5

88 13 70
                                    

Hi ben geldim. Bu bölümde yine kasvetli karamsarlı.

⚠️‼️‼️‼️⚠️ Bu bölüm rahatsız olanlar olabilir. Kendine zarar verme içeriyor. Hassas ve etkilenecek olanlar okumadan geçsin lütfen. ⚠️‼️‼️‼️⚠️

Bol bol oy ve yorum bekliyorum 💬⭐

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

Jin'in benim için ayarladığı doktora gelmiştik. Yanımda arkadaşlarımın hepsi vardı. Bu zamanda kendi dertlerini unutmuş benimle ilgileniyorlardı. Bunu bencillik gibi görüyordum. Elimden başka hiçbir şeyde gelmiyordu. Onlara bunu yapmak haksızlıktı, ama bunu engelleyebilecek herhangi bir davranışta gösteremiyordum.

İçimden gelenleri onlara karşı yapmak istesem de yapamıyordum. Yemek yemeyi bile sadece Taehyung için yapıyordum. O her zaman öğünlerimi atlamamam gerektiğini söylerdi. Ağzıma bir lokma girmesi için 5 kişi ve ailem çabalıyordu. İsterlerse önümde binbir şekle girseler bile onlar için yemek yemeyecektim. Kendim için de yemiyordum. Sadece üşüyen sevgilimi üzmemek için yemek yiyordum.

Yerde olan bakışlarımı, Jin'in kolumu dürtmesi ile ona çevirdim. Sıram gelmişti. O kapıdan içeri girince sanki bir el boğazıma yapışacak, nefes alamamı engelleyecekmiş gibi hissediyordum.
Kapıya baktığımda içerideki kişi çıkmıştı. Arkasından kapıyı kapatmıştı. Bir ya da iki dakika sonra kapı açılmış, içeriden kıyafetlerinden sekreter olduğu belli olan bir beden çıkmıştı. Çok geçmeden ismimi benim duyabileceğim şekilde söylemiş ve beni çağırmışlardı.

Ayağa kalkıp güçsüz adımlarım ile kapıya vardım. Açık bırakılan kapıdan içeri girince gözlerim masadaki oturan bedeni buldu. 30 yaşlarında olduğu belli olan bir kadın oturuyordu. Yüzünde samimi olduğu belli olan bir gülümseme ile bekliyordu.

"Hoş geldin Jungkook. Otur lütfen."

Kafamla selam vermiş, benim için gösterdiği koltuğa oturmuştum. Etrafa kısa bir bakış atıp bura ile ilgili bir düşünce oluşturmaya çalışıyordum. Beyaz, yeşil ve mavi rengi ile kaplıydı eşyalar. Oturduğum koltuk maviydi. Duvarlar beyaz ama üstünde yeşil renginden desenler vardı. Sakin hissi veren bir odaydı. Sanırım bilerek bu renkler seçilmişti. Bir yazıda okumuştum. Soft renklerin insanlara sakinlik kazandırdığını. Bu durum da okuduğum bilgiyi kanıtlayan cinstendi.

"İlk önce kendimi tanıtayım. Ben Han Hyo-joo. Bana nasıl hitap etmek istersen öyle edebilirsin. Bu konuda herhangi bir tercihim yok. Önemli olan senin nasıl istediğin. Kendi isteğinle mi buraya geldin?"

"Çok sayılmaz."

Anladığını belirtircesine kafasını sallamış elindeki kalem ile oynamaya devam etmişti. Gergin hissediyordum. Benim dertlerime nasıl bir çözüm bulabilirdi bu kadın? Bulamazdı. Dertlerimin çözümünü tek kişi bulabilirdi.

Kim Taehyung.

Eşim, sevgilim, hayat ışığım. Tek o bana derman olabilirdi.

"İlk öncelikle şunu söylemeliyim sana ben psikoloğum. Sana herhangi bir ilaç veremem. Ben seni sadece dinleyebilirim. Bence bu sana çok iyi gelecek. Buraya yarı da olsa kendi rızan ile gelmen gerçekten benim için çok önemli."

"Evet."

"Şimdi biraz senden bahsedelim. Klasik başlayalım. Nasılsın?"

"Kötü."

"Neden kötü hissediyorsun?"

"İyiliğim öldü."

"Biraz daha açar mısın bana lütfen?"

Lose-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin