20. Bölüm Özür Dilerim

72 5 0
                                    

Gizem
Aras'ın dün söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Bana neler söylemişti öyle? Peki insanların kalbini bu kadar çabuk nasıl kırabiliyordu?
Tamamen hazır olduğumda kahvaltı yapmadan evden çıktım. Çok erken gelmiştim. Okulda pek fazla öğrenci yoktu. Sırama geçip telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım ve gözlerimi kapattım. Yanımda bir hareketlilik hissedince gözlerimi açtım. Yanımda Aras vardı. İfadesinde bana bakıyordu. Onu takmadan gözlerimi tekrar kapattım. Kulaklığım çıkarıldığında gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. "Ne istiyorsun?" Diye sordum. Hangi yüzle yanıma gelebiliyordu? "Biraz konuşalım." Dedi. Paşamız birde emir veriyor Ya!
"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok." Dedim.
"Bak o gün söyledikleri-" Dediğinde ayağa kalktım. Lafını bölerek konuştum. "O gün söylediklerin ne? Yoksa onlar az mı kaldı? Daha fazlasını söylemeye mi geldin?" Dedim sinirle.
Derin bir nefes aldı. "Bak ben-"
"Sen ne? Ne diyeceksin? Ben zenginim gel benimle ol falan mı?" Dedim. Gözlerim yanmaya başlamıştı. "Hayır öyle bir şey değil." Dediğinde alayla güldüm. "Ne peki? Okulumuzun sahibi Aras Korkmaz." Dedim. Sinirlenmişti.
"O gün söylediklerim için kusura bakma." Dediğinde alayla güldüm. "Kusura bakma mı?" Tekrar güldüm.
"Kusura bakma öyle mi? Sen daha özür dilemeyi bile bilmiyorsun Aras Korkmaz. Bi de gelip konuşalım diyosun."

 "Ba-" sözünü kestim. "Neyse ben unuttum sen de unut söylememişsin gibi davran, zaten senin için zor olmaz." Dedim ve bir şey demesine izin vermeden bahçeye çıktım.

Boş bir banka oturdum. Aras'ı görünce bana söyledikleri tekrar aklıma geldi. Nefret etmesini kabullendim ama o sözleri bir türlü kabullenemiyordum. Beni bu kadar kötü bir insan olarak mı görüyordu gerçekten? Daha bir özür bile dilemedi.

"Niye bizi beklemeden geldin?" Dedi Ece.
"Unuttum. Be biraz da yalnız kalmak istiyorum." Dedim. Melis "Yalnız kalmak istediğini anladım ama biz senin arkadaşlarınız ve kötü gününde yanında olmak için varız. Bu sefer affediyoruz ama bir daha yalnız kalmayacaksın." Dediğinde gülümsedim. Ben çok şanslıydım böyle arkadaşlarım olduğu için.
"Tamam bir daha olmaz." Dedim. Ece ve Melis bana sarıldı ama Bahar uzakta kaldı.
"Tamam seni de affettim gel buraya." Dediğimde bize katıldı. Bu okulun bana kazandırdığı en büyük şey dostlarımdı.

...
Daha ders başlamamıştı çünkü biz erken gelmiştik. Kızlarla sınıfa girin gözüme Aras ve çetesi çarptı. Birlikte bir şeyler konuşuyorlardı. Aras'a iyice baktım. Acaba yaptığı kötülüklerden hiç pişman olmuş muydu? Bana bakınca hemen bakışımı başka yöne çevirdim. Kızlarla sıraya geçtik. Bahar "Gizem annemler şehir dışına çıktı." Dediğinde şaşırdım.
"Aa neden?"
"İş içinmiş."
"Anladım. Ve tahmin edeyim bunu bana evde tekila partisi verelim diye söylüyorsun." Dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Ay beni nasıl da tanıyorsun. Davetlileri sen hazırlasana." Dediğinde göz devirdim.

"Hayır Bahar parti falan vermeyeceğiz. Onur'un gözü şuanda üstümüzde. En küçük hatada başımızı yakarız." Dediğimde ofladı. O anda sınıfa Caner girdi. Çok iyi bir çocuğa benziyordu.
"Günaydın güzellikler." Dedi. "Günaydın." Dedim
Yanımıza durdu.
"Nasılsınız" dedi. Ece "iyi sen?" Dedi.
"Valla ben harikayım. Güzellik acaba sana da sorun olmazsa bugün Gizem benim yanımda oturabilir mi?" Diye bir soru yöneltti Ece'ye. Şaşkınca ona baktım.
Ece çantamı elime tutuşturdu ve beni yerimden kaldırdı. "Tabi ki de hatta siz her gün birlikte oturun." Dedi.
Bahar ve Melis sırıtıyordu. Üçüne birden öldürücü bakışlarını attım ve Caner'in yanına oturdum.

"Hoş geldin güzellik." Dedi Caner gülümseyerek.
"Hoş buldum." Dedim. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekler sınıfa hoca girdi.

...
Çok sıkılmıştım artık. Şu dersler ne kadarsa sıkıcı ya.
"Sıkıldın galiba." Caner'in konuşmasıyla ona döndüm. "Evet." Dedim. "Çok güzelsin." Dediğimde şaşırdım. Bunu söylemesini beklemiyordum."
"Teşekkür ederim." Dedim.
"Eeeeee" Dediğinde anlamadım. "Ne eeeee?"
"Seninde bana çok yakışıklısın demen gerekmiyor mu?" Dediğinde güldüm.
"Demek zorunda mıyım?" Diye sordum.
"Tabi ki, hadi itiraf et benden çok etkilendin." Dediğimde daha çok güldüm. "Bu nereden çıktı şimdi?" Dedim. Tabi üçüncü kişi olarak aramıza biri katıldı. Tahmin edin kim? Batu. "Yeter ne dedikodu yaptın Gizem." Dediğine takmadım ve Caner'e döndüm.
"Evet çok yakı-" derken Batı tekrar atladı. "Gizem yeter! Kafam şişti!" Sinirle Batu'ya döndüm. "Bizim sesimiz sana nasıl geliyor Batu?" Dedim sinirle.
Batu'ya n'oluyo hiç anlamıyorum.
Kulağını göstererek. "Bunlara boşa kulak demiyoruz." Dedi.
"Boş konuşma Batu." Dediğimde bağırmaya başladı.
"Hoooooocaaaaaam Gizem bana gizemli gizemli davranıyooooooooo." Dedi harfleri uzatarak.
Hiçbir şey anlamadım. Batu neden böyle yapıyordu? Amacı meydi? "Batu iyi misin?" Dedim.
"Gizem bana gizemli gizemli davranmaaaaa!" Bu sefer Caner araya girdi. "Oğlum çocuk musun sen? Bebek gibi mızmızlanıyorsun." Aras sinirle konuştu "Sanane lan, düzgün konuş." Dedi. Caner alayla konuştu "Yok ya, konuşmazsam nolur?" Dedi.  Aras ayağa kalktığı an araya hoca girdi. "Aras otur yerine, dersimde böyle şeyler istemiyorum." Dediğinde Caner ve Aras yerlerine oturdular. Batu'nun yaptığı saçmalık yüzünden az daha kavga çıkıyordu.
...
Zil çaldığında derin bir nefes aldım. Aras'ın söyledikleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Nasıl çıkabilirdi ki? Bana bu güne kadar söylediği hiçbir şey bu kadar canımı yakmamıştı.
...
Bu teneffüs çok uzundu. Kızlarla sınıfa girdiğimde gördüğüm şeyle şaşırdım. Çok sevdiğim arkadaşlarım Kuzey ve Güney, Batu'nun karşısındaydı. Güney bizi görür görmez. "Gizem, Bahar Allah rızası için biz kurtarın ya. Sizin için geldik diyoruz adamlar sınıfa almıyor." Dedi.
Kuzey koşarak bana geldi ve kucağına alıp etrafında döndürmeye başladı. "Çok mutluyum Gizz!" Dedi bağırarak. Bana arkadaşlarım Giz derdi.
"N'oluyo Kuzey ya?" Dedim ama o beni takmadan Bahar' a da aynısını yaptı.
Batu "Gizem bu muşmula suratlılar kim?" Dedi.
"Lan düzgün konuş." Dedi Güney.
"Arkadaşlarım Batu. Bak hadi arkadaş arkadaş oturun. Kuzey, Güney, ve Batı olun. Bi doğumuz eksik o da eksik kalsın." Dedim.
"Giz al şu arkadaşını başımdan. Ne çok konuşuyo lan bu."
"Düzgün konuş." Diyerek araya girdi Aras. Direk araya girdim. "Nolur bir günümüz düzgün geçsin. Güney siz niye geldiniz? Ve bu Kuzey'e gelirken ne içirdin? Başına güneş falan mı geçti bunun?" Dedim.
Güney gülerek " Güneş geçti mi geçmedi mi bilemem ama Cansel geçtiği belli." Dediğinde gözlerimi kocaman açtım.
"Sen ciddi misin?" Dedi Bahar.
Kuzey "Evet lan sevgili yaptım!" Dedi.
Bahar isyanla "Hayır! Olamaz! Senden önce ben yapmalıydım. Sen evde kalmalıydın." Dedi.
"Hihihihi kıskan sonbahar."
Batu "Gizem şu değişik arkadaşlarını çıkar sınıfımdan. Hıh!" Dediğinde "Hadi çıkalım." Dedim.
...
Aras
Gizem ve arkadaşları kantinde bizden biraz uzakta oturuyordu. Kuzey mi Güney artık ne boksa Gizem'in yanağından makas aldı. Bunlar neden bu kadar yakın? En önemlisi ben neden buna bu kadar sinirleniyorum?
"Aras kardeşim o yüzünde ki korkutucu ifadeyi bir silsen mi?" Yağız'ın sesiyle ona baktım. "Hı?"
"Aras, sen fark etmesen de biz fark ediyoruz. Sen Gizem'e bakarken dalıp gidiyorsun. Yüzünde bir gülümseme oluşuyor. Acaba sen bu kızda-" derken lafını kestim.
"Hayır Yağız yok öyle bir şey." Dedim. Neden herkes bu sıralar bu soruyu soruyordu? Ayrıca Gizem'e söylediklerim çok ağırdı. Kendimi affettirmem gerek.
O anda kantine okulun sürtükleri Şeyma ve grubu girdi. Bu kız peşimi bırakmıyordu ya. Beni şaşırtan bir şey yaptılar. Gizem ilerin masasına doğru gittiler. Masanın önünde durup konuştu Şeyma
"Ooo Aras'ın sürtüğü de buradaymış." Dedi Gizem'e bu kız ne saçmalıyordu? Kendisi benim sürtüğümdü Gizem değil. Gizem sandalyesini iterek ayağa kalktı. "Ne saçmalıyorsun sen?!" Dedi.
Murat "Aha kız kavgası." Diye mırıldandı.
"Senden bahsediyorum tatlım." Dedi Şeyma.
"Bak nasibini benden bulma çek git şuradan." Dedi Gizem.
"Gitmiyorum." Dedi Şeyma kaşlarını kaldırarak.
Kuzey denen çocuk konuştu. "Bak, güzel kızsın. Şimdi ağzın yüzün birbirine girecek." Dedi.
Şeyma "Ne diyosun be?" Dedi.
"En yakın arkadaşımı tanıyorum diyelim. Eğer Gizem sinirlenirse göz rengi koyulaşır. Ve şuan senin şansına gözleri en koyu renginde. Gerisini sen düşün." Dedi Kuzey göz kırparak. Gizem'in gözlerine baktım. Cidden gözleri koyulaşmıştı.
Şeyma "Hah! Bu kırmızı kafa mı bir şey yapacak?" Dediğinde Güney "Bismillah! Gizem'i  tutun lan!" Dediği an Gizem, Şeyma'ya çelme taktı ve Şeyma tam düşecekken saçlarından tutup kafasını sertçe masaya vurdu. Batu "Ovvvvvv!" Diyerek ayağa kalktı.
Yavuz "İyi vurdu yalnız." Dedi.
Şeyma'nın arkadaşlarından biri Gizem'e vuracakken Bahar elini tuttu ve "Tı tı tı hiç yakıştıramadım." Diyerek kıza yumruk attı. Kız direk yere yığıldı.
"Oha! Aferin be canım kankalarım beeee!" Dedi Batu.
Kızlardan biri Bahara doğru yürürken Ece kızı saçlarından tutup yere serdi.
"Aferin çirkef!" Diye bağırdı Batu. Kızlardan kalan bir kişi Ece'ye doğru yürürken Melis ayağıyla oturduğu yerden çelme taktığı gibi kız yeri boyladı. Ve hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı, oturduğu sandalyeyi kızın saçının üzerine koyup geri oturdu. Bu hareket tüm kantini şaşırtmıştı. Melis'ten beklenmeyen bir hareketti.
Batu "Kız suskun aferin!" Dedi.
Gizem Şeyma'nın saçını tutup kulağına bir şey fısıldadı. Şeymanın suratı bir anda bembeyaz oldu. Ne söylemişti de kızın yüzü kireç gibi olmuştu?
O anda hocanın sesi geldi.
"Noluyor burada?!" Diyerek kantine girdi.
Gizem "Müdürün odasının yerini biliyoruz hocam." Dedi ve kızlarla birlikte yürümeye başladılar. Tam kantinden çalacaklardan Gizem bana çok pis şekilde baktı. Ne oldu böyle ya?
...
Gizem
Müdürün odasından bir kaç azarla birlikte çıktık. Şeyma denen kız bana sürtük demişti. Aras'tan sonra birde o. İşte o anda sınırım taştı ve kıza daldım, daldık desek daha doğru olur. Kulağına "Bana bak sürtük. Beni kendinle karıştırma. Ben senin gibi her önüme gelenin altına girmek istemiyorum. Eğer Arascığına çok meraklıysan altına girebilirsin. Gerçi senin gibi iğrenç bir insanı kim altına almak ister ki?" Dedim. Kızın yüzü kireç gibi oldu valla.
Ece " Nasılda eğlendik ama!" Dedi gülerek.
"Dimi ya? Kızları çok güzel dövdük." Dedi Bahar.
Melis "İlk kez yaptığım bir suçtan dolayı üzülmedim." Dedi gülerek.
"Melis senden o hareketi beklemezdim. Sen bizi ayırırsın falan sanmıştım. Oysa sen kızı yere serdin!" Dedim gülerek. "Yok be kızlar çok kaşındı." Dedi Melis gülerek.
Kuzey ve Güney karşımıza çıktılar. Kuzey "Lan ne güzel dövdünüz!" Dedi heyecanla.
Ece "Evet ya! Kızlar göt oldu." Dediği an Bahar'ın öldürücü bakışlarıyla karşılaştı. Bu kız neden küfür düşmanı ya?
Güney "Kızlar siz bana Onur'un emanetisiniz. Ama siz gidip kavga ediyorsunuz!" Dedi sinirle. Güney her zaman Onur gibi korumacıdır.
Bahar "Güney lütfen bir kere olsun karışma ya." Dediğinde Güney göz devirdi.
"Siz neden bu okula geldiniz?" Diye sordum.
Kuzey "Bu okula kaydımızı aldırmayı düşünüyoruz." Dediğinde çok sevindim.
"Hayırlı olsun." Dedi Melis.
Ece "Eğer bu okula geliyorsanız, maceralara hazır olun." Dedi gülerek.
...
"Gizem geliyor musun?" Diye sordu Melis.
"Hayır siz gidin ben kütüphaneye uğrayacağım." Dedim.
Bu sefer Ece atladı. "Neden kütüphaneye gidiyorsun." Derin bir nefes aldım. "Kitap alacağım." Dedim. Başını olumlu anlamda salladı. Bahar "Biz gidiyoruz o zaman." Dediğinde "Tamam." Dedim.
Kızlar sınıftan çıktıktan sonra bende kütüphaneye indim.
Raflarda dolaşmaya başladım. En üst rafta dikkatimi çeken bir kitap vardı. Ona uzandım ama boyum yetmedi. Bu kitapları neden en üst rafa koyuyorlar anlamıyorum. Zıpladım ama yine alamadım. Yine zıpladım ve tam alacakken başka biri aldı. Alan kişiye baktığımda Aras olduğunu gördüm. Bıkkınlıkla bir nefes verdim. "Kitap için fazla kısasın." Dedi. Her zamanki gibi dalga geçiyordu işte. "Sen kitabı almasaydın zaten kitap benim elimdeydi." Dedim ve kitabı almaya çalıştım. "Bu kitap benim." Diyerek kitabı almak için zıpladım. Elini havaya kaldırdı. Kitabı tutup çektim.  "Nereden senin oluyormuş? Ben aldım. Benim." Dedi ve o da çekiştirmeye başladı. "Hayır benim önce ben buldum." Dedim.
"Önce ben aldım." Dedi. Kitabı daha çok çekiştirmeye başladık.
Anaokulundaki çocuklar gibiydik gerçekten.
"Ya bıraksana yırtılacak!" Dedim sinirle.
"Sende bırak o zaman." Dedi. "Niye ben bırakıyormuşum, sen bırak." Dedim. İkimizde kitabı bırakmıyorduk. Nolur sanki bir kerede beni dinleyip bıraksa. Ben son anda pes edip bıraktım. "Ayısın biliyorsun dimi?" Dedim.
"Yok bilmiyorum." Dedi gülerek. Çok güzel gülüyordu yaaa.
Hayırdır şekerim? Sanki bu üç kelimelik kelimeden bahsediyoruz.
Hiçbir şey demeden arkamı döndüm ve tam gidecekken söylediği şeyle kalakaldım.
"Özür dilerim."
Şaşırmıştım, hatta çok şaşırmıştım. Aras'tan böyle bir şey beklemiyordum. "Küçük bir özürü bile zor söylüyorsun Aras." Dedim.
"Bak ben annemden başka kimseden özür dilemedim. İlk defa annemden başka birinden özür diliyorum." Dediğinde hiç şaşırmadım. Aras yanıma yaklaştı. "İstersen daha dazla uzatmayalım. Özür diledim işte." Dedi. "Eminim içinden geldiği için özür dilemiyorsun. Zorunda olduğun için doğru mu?" Dedim.
"Ben hiçbir şeyi zorunda olduğum için yapmam. İçimden geldi ve diledim." Dedi. Daha fazla uzatmak istemiyordum. Yani koskoca Aras Korkmaz benden özür diliyordu.
"Tamam afettim. Ama bir daha sakın o sözleri söyleme." Dedim.
"Anlaştık. Ama sakın özür diledim diye havalara girme. Ben hala aynı Aras'ım." Dediğinde güldüm. Ne beklenirdi ki? "Hala aynı olduğun belli." Dedim
"Kitabı da yerine koyuyorum. Sen alırsın artık." Dedi gülerek ve kitabı üst rafa geri koydu.
"Ayısın, hayvansın, domuzsun, öküzsün." Dediğimde güldü ve bende güldüm.
"Başka kaldı mı?" Dedi sırıtarak. "Kalmadı." Dedim.
"Hadi o zaman bana eyvallah." Dedi ve kütüphaneden çıktı. Arkasında sinirle baktım. Ayı ya ayı. Bazen iyi oluyor bazen öküz. Aras'ı anlamak gerçekten çok zor.
Kitabı almak için tekrar üst rafa uzandım ve aldım. Çıkmak için kapıyı çektim ama açılmadı. Tekrar çektim yine açılmadı. Tam yine çektiğinde açıldı ve ben yere düştüm. Kahkaha sesi duyunca kafamı kaldırdım. Aras bana gülerek bakıyordu. Sinirle ona baktım. Daha benden yeni özür dilemişti ama şu yaptığına bak. "Çok mu komik?" Dediğimde kahkahasını durdurmaya çalıştı. "Yüzündeki ifadeyi sende görseydin emin ol daha çok gülerdin." Dedi.
Sinirle konuştum. "Hayvansın, ben sana boşuna hayvan demiyorum."
Beni duymamazlıktan gelip "Ama çok güzel düştün be." Dedi gülerek. Kendimi toparlayıp yerden kalktım ve karşısına dikildim. Hızla yağına bastım.
"Ahh!" Diyerek ayağını tuttu. Bu sefer ben güldüm.
"Ama çok güzel canın yandı be." Dediğimde sinirle bana baktı.
Onu umursamadan kütüphaneden çıktım. Kalbim çok farklı atıyordu. Aras yanındayken hep böyle atıyordu. Benim ona karşı nefretten başka bir şey hissetmemem gerek. Olmaz, bu çok yanlış.

Gerçek AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin