6

1.2K 113 6
                                    

İyi okumalar

Medya: Jeremy

------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

------------------------------------

**Hatırlatma**

" Neyse artık bir daha görüşmemek üzere ikinize de bay bay sizi de bi yarım saate çözerim merak etmeyin." diyerek çocuğun elinden tavşanı kapıp arkamı döndüm. Ancak karşımdaki aç ve vahşi bakışlarla bu tarafa doğru bakan yaratıkları görünce yutkunmak zorunda kaldım. Karşımda her türden onlarca yaratık vardı ve ben gücümün çeyreğini harcamıştım bile.

****

O yüzden sözlerimi yutup arkamdakilerin bedenlerini özgür bıraktım. O yaratıklarla tek başıma savaşacağıma onlarla birlikte savaşmaya razıydım. "Ya fazla ses çıkardığımız için buradalar yada kanın kokusunu aldılar" dedim tavşanı göstererek.

"Şuanda neden burada olduklarıyla ilgilenmiyorum nasıl kurtulacağımızla ilgileniyorum" dedi kız.

"Bölüşelim işte sağ tarafı ben alırım" dedi çocukta. Omzumu silktim "Bana fark etmez"

"Tamam o zaman sol taraf benim" dedi kız bir yandan da kemerindeki fırlatma bıçaklarını çıkartıyordu.

"Ortada bana kal-" ben daha lafımı bitiremeden normal bir kaplandan çok daha iri ve güçlü olan beyaz rengindeki hayvan üzerime atılmıştı. Son anda fark edip kendimi geriye çekmiştim eğer çekemeseydim zaten bu kitap burada bitmiş olurdu.

Tavşanın kafasında hala asılı duran bıçağı çekip çıkardım ve tavşanı çalılıkların arasına fırlattım. Buradaki hiçbir hayvanın tavşanın arkasından gideceğini düşünmüyordum. Sonuçta biz onların gözünde daha büyük bir et parçasıydık.

Kaplan kükreyerek tekrar üstüme atıldı bende vakit kaybetmeden elimdeki fırlatma bıçağını kaplana doğru fırlattım. Kaplan tam havadayken gözüne saplanan bıçağın etkisiyle acılı bir ses çıkartırken ben rahatlamaya fırsat bulamadan başka bir yaratık harekete geçmişti.

Artık herhangi bir silahım olmadığından güçlerimi kullanmak zorundaydım. Karşımdaki hayvanlara bir bakış attım. Hepsiyle ayrı ayrı savaşmak hem çok uzun sürer hem de bir süre sonra bizi yorgun düşürürdü. Bu işi hızlıca tek bir seferde halletmem lazımdı.

"Hey elf kız ve element kontrolcüsü buraya bakın" diye seslendim. Bir yandan karşımdaki ne olduğunu anlamadığım yaratıktan kaçmaya çalışarak konuşmaya devam ettim "Bu işi çok kısa sürede halledebilirim ama ondan sonra çok bitik bir durumda olacağım bana ben düzelene kadar yanımda durup bana yardım edeceğinize söz vermelisiniz" dedim.

Birkaç saniye ikisinden de ses gelmedi nasıl bir durumda olduklarına bakamıyordum çünkü karşımdaki yaratık beni bir türlü rahat bırakmıyordu.

"Tamam hallet şunları artık"

"Söz veriyoruz" ikisi de aynı anda konuşmuştu, bunun üzerine olduğum yerde durdum ve başta benimle uğraşan yaratıkla birlikte karşımdaki bütün yaratıkların gölgelerini görünür hale getirdim. Kendilerinin tıpkısının aynısını gören yaratıklar ne olduğunu anlamayarak gölgelerine bakarken emri verdim "Öldür" Gölgeler kendi bedenlerinin sahiplerine benim emrimle birlikte acımasızca saldırmaya başladı. Saldırıya uğrayan yaratıklar başta hazırlıksız yakalansa da karşılık vermeleri uzun sürmemişti.

Horace AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin