Gemileri her zaman sevmişimdir, babam yorulduğunu düşündüğü zamanlarda beni ve abilerimi alıp birkaç gün gemiyle geziye çıkartırdı bu yüzden denizin sesine, ıslak ahşabın gıcırtısına ve sarsıntılar alışkındım ama bu biraz fazlaydı sanki. Güvertedeki koşuşturmaca, hırçın dalga sesleri ve bitmek bilmeyen sarsıntılar.Gözlerimi açamaya çalışarak yattığım yerden doğruldum, yerde yatmaktan her yerim ağrıyordu. Sarsıntılar çoğaldı, paniklemiştim. Yanımda yatan kızın omuzundan tutup sarstım, uykusu ağır olmalı ki kalkmadı. Sonrasında
Sonrasında gemiye vuran cisim tüm herkese ayağa kaldırdı. Bu şey her neyse gemiye bir daha çarptı ve bulunduğumuz yerde, duvarda bir delik açtı.
Merdivenlerden bir adam inip oluk oluk su sızdıran yere baktı. Biraz ileride Duran halat, çivi, tahta dolu yığının yanına gidip elinde eline bir tahta, çivi ve çekiç aldı su sızan tahtaların üstüne koyup çivi ile sabitlemeye başladı.
Gemide bir sarsıntı daha oldu bu seferki çok güçlüydü, diğer duvarda daha büyük bir delik açtı. Adam sıkıntılı birisi nefes verdi ardından bize dönüp konuştu "Bu şekilde olmaz sızıntıyı kapatana kadar sizi başka bir yere götüreceğim"
Gemi hala sallanıyor, güvertsinden top Sesleri geliyordu. Herkes koşarak adamı takip etti merdivenlerden çıkıp güverteden geçirdi, bir kapıyı açtı ve içeri girince peşine koyulduk. Herkes birbirlerini itiyor Güvertede daha fazla durup topların sesine maruz kalmak istemiyordu etrafıma baktığımda gemiyi her an devrilebilecekmiş gibi sarsan şeyin ne olduğunu çözemedim
Mürettebat topları denize atıyor ama biraz daha zorlarlarsa gemiyi kendileri batıracaklar. O sırada Deniz sarsılarak kabardı ve sudan bir yaratık başını kaldırdı, başı havalandıkça havalandı ve yılan gibi kıvrılan gövdesini gün yüzüne çıkardı o an içeri girmek için birbirlerini ezen köleler oldukları yerde durmuşlardı, zaman durmuştu onlar için.
Yaratık, uzun kuyruğunu havada sallayıp geminin yanına vurduğunda zaman çarklarını döndürmeye devam ederek herkes tetikledi Dünden beri yanımda olan kız beni çekiştirerek içeri sokmaya çalışsa da ben hala gördüğüm şeyin şokundan ne yapabileceğimi kestiremiyordum.
Gemideki mürettebat yaşadıkları şeyi sakin karşılayıp yaratığı top yağmuruna tutmaya devam ettiler. Kaptan Köşkü gürültüyle açıldığında yanındaki kızla birlikte oraya odaklandık.
Pençe, dün gördüğüm sarı gözlü adam ve yanlarında bir kadın daha çıktı kapıda. Pençe bağırıp herkesi Emir yağdırmaya başladı
"Sarlas Dümene geç!"
"Biraz daha top getirin!"
"Nidya iblis'i Etkisiz hale getir! o bize lazım"
Sarı gözlü adam dümene geçip gemiyi dik tutmaya çalıştı kızıl saçlı kız yanına 4-5 kişi alıp topların olduğu köşeye gidip elleriyle görünmez bir çember oluşturdular, çok geçmeden bir kıvılcım ellerinin arasında büyüdü, büyüdü ve yaratığa doğru uçtu. Top atışından kafası dağılan yaratık gelen Ateş toplarını görmedi, kuyruğunda açılan ateş yanığıyla tiz bir ses çıkararak bu sefer kuyruğunu yelkenleri parçalamak için kullandı
Pençe ani bir hareketle yaratığın kuyruğunu geri çekilmeden kılıçla yakalayıp kesti yaratık artık gözler görülür şekilde acı çekmeye başlamıştı, kuyruğunda güvertede kan gölü oluşturdu. Top atanlar atmaya bırakıp ellerini yaratığa tuttular. Toprak olduğunu anladığım adamlar ellerinden sarmaşık çıkartarak yaratığı zapt etmeye çalıştı.
Ben bunları ağzım açık izlerken sallanan gemide dengemizi sağlamaya çalışan kız beni içeriye çekiştiriyordu. Pençe kanlı kılıcı kabzasına koyarken göz göze geldik, çatı kaşlarla bana doğru ilerleyip kolumdan tuttu. Bizi odaya itip kapıyı ardından kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Ve İntikam
FantasyBen prenses Laisa, Elverya krallığının 4 varisinden biriyim. Babam ölüm döşeğine düştüğünden beri herkes tahtın peşinde, buna bende dahil... Tamam. Kabul ediyorum bu hikayenin baş kahramanı benim, ama bu iyi biriyim dediğim anlamına gelmez Benim hi...