Çocukların başında durmuştuk,onların o masumluklarını izlemiş ve birer Türk kahvesi içip kendimize gelmiştik.
"Umarım bir gün senin de güzel bir çocuğun olur subay. Siz çok iyi bir baba olursunuz bundan eminim ama onu tüm kötülüklerden koruyun olur mu? Onu anlayın,yargılamayın ve hep sevin olur mu?"
"Bunu bana söyleme lütfen. Senden güzel anne olur biliyor musun? Sana her baktığımda,o güzeller güzeli annemi görüyorum ve sende annem gibi masumsun. Nilüfer yapma bunu, ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama lütfen bunu yapma. Seni seviyorum ve bir gün bir yuva kurarsak çocuklarımız olacak. Onlarla güleceğiz,eğleneceğiz ve onların bizim yaşamadığımız kadar güzel bir hayat yaşayacağız."
"Yapamam. Burada kalamam çünkü kendimi buraya ait hissetmiyorum, bir o kadarda buraya aitmişim gibi hissediyorum ama olmaz. Bende seni çok sevdim,2 senedir bende seni seviyormuşum meğerse sadece aşkından emin olmak istemiştim. Sen çok iyi birisin Ali,seninle mutlu olmak isteyeceğim kadar güzelsin ama beni de anla lütfen." dediğimde gözleri hüzünle dolmuştu sanki.
"Yaparsın Nilüfer. Kararın ne olursa olsun yanında olacağım çünkü ben sana bir söz verdim. Sözlerimi tutarım bilirsin,senin kalbinde yaşayacağım ve her nerede olursan ol seni bulacağım. Bulacağım dedim ve sen şu ana kadar nereye gittiysen buldum seni."
"Beni hep bulacak mısın?"
"Hep bulacağım."
"Bulma desemde bulmaya devam eder misin?"
"Sen hep bulma dedin Nilüfer ama ben seni hep bulacağım. Nereye gidersen git seni bulacağım ve hep yanında olacağım."
"2 yılda neler oluyormuş anladın mı bari? Sen bana aşık oldun ama kendini düşünmedin. İlk başta bu kıza karşı nasıl his beslerim diye düşündün ve olmaz dedin. Bende sana bizim bir yolumuz yok,dedim ama o yol varmış meğerse. O yolları senin için yürüdüm ve ben silahın namlusunu geldiğim yere doğrulttum. Geleceğime doğrulttum o namluyu sırf senin için Ali. Senin için görmezden gelmeye çalıştığım şeyler, içimde bir acı bırakıyor ve sen bu kadını niye önemsiyorsun? Niye,niye hah sana silah namlusunu doğrultan bir kadını niye seviyorsun? Ben geldiğim yere gitmek istemiştim ama şimdi ise geldiğim yere silahı doğrultuyorum. Bunu yapmayacak olan ben geleceğime ihanet ediyorum ve burda geçmişte kalıyorum. "
"O ne yaparsa, yapsın onu seviyorum çünkü isterse kalbime silah namlusunu doğrultsun umrumda değil. Madem benim için o görmezden geldiğin şeyler var, öyleyse bedelini ödeyelim ve seni asla yalnız bırakmayacağım. Yapma bunu kendine,gelme üstüne,bunları düşünme ve mutlu ol tamam mı?"
"Mutlu olamıyorum Ali. Yapamıyorum,senin için görmezden geldiğim şeyler canımı yakmaya başladı ama ben burada aptal gibi kalmayı tercih ettim. Neden yaptım? Bende bilmiyorum ama çok aptalcaydı. Geldiğim yere ihanet etmek,geleceğime ihanet etmek ve ona silah namlusu doğrultmak ağır geldi. O silahları senin için doğrulttum ben canım yanıyor,görmezden geldiklerim karşıma çıkıyor ve o silahlardan birinin namlusunu ise ben Orhana dayadım. Hepsi şu aptal kalbim yüzünden geldi başıma,kimse için fedakarlık yapmayan ben bunları yaptım Ali."
"Şu feryatların kalbimi yakıyor. Bende masum bir çocuktum ama 20 yaşımda annemin kafasına o silah namlusunu doğrulttular ve ben onu koruyamadım Nilüfer. Buraların işgalinde annemi götürdüler,mavi önlüklüler ben annemi korumak istemiştim ama annem benim cepheye gitmemi istedi ve o bunun son isteğiydi Nilüfer. Annemin intikamını almak için savaştım ben,hayla buramda sızlıyor biliyor musun? Onu koruyamadım ben,onu şehit ettiler ve mezarını İzmir kurtulduğunda şehitlerimizin mezarını kazdık. Ondan birinin mezarında çok ağladım, işte onlar benim annem ve babamdı. Babam yiğitçe savaşmıştı, annem ise vatanın kurtulacağı inancındaydı ama göremedi. Ben ne yapayım şimdi Nilüfer?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GALATA'DA DOĞAN AŞK-I SAADET
Historical Fiction2023'lerde olan Nilüfer Galata Kulesindeyken geçmişe 1920 lere ışınlanır. Tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gider... 1920'lerde bir Türk subayına aşık olacağından habersizdir. Bu onun başına gelen en güzel olay olur sonrasında. Ben onun için geldi...