal denen çocuk."
"Sadece Kemal vardı, amcam yoktu."
Oğuz cevapladı bu sefer beni.
"Bilerek olay çıksın diye gelmiş, amcanın haberi olduğunu sanmıyorum. "
Berdel sözünü ben söyledim ve şimdi babamla amcamın arası açıldı. Çok mu bencilim ben, keşke babamla konuştuktan sonra söyleseydim.
"Yasemin kızım hiçbir problem yok sakin ol sen, Vedat ağa kendi kızını Kemal ile evlendirmeyi seçti. O yüzden konu kapandı."
Başımı salladım ardından onlar da kahvaltı etmedikleri için kahvaltı sofrası hazırlandı. Sadece erkekler etmemişti kahvaltı bir de ben. Ben mutfağa geçip oturdum, onca erkeğin arasında rahat edemem diye. Birşeyler yerken hala içten içe kendimi suçluyordum. Amcam bir daha bu konağa adımı mı atmam demişti. Hele ki babamın göz yaşı, istemsiz gözlerim doldu.
Birşeyler yiyip mutfaktan çıktım. Bu karışıklık içerisinde dışarı çıkmama izin vermezlerdi. Gizliden kimseye görünmeden çıktım. Kapıda ki korumalar bana baktığında hiç renk vermeden yanlarından geçtim. Tedirgin görünürsem anında tutabilirler di beni. Fatma'nın yanına gidip biraz ağlamak ve dertleşmek istiyordum. Oğuz gilin konağı biraz uzak kalıyordu o yüzden yol uzun sürüyordu. Neredeyse varmak üzereydim.
Çalan telefonuma baktığımda arayan Oğuzdu. Düşüncelere o kadar dalmıştım ki beni kaç kez aradığını fark etmemiştim. Telefonu hemen açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim?"
"Yasemin! Neredesin sen?!"
"Sakin ol iyiyim ben, Fatma'nın yanına gidiyorum."
"Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun! Haber vermeden konaktan çıkmak ne?! Gelip seni alıyorum ve konağa dönüyoruz!!"
Kaşlarım çatılırken bende sesimi yükselttim.
"Herşey çok ağır geldi tamam mı?!! Biraz sakinleşmeye ihtiyacım var! Sadece arkadaşıma gidiyorum, gelmek istiyorsan gelebilirsin! Ama beni götüremezsin!!"
"Evlenmek isteyen sendin! Bu konağın kendi kuralları var! Madem evlendik sende bu kurallara uymak zorundasın! Zaten başımızda binbir tür bela var, bir de seninle uğraşmak istemiyorum!!"
Sözleri ağır gelince telefonu yüzüne kapattım. Gözlerimden istemsiz yaş akarken çoktan varmıştım. Kapıyı çaldığımda Fatma açıp beni öyle görünce gözleri endişe ile doldu ve sarıldı.
"Canım arkadaşım benim sıkma canını sen, gel içeri konuşalım."
Birlikte içeri geçip üst kata çıktık ve terasta oturduk . Ona yaşanan herşeyi baştan sona anlattım. Hem anlattım hem ağladım. Kapının sertçe çalınması ile yerimizden sıçradık. Murat evde olduğu için kapıyı o açtı. Oğuz öfkeli şekilde içeri girdi ve bakışları beni buldu. Biraz beni korkutuyordu açıkçası, çünkü onu yeterince tanımıyordum. Sırf aramızda tensel bir çekim oldu diye kalkıştım bu evliliğe ve bu kadar ani, aynı zamanda olaylı olunca kaldıramadım.
"Yasemin aşağı in gidiyoruz ."
Daha fazla olay çıksın istemediğim için Fatmaya sarılıp aşağı indim. Kolumdan tutup çıkardı ve arabaya bindirdi. Arabayı çalıştırıp hızla uzaklaşırken sesli soluyordu.
"Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun?!"
Bağırması yerimden sıçramama sebeb olurken sakince konuşmaya çalıştım.
"Biraz anlayış gösterir misin? Herşey çok ani gelişti, senden hoşlandığım için evlenmeyi istedim. Ama bu kadar olaylı olacağını düşünmedim."
"Evlenmekten vaz mı geçtin?"
"Neden vazgeçeyim, sadece ani oldu dinlenmek istiyorum."
Bana uzunca bakıp yola döndü. Konağa geldiğimizde kimseye birşey demeden bileğimden tutarak yukarı çıkardı. Odaya girdiğimizde bileğimi bıraktı. Dolaptan valiz çıkarıp kendi eşyalarını koyarken neler olduğunu anlamaya çalıştım .
"Ne yapıyorsun?"
Valizin fermuarını çekerken konuştu.
"Dinlenmen için seni yalnız bırakıyorum!"
Valizi de alıp öylece odadan çıktığında peşinden gittim. O merdivenlerden inerken terastan izledim. Annesi ve babası ne oluyor diye sorup onu durdurmaya çalışsa da hepsini es geçip konaktan çıktı. Öylece bakakalmıştım, neydi bu şimdi?
Odaya doğru geçip yatağa uzandım. Ne zaman gelecekti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel
Teen FictionHangi kadın kendi isteğiyle berdel olsun isterdi ki ? Ama onlar farklıydı..