Karanlık çökmüştü üzerime evet...
Belkide ben hep karanlık tarafta kalmıştım ama aslında işin aydınlık tarafındaydım. Bunu subay sayesinde fark etmiştim.Fark etmeseydim belkide hep karanlığa gömülmeye mahkum olacaktım.
Umudun çiçeği olarak karanlıklara gömülmeye mahkum olmayacaktım. Aynı onlar gibi mahkumiyetle savaşacaktım,kendi içimde karanlığa gömülen tarafım yani mahkum olan taraf ölecekti ve bu savaşı umutlu olan tarafım yani aydınlık kazanacaktı.
Karanlık ile aydınlık sürekli bir savaş halindedir ve bu durum insanı yorar. Bazen insan öyle bir yorulur ki her şeyden bıkar ama ben mücadele etmeyi asla bırakamazdım çünkü mücadele olmadan bir şeyi kazanamazsın.
Zorluklara karşı yaptığımız mücadeleler,dayanıklılıklar ve asla pes etmemekte bizi biz yapan özelliktir. Türk milleti hiçbir düşmandan korkmaz ve bizim millet ortada olmasa tarihin yarısı yok demek bu aslında.
Nilüferin güncesinden
Bugün 23 Ağustos 1921 buraya geleli tam 1 yıl oldu ama hala geri dönemedim.Subay ile Sakarya'ya geldik ve burada çadırlardayız.
Önemli ve bu savaşı kazandıktan sonra, taarruza geçeceğimiz savaş başlayacaktı.
Sakarya Nehri ortalarındaydık,subay ile diğer askerler çıkmıştı çadırdan artık 22 gün 22 gece sürecek bir savaş başlamıştı.
22 gün 22 gece sonrasında Büyük Taaruza geçecektik ve sonunda vatan kurtuluşa erecekti.
Sakarya'da Yunanları geri püskürtüp,onları durduracak ve taaruzla birlikte vatanı kurtaracaktık.
"Sakın çadırdan çıkma Nilüfer!"
"Tamam,subay."
İlk gün top atışlarının sesini duydum,sonraki günlerde biraz savaş şiddetlenmişti. Aradan 1 hafta geçmiş savaş hızla devam ediyordu,Ali ile diğer askerlerimiz canla başla çalışıyorlardı.
Olayları çadırdan takip ediyordum,o kadar çok olay olmuştu ki ama 15 gün sonra savaşı biz kazanacaktık.
13 Eylül 1921 Sakarya Meydan Muharebesi Türklerin zaferi ile sonuçlandı diye tarihe damgasını vuracaktı.
Tarihe damga vurmayı seven bir millettik. Atalarımız adını hep savaşlarla ve uyguladıkları muhteşem taktikleri ile yazdırdılar.
Tarihi baştan yazmayı severdik,tarihin en iyi destanını biz yazdık ve büyük bir destan yazmayada devam edecektik.
Revire gidiyor oradaki hastalarla ilgileniyordum,birkaç tane ağır yaralıyla ilgilendim ama ölümcül riskleri yoktu o yüzden onları iyleştirebilirdim.
Ali bütün katıldığı savaşlarda olduğu gibi bundada sağ çıkıp,vatanın kurtuluşunun rahatlığına erecekti.
Kurtuluş günü çok yakındı artık ve yine o zirvelere al sancağımızı tekrar asacaktık.
Biz nerde olursak olalım, hep yükseklerde bayrağımızı dalgalandırırdık çünkü bayrak her şeydi. Uğruna en çok kan verilen şanlı bir bayraktı Türk bayrağı.
Sakarya Nehiri ortasında yoğun bir mermi topu sesi duyuluyordu,atalarım başaracaktı ve bundan emindim.
Top sesleri beni korkutmuyordu çünkü asıl fırtınalar,toplar benim kalbimde kopuyordu ve ailemi özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GALATA'DA DOĞAN AŞK-I SAADET
Historical Fiction2023'lerde olan Nilüfer Galata Kulesindeyken geçmişe 1920 lere ışınlanır. Tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gider... 1920'lerde bir Türk subayına aşık olacağından habersizdir. Bu onun başına gelen en güzel olay olur sonrasında. Ben onun için geldi...