"Hey!".
Parkı dolduran Minho'nun kalın ve sinirli sesi ile kucağında ki sarışın ile kaçan beden hızlandı.
Minho ise peşinden atılmış arkasında kalan Changbin hızla telefonunu çıkarmıştı.
Adam sağa saparken bir yandan kucağında debelenip, ağlayan sarışını susturmaya çalışıyordu.
"Minho!"
"Bir sus çocuk!" diyerek başına vurmuş sola doğru koşmaya başlamıştı. "Siktir" diyen Minho ters köşeye sapıp hızını artırdı.
Tekrar dönmesi ile siyahlar içindeki adamla göz göze gelmişlerdi. Adam duraksayıp geri dönüp kaçmaya çalıştı.
Minho ise hızla atılıp ensesinden tutarak kendisine çekti. "Yakaladım".
Adamı duvara ittirip ağlayan Felix'i hızla kucağına aldı. Arkadan gelen Changbin ise kaçmayı çalışan adamı tutmuştu.
"Polisi aradım, sakin düşünme kaçmayı".
Minho ise sıkıca Felix'e sarılıp saçlarını okşadı. Gelen polisler adamı alırken beraber karakola geçtiler.
Polisler ile beraber içeri girerken, adamın şapkası açılmış yüzü tamamen görünmüştü.
Uzun kumral saçları ve yüzünü kaplayan çilleri ile Minho'nun kaşları havaya kalktı.
"O benim çocuğum!" diyen adama öne atılacağı sıra polisler tutmuş, adam genede direnmeye çalışmıştı.
"Benim çocuğum o! Felix benim!".
Elinde belgeler ile gelen polis. "Lee Jun-wo, Lee Felix'in öz babası".
"Evet benim çocuğum o! Geri verin bana çocuğumu!".
Minho hala kucağında ki bedene sıkıca sarılırken polis memuru gelip Felix'i almıştı. "Hey-" demesine kalmadan "İşleri zorlaştırmayın" dedi başkomiser.
Kollarını göğsünde birleştirip. "Lee Felix'in öz babası iseniz, çocuğunuzu neden yetimhaneye bıraktınız?".
"Ona bakacak gücüm yoktu, o berbat yerde ona bakamazdım. Ama düzelttim herşeyi yanıma alacaktım onu ben".
"Lee Felix'in belgesi. Bu da Lee Minho'nun onu evlatlık aldığına dahil belgeler".
Başkomiser hepsini eline alıp inceledi. Minho gerginlikle nefesini dışarıya verdi.
"Changbin Felix'i benden almazlar di mi?" diye sordu endişeyle. Changbin onun omuzuna sarılıp. "Merak etme buradan Felix ile çıkacağız".
Uzun bir süre sonunda "Çocuğunda kararı önemli değil mi?" diye sordu Felix'in yanında ki polis.
Hala ağlayan çocuk onu da üzüyordu. "Felix kiminle kalmak istiyorsun?".
Jun-wo anında yere çöküp kollarını açtı. "Gel hadi Felixim, artık beraberiz ayrılmak yok söz".
Felix adamın bacağına tutunup öz babasına baktı. Minho da onun gibi diz çöküp"Felix" dedi güçsüz sesle.
Felix adamın bacağını tutmaya çalışıp. "Ben babamı istiyorum" dedi. Jun-wo nun yüzünde sırıtış büyürken "koş hadi" dedi.
Felix bununla koşup "Baba!" diye bağırdı hala dinmeyen yasladı ile. Minho başını eğmiş dolu gözlerini tutarken boynuna sarılan kollar ile gözlerini şaşkınlıkla açtı.
"Baba seni istiyorum ben!"
Sadece Minho değil, diğerleri de şaşkınlıkla bakarken, hemen kollarını küçüğüne sarıldı.
"Baba bırakma beni. Vermesinler beni ona, kötü o istemiyorum onu. Baba mı istiyorum".
"Baban burada bebeğim" dedi saçlarına öpücükler kondurup. "Baban bırakmayacak seni".
---
Oldu mu ya
Oldu diyin
Baysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Baby // Minlix ✓
FanficSoğuk kış gününde işten çıkıp evine dönen Minho yolda donmak üzere olan küçük bir çocuk görür. 2Lee Minho & Felix (Ship kitabı değildir!)