Sonunda o gün geldi...
Yarın Elverya krallığında taç giyme töreni olacaktı, tüm halk huşu içinde sessizliğe boğulmuştu bugün. Galiba buna sevinen sadece benim
Veliaht prenses laisa
Biliyorum, biliyorum bir kadından krallığa efendi olmaz diyeceksiniz şimdi siz ama ben efendi değil hanım olacaktım.
Elverya krallığının hanımı Laisa ...
Tahtı hak eden tek varis...
Bu asil göreve layık tek kişi...
Babam Elverya efendisi haftalar öncesinden veliahtı abim olarak seçmişti. Bu mevkiye uygun olmadığını kraliyet konseyine göstermek çok zor oldu çünkü eğer abim tahta geçmezse yerine kadın olan ben geçecektim ve bu onalara göre Kabul edilemezdi
Ama ben istediğini her zaman alan şımarık bir prensestim ve benim istemediğim müddetçe kimse şekerime dokunamazdı.
Krallığı sanki kasvetli bir sis bulutu kaplamıştı, herkes sessizce taç giyme töreni için hazırlık yapıyordu. Bunun nedeninin Elverya krallığını bir kadın efendinin yöneteceği olduğunu içten içe biliyordum.
Bu sessizlik aslında yenilgilerinin sessizliğiydi çünkü kraliyet konseyi babamın bu ani veliaht değişimini ve erkek kardeşimin yetersizliğini hiçe sayıp benim Elverya hanımı olmamam için ellerinden geleni yapmışlardı haftalarca
Kâh tacımın kaybolması kâh köylerde çıkan istilalar kâh Warkond efendisinin Elverya krallığına yazdığı küçük düşürücü mektuplarla hanım olmamı kutlaması...
Bunlar sadece belli başlıları tabi.
Şindi ise aynanın karşısına geçmiş hizmetlilerin beni giydirmesini izliyordum.
Elverya krallığında asla güneş batmaz. Geleneklerimize göre en gösterişli ve en parlak renlerle süslenmiş heryer buna tezat ben sade, beyaz kuyruklu bir elbise ve büyük, ağır altın takılar taktım.
İki gün önce bulunan elmas tacımı kızıl saçlı bir hizmetli cam fanusun içindeki gök mavisi parlayan kumaşın içine özenle yerleştirip cam fanusu kapattı. Yarın için neredeyse herşey hazırdı, hizmetlilerin işi bitince çıktılar.
Ben kalenin en yüksek katında olan odamdan aşşağıdaki hazırlıkları izlerken kapım çalmadan açıldı, kim olduğuna bakmama gerek yoktu çünkü abim yüzümü bile görmek istemiyordu. Büyük ihtimal yine haremin bir yerlerinde onunla sevişmek için can atan salak bir cariye ile işi pişiriyordur. Gelen validem olmalıydı
"Validem, sizi törenden önce görmem sanıyordum"
"Nasıl olduğuna bakmaya geldim"
Küçük bir kahkaha patlattım " İlginiz için müteşekkirim" pencereden ayrılıp yatağımın başındaki kanepeye oturdum, ellerimi açıp valideme baktım "Gördüğünüz gibi ben gayet iyiyi-"
"Bu ne pervasızlık! Baban daha ölmeden nasıl tahta geçersin sen!" Sakin kalmam onu kızdırmıştı
"Ben geçmeseydim benim yerime hain abim geçecekti, ben sadece ondan önce davranıp krallığımızı ölümcül bir yanlıştan kurtardım"
"Abinin hain olduğuna inanmıyorum ben"
Söylediği söz kaşlarımı yukarı kaldırmaya neden oldu "Hain olduğu kanıtlarla ıspatlanmışken siz neden hala bu konuyu diretiyorsunuz anlayamıyorum doğrusu"
Validem kafası karışmış bir biçimde etrafın bakındı "Bilmiyorum... tamam biraz aklı havada ama konu krallık olunca yapacağı herşeyi dikkatlice yapar, asla krallığından, halkından taviz vermez. Böyle birşeyi yaptığına inanmak çok güç"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve İntikam
FantasyBen prenses Laisa, Elverya krallığının 4 varisinden biriyim. Babam ölüm döşeğine düştüğünden beri herkes tahtın peşinde, buna bende dahil... Tamam. Kabul ediyorum bu hikayenin baş kahramanı benim, ama bu iyi biriyim dediğim anlamına gelmez Benim hi...