0.2

1.5K 123 71
                                    

Garip bir şekilde rahat olan koltukta uyanan Minho, ilk bir kaç saniye neden koltukta uyuduğunu düşündü.

Tavana gözleri kısık halde bakarken dün olanları hatırlamasıyla elleri ile yüzünü ovuşturdu.

Üstünde ki örtüyü atıp saçlarını kaşıyarak lavaboya girdi. İşlerini halledip çıkarken sessizce odasının kapısını araladı.

Masum bir şekilde uyuyan sarı saçlı çilli minik yüzünde istmesiz gülümseme oluştururken odadan çıktı.

Kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerken gelen aramayı yanıtladı.

"Evet Chan?"

"Dediğin yurdu buldum da sen neden istedin bunu?".

Minho bir yandan tavada ki krepi çevirip "Bugün kafeye gel anlatayım herşeyi" diyerek arkadaşını yanıtladı".

Chan dan gelen onay ile aramayı sonlandırıp krep işine geri döndü.

Son krepi de tabağa koyarken duyduğu bağırma sesi ile yerinden zıpladı.

Endişeyle odaya koşturup "Felix!" diye seslendi.

Nefes nefese odaya girerken minik çocuğun üç kedinin arasına girip gülüşerek onlarla oynadığını gördü.

Gözlerini kapatıp rahat bir nefes aldı. "Minho! Bu miyavlar çok tatlı!".

Minho gülüp yere yanına oturdu. "Miyavlar?". Felix dudak büzüp "Anla işte ya" diye söylendi.

Minho gülüp saçlarını okşadı "Kedi".

"Kede!" Parlayan gözlerle ona bakan miniğine gülüp ayağa kalktı. "Aynen öyle şimdi beraber kahvaltı yapacağız sonra seni çalıştığım kafeye götüreceğim".

Büyük elleri tutan sarışın aynı parlayan gözlerle ona bakıp "Kafe şu bir sürü pasta olan yer mi?".

Minho başını sallayıp Felix'in koltuk altlarından tutarak kaldırmış sandalyeye oturtmuştu.

"Evet orada bir sürü tatlı var". Ellerini çırpan minik yaşasın derken Minho'nun onun tabağına yemek koymasını bekledi.

Kreplarini sönmeyen parlayan gözleri ile yerken "Felix koreli değilsin değil mi?" diye sordu.

Minik omuz silkip "Bilmem ki ben yeni öğreniyorum Korece". Minho başını sallayıp bu sefer "Yaşın kaç peki?" diye sordu.

Felix gururla sekiz parmağını kaldırıp "Altı!" dedi. Minho gülüp çatalı ile parmakları gösterdi "Öyle mi?"

Gözlerini kırpıştıran minik parmaklarını bakıp kıstığı gözlerle inceledi.

"Ay!" diyerek iki parmağını indirip tekrar Minho'ya gösterdi.

Minho gülümseyip "İşte şimdi oldu aferim". Kocaman gülümseyen minik keyifle krepini yemeğe devam etti.

Kahvaltıdan sonra Minho üstünü değiştirmiş daha sonra dolabın üstünde tuttuğu valizi indirmişti.

Ablası çocuğunun eski kıyafetlerini hep ona getirir bir nevi onun evinde saklardı.

Minho her zaman şikayet etse de ilk kez bir işine yarıyordu.

"Felix! Gel bakalım bak beğendini seç".

Felix kocaman gözlerle kıyafetlere baktı. Heyecanla yerinde minik minik zıplarken dikkatlice hepsini inceliyordu.

Minho onun tatlı haline gülerken Felix parmağı ile bir kıyafeti gösterdi.
"Bunu istiyorum! Seninkiler gibi miyav olacağım!"

Minho Felix'in seçtiği kedi baskılı tişörtü alıp yanında şort çıkardı.

"Dene bakalım umarım olur".

Felix heyecanla kıyafetleri alıp odanın diğer ucuna kaçtı. Minho bu sırada valizi tekrar kapatıp kenara doğru itekledi.

"Minho! Minho! Bak!" diyen sesler ile gülüp arkasını döndü. Felix etrafında dönüp "Nasıl oldum?" diye sordu.

Tişört biraz büyük gelsede şort tam olmuştu. "Harika oldun. Artık çıkabiliriz"

Birlikte evden çıkarken Minho bu sefer yürümeyi seçti. Elinden tuttuğu minik ile ilerlerken Felix heyecanla oma gördüklerini anlatıyordu.

Minho ise daha dün bulup tanıdığı miniği şimdiden nasıl bu kadar sevgi beslediğini düşündü.

Alışmaması gerekiyordu. Bugün Chan ile konuştuktan sonra Felix'i yurda geri götürecekti.

Geldikleri kafe ile kendine gelip "İşte burası Felix". Minik heyecanla kapıyı açıp etrafına bakındı.

Minho ise kasa tarafında flört eden ikili ile göz devirdi. "Hey!" demesi ile sarışın beden yerinden zıpladı.

"Minho!" demesi ile genç gülüp "Ne korkak adamsın Hyunjin" diyerek arkadaşının saçlarını okşadı. Hyunjin ise göz devirmek ile yetindi.

Kasanın arkasına geçip diğer arkadaşına döndü. "İş sırasında flört yok Jisung". Jisung ona dil çıkarıp "Eşim ile flört edip etmeyeceğimi sana mı sorcam be!"

Minho tek kaşını kaldırıp "Patron benim sonuçta" dedi. U dönüşü yapan Jisung "Oy canım patronum biricik arkadaşım ya"

İkili ona gülerken onlara alttan bakan beden Hyunjin'in dikkatini çekmişti. "Bu minik kim Minho?"

Minho Felix'i kucağına alıp "Bu Felix dün bende kaldı da. Chan gelsin neler olduğunu anlatırım".

Kaşları havaya kalkan ikili merak etse de bir şey demedi.

Felix parlayan gözlerle tatlılara bakarken Minho gülüp "Ee hangisini istersin Jisung abin sana en güzelini getirecek".

Jisung göğsünü gerip "Tabiki de seç bakalım tatlış" diyerek küçüğün yanağından makas aldı.

Felix gülüp bir elini çenesine atarak düşündü. Heyecanla pembe bir pastayı gösterip "Minho! Onu istiyorum pembik olan meyveli".

Minho gülüp "Çilekli yani?". Hızla başını sallayan minik "Evet cilak ay çilek?"

Sarı saçlarını karıştırıp "Aferim" diyerek Jisung'a pastayı gösterip bir masaya geçti.

Jisung pastayı koyup işe dönerken Hyunjin de yanlarına oturdu.

Parlayan gözlerle tatlı yiyen minik onu güldürürken "Çok tatlı" dedi. Minho başını sallayıp onu onayladı.

Chan kafeye girip yanlarına otururken önünde oturan küçük çocuk ile şaşırdı.

Tek kaşını kaldırıp arkadaşına bakarken Minho iç çekti. "Bakın şimdi" diyerek sipariş bahanesine gelen Jisung dahil hepsine dünkü olayları anlattı.

---

Nasıl gidiyor???

Hata varsa üzgünüm

Hata varsa üzgünüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baysss

My Baby // Minlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin