11

82 12 32
                                    

Hellolllar. Ben geldimm. Evet bölümü hatırlamıyorum nasıl olduğunu. Siz okuyunca yorumlarda konuşuruz.

Bol bol oy ve yorum bekliyorum ⭐️💬

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

Gözlerimi açtığımda hala daha gelmeyen bilincim ile nerede olduğumu sorguluyordum. Ellerim ile gözlerimi ovuşturup görüş alanımı biraz netleştirmeye çalıştım.

Etrafa baktığımda ayakkabılıkta olduğumu gördüm. Sanırım ağlamaktan bedenim yorgun düşmüştü. Uyuşan bacaklarım ile zorlayarak, bir yerlerden destek alarak ayağa kalktığım. Ben her zaman böyle yapmıştım değil mi? Ayağa kalkamayacak gibi olduğumda bir yerden destek almış, uyuşsam bile ayakta durmaya çalışmıştım. Sanırım o destek artık ellerim arasında değildi kendi başıma ayakta durmayı öğrenmem gerekiyordu.

Ellerimi duvardan çekip kendi başıma ayakta kaldım. İlk önce mutfağa gidip saatlerdir su girmeyen vücuduma ihtiyacını vermeliydi. Büyük bir bardağa su doldurmuş tek dikişte hepsini içmiştim. Ardından odaya çıkıp üzerime rahat şeyler giymiştim. Giyinme odasından çıktığımda gözüme komodinde duran defter takılmıştı. Sanırım son cümleyi yazmanın vakti gelmişti. Yatağa oturup elime kalemi aldım ve son sayfayı açtım.

Bundan yıllar önce verdiğim sözü tutuyorum sevgili defter. Son cümlesini yazıyorum çünkü Taehyung geldi. Benim olarak değil ama sonunda geldi. Uzun zamandır hissetmediğim huzurlu uykuyu sanırım bu gece tadacağım. Artık bu defteri odamın raflarına kaldırma vaktim geldi. Bir gün olurda seni okursam şu an Taehyung bizi hatırlamıyor ama biz yine de mutluyuz çünkü Taehyung yaşıyor.

27.02.2023

Defteri kapatıp Taehyung'a ait olan odaya girdim. Onunla ilgili her şey buradaydı ve bu defterde burada kalacaktı. Hemen çekmecenin içine koydum. Odadan çıkıp salona gittim. Koltuğa oturup boş boş duvarı izliyordum

Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum. Ben her şeye alışmaya başlamışken, yokluğunu bana zorla kabullendirmişlerken Taehyung gelmişti. Ama ben hep demiştim. Benim kalbim hala sıcak güneş batmadı diye. Ama sanırım şu an bitiyordu. Çünkü benim kalbim üşümeye başlamıştı. Onu başkasının ellerini tutarken görmek beni üşütmüştü işte. Kimseye bir kelime bile etmeden hastaneden çıkmış eve gelmiştim. Bana bir tek burası iyi geliyordu.

Belki şu an hala bir çeşit şoktaydım. Ya da ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum. Böyle bir durup karşısında ne yapılacağını bilmiyordum. Sessizce oturdum. Dakikalar, saatler boyu o koltukta hiç kıpırdamadan oturdum. Telefonuma gelen arama ve bildirim seslerinden sıkılmış ve bir süre sonra telefonu kapatmıştım. Ama burada olduğumu tahmin ederlerdi.

Evimin kapısının çalınması ile ilk başta irkilmiştim. Daha sonra derin bir nefes alıp duygusuz bakışlarımla kapıyı açtım. Karşımda bana gözleri yaşla dolu 6 çift gözle karşılaşmıştım. Hepsi bir anda bana sarılması ile saatler boyu akmayan yaşlarım akmaya başlamıştı. Ben artık ağlamaktan yoruluyordum. Sanki tüm enerjim benden çekilip alınıyordu. Ağladıktan sonra bende kalan ise hissiz bir bedendi. Hiçbir şey yapmak istemiyordum. Arkadaşlarımın bana sarılıp ağlaması ile daha da kötü ağlamaya başladım. Nefeslerim ciğerlerime yetmiyordu artık ve ben bayılacak gibi hissediyordum. Nefessizlikten öksürmeye başlamıştım. benim kötü olduğumu gören arkadaşlarım geri çekilip bana nefes almam için alan sağlamışlardı.

Annem hemen mutfaktan bana su alıp bana içirmişti. Bir nebze daha iyiydim. Kapıyı kapatıp salona geçtim. Hepimiz ayrı ayrı yerlerde oturup yerdeki halının desenlerini izliyorduk.

Lose-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin