Hoş geldiniz ❤
**Hatırlatma**
"Hepimiz burada kalma fikrinde hemfikirsek dağılalım ve görevlerimi yapmaya başlayalım şimdiden" dedi Sage. Hepimiz onu onaylayınca her birimiz farklı bir yöne gitmek üzere ayrıldık. Ayrılmadan önce ne olur ne olmaz diye hepsinin yanına gölge vezirlerimden birini yerleştirdim ki birisi kaybolursa ya da başına bir şey gelirse haberdar olabilelim. Tedbir almakta fayda vardı.
****
Hiçbir sorun çıkmadan herkes görevini yapmıştı ve kamp yapacağımız yerde tekrar bir arada duruyorduk. Meyvelerde dahil olmak üzere yiyecek birkaç şey bulabilmiştim ama bir av yakalayamamıştım çünkü hava kararmıştı ve avcı olmayan hayvanlar çoktan ortalıktan çekilmişti. Bu günlük mantarlarla ve meyvelerle idare etmek durumundaydık.
Karanlık bastırsa da önümüzü göremeyecek kadar karanlık değildi. Ayın ışığı sayesinde en azından önümüzü görebiliyorduk.
"Kalacağımız yeri kurmadan önce ateşi yakalım, hayvanlarla uğraşmak istemeyiz" dedim. Bill ve Elvis topladıkları kalın ve uzun odunları yere bıraktılar.
"Haklısın, ateş yakabilen var mı aramızda?" dedi Sage.
"Ben hallederim, siz geri kalanınız barınağa başlayın" beni onayladılar ve çalışmalara başladılar. Böyle her söylediğimi itirazsız gerçekleştirmeleri hoşuma gitmişti hiç de hayal ettiğim gibi uyumsuz bir grupla karşı karşıya değildim anlaşılan.
Bir iki saat sonra barınağı kurmayı bitirmiştik, ateşi yaktıktan sonra onlara yardıma gitmiştim ve verdiğimiz kısa yemek molası haricinde 2 saat içinde halletmiştik. Elimizdeki sınırlı imkanlara rağmen oldukça güzel bir iş çıkarmıştık. İçi geniş değildi ancak hepimizin sığabileceği kadar uzun olmuştu. Üzerini palmiye ağaçlarından topladığımız yapraklarla kaplamıştık. Herhangi bir yağmur durumunda idare ederdi. Giriş kısmında o yapraklardan birini asmıştık , girmek için onu kaldırmamız gerekiyordu.
İçerideyken de kafamız eğik durmamız gerekiyordu. Boy kısmı kısa kalmıştı. Gerçi bu sadece bizim için geçerliydi Sage o kadar kısa boyluydu ki eğilmeden durabiliyordu.
"Hepinize iyi geceler benim çok uykum geldi yatıyorum" dedi Laila ve yere serdiğimiz yaprakların üzerine kıvrıldı. Ondan sonra hepimiz bir köşeye geçtik ve gözlerimizi kapatıp uykuya daldık.
Günün yorgunluğundan sonra uyumak çok iyi gelmişti ta ki daha uykumu tam alamadan uyandırılmasaydım. Kendimi zorlayarak gözlerimi açtım ve beni dürten kişiye baktım. Daha uyuyalı bir saat bile olmamıştı. Yoko başımda durmuş eliyle sus işareti yapıyordu, başımı salladım ve önden o arkasından ben olmak üzere çadırdan çıktık ve biraz uzaklaştık. Çadırı rahatça görebileceğimiz bir yere geçtik
Yoko ile herkes uyuduktan sonra konuşmamız gerektiğini unutmuştum." Hatırlıyor musun herkes gemiye binerken ben babamla konuşmak için geride kalmıştım" diyerek direkt konuya girdi. Başımı salladım "Profesör Hector ile"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Horace Akademisi
FantasyMisty'nin yaşadığı dünyada 6 farklı tür vardı elfler, şeytanlar, periler, şekil değiştirenler, element kullanıcıları ve türlerin arasında en güçsüz ve şanssız olarak bilinen alba türü. Misty sizinde tahmin etiğiniz gibi alba türündendi ve gideceği...