Lose-Taekook

12

Sellaamm ben geldim. Bölümü kontrol etmedim hatalarım olabilir.

Bol bol oy ve yorum bekliyorum ⭐️💬

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

Gözlerimi açtığımda salondaydım. Annemin yaptığı yer yatağında üçümüz sarılmış bir vaziyette uyanmıştım. Gece en son balkondayken uyuyakalmış olmalıydım.

Bugün Bayan Kim'lere gitmek istiyordum. Belki Taehyung çoktan onlara gitmişti. Eğer gitmemişse bile ilk önce benden duyup kendilerini hazırlamalarını istiyordum. Bir anne ve baba için bunun ne kadar zor olduğu tahmin edebiliyordum. Belki bir çocuğum yoktu ama ben bile bu kadar kötü olmuşken onlar için ne kadar yıkıcı olduğunu tahmin etmek hiç zor değildi. Ben hazırlıksız yakalandığım için bu hale gelmiştim. En azından onların kendilerini hazırlamasını istiyordum.

Sessizce yataktan kalkmaya çalıştım. Jimin'in üzerimdeki kolunu kendimden ayırıp ayağa kalktım. Annem ve Jimin'e baktığımda uyanmamış olmalarının verdiği rahatlama ile odama gittim. Telefonumdan saate baktığımda 11 olmuştu. Hızla bir duşa girdim. Çıkıp üzerimi giyindim ve mutfağa geçtim. Kendim ve annemler için bir şeyler hazırladım.

Sandviçimi yiyip mutfaktan çıktım. Annemler için tüm masayı kaplayacak kadar kahvaltı hazırlamıştım. Uyandıklarında beni merak etmemeleri için masaya not bıraktım.

Kim ailesine gidiyorum. En azından onlar bu duruma hazırlıklı olsunlar. Ben olmadığım için bu haldeyim.

Araba anahtarımı, cüzdanımı ve telefonumu alıp evden çıktım. Asansöre binip otoparka indim. Arabamın yanına vardığımda hemen binip binadan çıktım.

Kim'lerin evinin yoluna doğru sürdüm. Yol boyunca hiçbir şey geçirmedim kafamdan tek bir kelime bile. Ne oraya gidince ne konuşacağımı ne de nasıl söyleyeceğim ile ilgili.

Evlerinin önüne geldiğimde park ettim arabayı ve indim. İki katlı, gri evlerini önüne geldim. Kapıyı çalmadan durdum sadece ve cesaretimi topladım.

Kapıyı düşünmeden çaldım. Birkaç saniye sonra kapıyı Bayan Kim açmıştı.

"Ah Jungkook hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum Mihi anne. Acaba müsaitseniz içeri geçebilir miyim? Sizinle bir şey konuşacaktım."

"Tabii geç."

İçeri geçerken "Babam nerede?" diye sormuştum.

"İçeride."

Ayakkabılarımı çıkartıp salona geçtim. Haneul baba koltukta oturup gazete okuyordu. Ayak seslerimi duyunca kafasını kaldırmış bana bakmıştı. Şaşırdığı belli olan ifadesi ile ayağa kalkmış ve yanıma gelmişti. Beni omuzlarımdan tutup hemen kendine çekmişti.

"Hayırsız evlat. Neredesin sen? Yüzünü göremez olduk. Daha sık uğra."

"Özür dilerim baba. Şey ben sizinle bir şey konuşacaktım."

"Tamam geç. Mihi bize kahve yapar mısın hayatım? İçersin değil mi?"

"İçerim."

Mihi anneyi beklerken azıcık işte, azıcık havadan sudan konuşmuştuk. Sonunda Mihi anne kahvelerle birlikte geldiğinde o da kendi kahvesini almış koltuğa oturmuştu. "Jungkook." Deyince kafamı Mihi anneye çevirdim.

"Harin bana bir şeyler söyledi. İyi misin oğlum? Neden bayıldın?"

"Sen bayıldın mı Jungkook. Oğlum bak hiç söylemiyorsun."