Karanlıktan dolayı saatin kaç olduğunu da bilmiyordum. Karanlıkta sessizce oturup,nöbet tutuyorduk. Subaya git dememe rağmen gitmemişti ve inat ederek kalmıştı yanımda.
Karanlık bir gece her zaman aydınlık bir sabaha doğar.
İçinde umut olan herkes aydınlık bir sabaha doğardı.Yere çömeldiğim gibi hemen subayda yere çömelmiş ve yanıma oturmuştu.
Aramızda bir karşılık mesafe vardı.
"Umudun çiçeği, karanlıkta bile parlıyorsun ve ben seni net görüyorum."
Karanlıktan hiçbir şey görülmemesine rağmen o beni görebiliyordu.
"Umudun çiçeği,ben bir savaşa gideceğim. Benim bir umuda ihtiyacım var ve benim umudum sen olur musun?"
"Git, savaşmaya ve elinden geleni yap umudun çiçeği olarak söylüyorum." dedim sesim biraz duygulu çıkmıştı. "Sana verdiğim çiçek sana hep umut olsun."
"Mustafa Kemal Paşa öyle söyledi. Sabaha karşı gidecekmişiz,kendinize
ve revirdeki hastalarıma iyi bakın.""Allah'a emanet ol subay."
"Seni ve bu revirdeki askerlerimizi Allah'a emanet ediyorum." Gözleri umutla parladı. "Bir gün kurtuluşa ereceğiz ve bu savaştığımız yerlerde gezerek eğleneceğiz."
"Biz güçlü bir milletiz,bizi kimse durduramaz ve durduramadı." Yüzüme bir gülümseme olmuştu. "Bunu atlatacağız.Güzel yeni bir devlet kurulacak ve bu genç devletin kurucusu Mustafa Kemal Paşa buraları güzelleştirecek."
"Başaracağız bir millet olarak umudun çiçeği ve ben buna gönülden inanıyorum." Gözlerim karanlıkta hiçbir şey görmezken onu görüyordu.
"Ben sana bunu vermek istiyorum. Sen bana umut oldun, bende sana umut olmak istiyorum."
Elime bir mendil bıraktı. Bu mendil güzel işlemeli bir mendildi.
"Eğer dönemezsem bu mendil sana benden hatıra olsun. Sakla onu ve hep sende kalsın."
"Sen savaşacak ve ölmeden döneceksin." Onun yüzüne doğru haykırdım. "Ölmeyeceksin ve zafer kazandığımızı göreceksin." Gözlerim dolmuştu. "Böyle konuşma olur mu? Unuttun mu? Umudun çiçeği her zaman yanında olduğunca umut var."
"Umudun çiçeği, yaşayacağım ve tüm vatanımı kurtarana kadar durmayacağım ama şehit olmaktan grurda duyarım."
"Şehit olman hepimiz için grur dolu olur ama şehit olma şu anlık vatanın kurtuluşunu görmelisin."
"Göreceğim hemşire hanım. Sizde göreceksiniz ve o gün umut ışığı içinde vatanın kurtuluşunu izleyeceğiz."
"O günler çok yakında subay."
"O günü görmek için elimden geleni yapacağım." Yutkundu ve devam etti. "Hiç şüpheniz olmasın ve dönüşümüzle her şey çok güzel olacak."
"Umarım subay. Ben yürekten inanıyorum buna."
Gün aydınlanmaya başlamıştı.Subay Ali hemen çömeldiği yerden kalktı.
"Benim gitme zamanım geldi,Allah'a emanet olun hemşire hanım. Buradaki askerler size emanet onlara iyi bakın olur mu?"
"Onlara iyi bakmaya çalışacağım subay."
"Nilüfer çiçeği yanınızda olsun, umudunuz tükendiğinde ona bakar umutlanırsınız ve savaşmaya devam edin. Vatanımızı biz kurtaracağız."
"Biz kurtaracağız." dedi son dediğimi bir daha tekrar ederek. "Biz kurtaracağız ve çabalarımız sonuç gösterecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GALATA'DA DOĞAN AŞK-I SAADET
Historical Fiction2023'lerde olan Nilüfer Galata Kulesindeyken geçmişe 1920 lere ışınlanır. Tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gider... 1920'lerde bir Türk subayına aşık olacağından habersizdir. Bu onun başına gelen en güzel olay olur sonrasında. Ben onun için geldi...