8

94 10 204
                                    

Şimdi bu bölüme geçmeden önce şunu söylemek istiyorum. Okuyunca anlayacaksınız zaten. Jungkook'un bahsettiği Kore'deki yer, bu bir ev gibi bir yer oluyor, cam bir yerin içine resim falan koyuyorlar ya, ondan bahsetmek istedim. Adını bilmiyorum bilmediğim için de yanlış bir şey yazmak istemedim. Anlamayan olursa diye belirtmek istedim. Yani kısaca bu film dizilerde gösterilen yerler.

Evet şimdi bölüme geçebiliriz. Bol bol oy ve yorum bekliyorum ⭐️💬

Fok balığı sunar... 🍿

●●●

|6 gün sonra|

|Jungkook|

Her gün olduğu gibi yine deniz kıyısındaydım. Saat daha 10 bile olmamıştı. Sabahtan buraya geliyor akşam geç saatlere kadar oturup Taehyung ile konuşuyordum. Kore'deki yerine gitmek yerine buraya gelmeyi tercih ediyordum. Burada daha huzurlu ve rahat hissediyorum. İzin verseler otele gidip uyumak yerine burada uyuyabilirdim. Fakat maalesef Namjoon sayesinde bu olamıyordu.

Her zamanki gibi buradaydım. Bugün evliliğimizin birinci ayıydı. Sol elimi kaldırıp, yüzük parmağımdaki gümüş renk yüzüğe baktım. Ne yani Taehyung yok diye yüzüğümü çıkaracaktım. Asla yapmazdım böyle bir şeyi.

Sağ el parmaklarım ile yüzüğümü okşadım. Eğilip yüzüğümün üstünü öptüm. Düğünde takmak için ikimizde yüzüklerimizi kutunun içine koymuştuk. Benim yüzüğüm parmağımda, Taehyung'un yüzüğü ise göğsümdeydi. Bir zincire takıp kolye yapmıştım. Kimse görmemişti ama buraya gelmeden önce, kalbimin tam üstüne KTH yazdırmıştım.

Gün geçtikçe kabullenmeye başlıyordum bazı şeyleri. Tabii bunda kullandığım ilaçlarında etkisi vardı. Acı gerçekler gün geçtikçe yüzüme daha sert çarpıyordu. Elimle suya dokundum. Avucuma dolan suyu, elimi havaya kaldırarak döktüm.

"Aşkım."

"Ben geldim bir tanem."

"Nasılsın?"

"Ben iyi değilim. Ama kabulleniyorum Taehyung. Hiç kabullenmek istemeyeceğim şeyi kabullenmek zorunda kalıyorum. Ama ben seni hala kalbimde taşıyorum sevgilim. Ah bak sana ne göstereceğim!"

Elim, giydiğim gömleğin düğmelerine gitti. Dövmenin görüneceği kadar açıp Taehyung'a gösterdim.

"Bak dövme yaptırdım, kalbimin üstüne ismini. Merak etme çalıştığım şirket bunu sorun etmiyor."

"Bugün bana ne hediye alırdın acaba? Çok merak ediyorum biliyor musun? Gitmeden önce buranın fotoğrafını çekeceğim böylelikle her zaman birlikte olacağız."

"3 gün sonra ilk uçuşum var. Hem de nereye biliyor musun? Daegu'ya. Senin doğduğun büyüdüğün yere."

Bir süre konuşmadan sadece kayalara vuran dalgalara baktım. Bazıları üzerime sıçrıyordu. Denizin sesini dinledim. Gözümü olabildiğince az kırparak her hareketini izledim.

Buraya gelince nefes aldığımı hissediyordum.

"Ah bak ben söylemeyi unuttum ne hediye alacağımı. Sana bir tane uçak maketi aldım. Evet aldım diyorum çünkü almam için ben bir engel göremiyorum. Şu her yerde arayıp bir türlü bulamadığın maket. Onu buldum ve aldım. Ama elimi bile sürmeyeceğim Taehyung. O sadece öyle kalacak."

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Ve ben Namjoon'un ısrarları sonucu otele dönüyordum. Bu yolları korkarak gidip geliyordum. Elimden geldiğince yavaş ve dikkatli bir şekilde arabayı sürüyordum.

Lose-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin