3- İmdat!

29 10 0
                                    


Sabah kalktığımda her zamanki gibi aşağıya inip kahvaltımı ettim. Kahvaltının ardından televizyon karşısına oturup karşıma çıkan bir diziyi izlemeye başladım. Reklam arasına girince canım portakal suyu çektiği için mutfağa girip buzdolabından çıkardım. Temiz bir bardağa koyup içeriye geçip kalktığım yere oturdum.

Reklamın bitmesine daha çok vardı. Telefonuma uzanıp aldım ve sosyal medya hesabıma girip gezindim biraz. Yeni çıkan genç kurgu romanlarının reklamları ara ara karşıma çıkıyordu ve sonradan göz atmak adına ss alıyordum.

Günüm ne çabuk geçmişti. Tıpkı eski Gece'nin yaşam sitili gibi. Önceden normal insanlar gibi bir yaşamım vardı. Kahvaltı et dışarıya çık gez toz eğlen. Yaşadığım ağır şeylerden sonra ise eski yaşamımdaki hâl ve tavırlarımla hiç alakam kalmadı.

Şu an eskiden yaptığım aktiviteleri yapmak hoş hissettirmişti. Uzun zamandan sonra böyle televizyon izlemek gibi sıradan şeyleri yapmak bile güzeldi.

Dizi bittikten sonra mutfakta yakaladığım Emine Teyze'nin yanına oturdum.

"Napıyorsun bakalım?"

"Akşam yemeği için hazırlık."

"Akşam yemeği mi?" kol saatimden saate baktım.

"Akşam yemeği ya. İçine ne girdiyse saatlerdir televizyon karşında oturuyorsun. Bende uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar uzun süre odandan çıktığın için karışmak istemedim."

"Saati farkında değildim de yinede akşam yemeği için erken değil mi?"

"Biraz erken doğru diyorsun ama eksikler var marketten alınacak. Onlar alınmadan önce şu sebzeleri yıkayıp doğrayım dedim. Bugün dip bucak temizlik yaptım gidip gelirsem derman kalmayacak zaten. İşim hafiflesin dedim."

"Ben gideyim mi? Yorulmuşsun zaten biraz daha zorlasak perte çıkıcaksın."

"Olur mu öyle şey kızım , ben giderim."

"Olur olur. Kıyamıyorum sana daha fazla yorulmanı istemiyorum. Allah korusun rahatsızlanırsın falan."

"İyide bende sana kıyamıyorum. Ne olacak şimdi?"

"Ben sana ne yapacağımızı söyleyim. Sen bana alınacakların listesini veriyorsun ve bende markete gidip hepsini alıyorum. Ardından eve gelip sana yemek yaparken yardım ediyorum. Yemekten sonra ise tıpkı eskiden yaptığım , seninde sevdiğin o enfes kurabiyelerden yapıyorum."

"Bugün şoktan şoka sokuyorsun beni. Hep böyle ol kızım." deyip bilmediğim birşeyler okumaya başladı. Okuduğu şey okuduktan sonra üzerime doğru üfledi.

"Şimdi al şu listeyi. Aman kızım gözünü seveyip dikkafli ol gidip gelirken."

"Dikkat ederim merak etme."

Elindeki listeyi alıp dışarı çıktım. Kışa yaklaştığımız için güneş erken batıyordu. Bu yüzden hava gittikçe daha erken kararıyordu. Şu an havanın kararmaya başlaması benim için daha iyiydi. Fazla vakit kaybetmemek adına hızlıca markete doğru yürüdüm. Yaklaşık 15 dakikalı mesafedeydi.

Markete vardığımda listedekileri almaya koyuldum. Alıncaklar listesini kontrol ettim atladığım veya almadığım var mı diye. Bir eksiğin olmadığından emin olduktan sonra yapacağım kek için kendi malzemelerimi de alıp kasada sıraya girdim. Sıra bana gelince ödemeyi yapıp çıktım.

Elimdeki poşetler eve gidene dek beni biraz zorlayacaktı galiba. Yeni yeni marketten çıkmış eve doğru ilerliyordum. Sanırım birazda olsa önyargılarımı kırmaya başladım dışarıya çıkma konusunda.

KARANLIĞIN ESARETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin